Ergun KAFTANCI
EKRANA çıkan aptallardan illallah…
AKP iktidarını savunma görevi sanki onların…
Doğru dürüst lâf etseler yine neyse…
Her lâfları abuk…
Kolay anlayın diye o abuk lâfları tercüme edeceğim…
……………………
İki yandaş kadın iktidarı savunmak isterken ağız ağıza verip stüdyoyu neredeyse kadınlar hamamına çevirdi…
Efendim, etrafımız düşmanlar tarafından kuşatıldığı için iktidarın bugün izlediği dış politika yerindeymiş, doğruymuş…
Bir tek “Takdire şayan” demediler…
Her söyledikleri hezeyan…
……………………
Bir ülke, kendi güvenliğini bahane ederek başka ülkelerin iç işlerine burnunu sokarsa, elbet düşmanlık başlar…
İşte halimiz…
Burnumuzu her yere soktuk…
Bütün komşularımızla bu yüzden papaz olduk!
Durup dururken düşman yarattık…
Sayıyı da çoğalttık…
…………………….
Başka ülkeler dostluk çıtasını yükselmeye çalışır, biz düşmanlık çıtasını…
Yanımızda tek dost bırakmadık…
Arap Yarımadası’ndaki Vehhabi Suudiler ile Katarlıları saymayın…
Yarın onlar da yüz çevirir…
…………………….
Döneyim yeniden o kafasız kadınların lâfına…
Başımıza sardığımız düşmanlıklar sanki gelin tâcıymış…
Değil, tâç maç değil…
Düpedüz ayağımıza vurduğumuz pranga!
……………………
Yandaşlar anlasın artık…
Yağcılığın da bir sınırı var…
Aşan alay konusu oluyor!
…………………..
Gerçek ortada…
Düşmanımızı çoğalttık, şimdi dostluk dileniyoruz…
…………………..
Onbirinci Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, herkesi itidalli olmaya çağırdı:
-Akılcı politikalar geliştirmek zorundayız…
Yani…
Zımnen, “Düşman yaratmayalım” dedi, “İstişare, diyalog ve dayanışma içinde olalım”
Gül’ün şu saptaması da çok önemli…
Gül’ün şu saptaması da çok önemli…
-Cumhuriyet tarihinin en zor günlerini yaşıyoruz…
Kimin yüzünden olduğunu söylemese de iktidarı işaret ettiği açık!
Bir “İstifa edin arkadaş” demediği kalmış…
Bir “İstifa edin arkadaş” demediği kalmış…
………………………
Mesaj yerine gitmiştir diye düşünüyorum…
Ülkeyi yönetenler herhalde bu işareti almıştır…
Beştepe‘den Çankaya‘ya kadar, herkes!
Ekran kuklası o aptal yandaş kadınlar da…
…………………..
Cumhurbaşkanı diyor kl:
-Yardım eden ülkeyi, teröre destek veriyor kabul ederiz…
Aksi zaten düşünülemez muhterem…
-Terörün destekçileri içeride ve dışarıda…
Doğrudur; Ay’da ya da Mars’ta olacak değiller ya…
…………………..
Başbakan da şöyle diyor:
-Bombalı saldırıdan Suriye sorumlu…
Güçlü devletsen ne duruyorsun, sor hesabını kardeşim…
* * *
SANKİ her derdimiz bitti, sıkıntımız sona erdi de geride bir başkanlık konusu kaldı…
Terör sürüyor…
Peş peşe şehit veriyoruz…
Sığınmacılar kapımızda…
Ekonomi yokuşta…
Asayiş bozuk…
Yurttaşın mal ve can güvenliği tehlikede…
Ülkenin bir bölümü yangın yeri…
Siyaset tıkalı…
Demokrasi yaralı…
Özgürlükler küllüm…
Daha ne olsun!!
…………………….
Hevesleri değişmiyor…
Sıkıntıları gidereceklerine hepsi halının altına…
İlle de başkanlık!
Gelsin diye yapmayacakları yok…
Referandum dahil…
……………………
Parlamenter sistemi tu kaka ilan ediyorlar…
Cılkı çıkmış, değiştirilmeli diyorlar…
Pekiyi, nasıl?
-Başkanlık sistemiyle…
Parlamento ne olacak?
Olacak da “O kadar olacak”…
Soru üstüne soru:
-O kadar olursa milli irade başkanda toplanmış olmaz mı…
-Kuvvetler ayrılığı, birleşik hale gelmez mi…
-Böyle demokrasi olur mu?
Olur, örnekleri var, işte Afrika ve Latin Amerika ülkeleri…
Ekleyin…
Bir de Türkiye…
……………………
Evet, her derdimiz bitti, sıkıntımız sona erdi de çözüm bekleyen bir tek başkanlık derdimiz kaldı…
Başkanlık hevesi yüzünden toplum siyaset dahil her alanda kördüğüm olursa şaşırmam!!