Fatih ÖZDÜR
Çarli dergisi basılıp da sekiz on kişi infaz edilince “ben çarliyim (Je suis Charlie)” tişörtleri giyilmeye başlanmıştı.. Akabinde Paris saldırısı sonrasında da aynı kampanya “ben Paris’im (Je suis Paris)” şeklinde devam etti ve devletlerin ileri gelenleri (bizimkiler de dahil) terörü kınamak maksadı ile Paris’te boy gösterdi.. Terör elbette kınanması gereken bir hadise.. Bunu kınamak için kimileri tencere kapak vurur, kimisi düdük ötürür, kimileri nümayiş yapıp tişört giyer, kimileri de lambaları açıp kapatır.. Kimileri de bu vahşetin sona ermesi için yüce yaratıcısına yatıp kalkıp dua eder, Karun’un akıbeti gibi “Kahhar” sıfatıyla terörist ve destekçilerini de yerin dibine batırması için niyazda bulunur.. Lâkin terör Tanzanya’da da terördür, Kenya’da da terördür, Bağdat’ta da terördür, Paris veya Londra’da da terördür.. Batı dedikleri gelişmiş ülkelerde meydana gelen terör hadiselerine tepki gösterip daha az gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerde meydana gelenlere laf olsun torba dolsun misali göstermelik bir tepki göstermek veya hiç göstermeyip bunları sıradan vaka olarak değerlendirmek insanlıkla ne kadar bağdaşır acaba?
Dün bir televizyon kanalında Hollanda’da yapılan bir çekimi gösterdiler.. Bir şahıs yürüyerek veya bisikleti ile yanından geçen onlarca kişiye elindeki tişörtleri göstererek ve onlara uzatarak “ben Ankara’yım (Je suis Ankara)” tişörtünü giymek ister misiniz? diye soruyor.. Sadece ve sadece bir delikanlı “elbette giyerim “diyor zira sınıf arkadaşı bir Türk imiş. Ancak bunun haricinde o kadar kişinin hiç biri konu ile ilgilenmiyor.. Kimisi “Ankara da neymiş” diyor, kimisi “beni ilgilendirmiyor” diyor, kimisi hastaneye gittiğini söylüyor, kimisi kesin bir şekilde “hayır giymem” derken kimileri ise cevap verme ihtiyacı bile duymuyor..
Paris’te hadise olduğunda yer yerinden oynuyor, dünya ayağa kalkıyor zira Fransız vatandaşları birinci sınıf, ama hadise Ankara’da olunca alışılagelmiş kınama mesajları haricinde hiçbir icraat yok, “Ankara’da neymiş” diye soruyor adam zira bizimkiler ikinci sınıf.. Daha farklı bir ifade ile üyesi olmak için bilmem neremizi yırttığımız, idam cezasını kaldırdığımız AB nezdinde konumumuz bu işte.. İkinci sınıf insan.. Almanya’nın son günlerde bizlere yapmadığı yalakalık kalmıyor, bizleri çok sevdiğinden mi?.. Suriyeli mültecileri sonsuza kadar bize kakalamak için tabii ki..
Bu arada sanırım bazı AKP’lilerin aklı yeni yeni gelmeye başlamış olmalı ki AKP’li bir başkan idam cezasının yeniden yürürlüğe konmasını, gerekirse bu konuda referandum yapılabileceğini (Kaynak:Radikal gazetesi) belirtiyor..
Akıl geç gelmiş de olsa hiç gelmemesinden daha iyidir..
Keşke o akıl çözüm zırvası ve hatalı Suriye politikası esnasında da gelebilseydi..