
“Sayın Cumhurbaşkanı mahkemelere, savcılara talimat vereceğine, yol göstereceğine anayasada yazılı kendi görevlerini yapsa çok daha iyi olur” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye Kamu Taşeron İşçileri Birliği üyelerini kabul etti.
Birlik üyeleri, asıl iş yardımcısı, iş ayrımı yapılmadan tüm taşeron işçilerin kadroya alınması taleplerini ilettiler.
Vural, bu konuda verdikleri birden fazla kanun tekliflinin bulunduğunu belirterek, “Güvencesiz istihdam olmaz. Güvenceli istihdam Türkiye’nin geleceğidir” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI KENDİ İŞİNİ YAPSA ÇOK DAHAİYİ OLUR”
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliye kararıyla ilgili “daha bu iş bitmedi” sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Türkiye’ye başkadılık müessesi mi geldi?” diye konuştu. “Böyle bir şey olabilir mi? Bu, talimat ve yönlendirmedir” ifadelerini kullanan Vural, “Sayın Cumhurbaşkanı mahkemelere, savcılara talimat vereceğine, yol göstereceğine anayasada yazılı kendi görevlerini yapsa çok daha iyi olur” değerlendirmesinde bulundu.
Vural, “Demokratik hukuk devletinde mahkeme kararlarını eleştirebilirsiniz ama onlara olan güveni zedeleyip, onlara talimat verip, yol gösteremezsiniz. Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukukunu temsil eden anlayışı ortaya koymaktadır. Bu anlayıştan başkanlık sisteminden muradının ne olduğunu anlıyoruz” şeklinde konuştu.
ZAMAN GAZETESİNE KAYYIM ATANMASI
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ‘Zaman gazetesine kayyım atanması ile ilgili iddialar var neler söylersiniz?’ sorusuna Vural, şu yanıtı verdi: “Artık kayyımlar öyle bir şey artık kayyım atanıyor, alınıyor karmakarışık bir Türkiye. Başbakanlık da kayyımla yönetiliyor. Cumhurbaşkanı’nın kayyımlığı söz konusu. Bakanlar bile kayyımla yönetiliyor. Cumhurbaşkanı danışmanları yönetiliyor. Cumhurbaşkanı’nın danışmanı ‘hükümetin başı diyor’ hükümet ‘ben başıyım’ diyor tam bir keşmekeş var. Bütün bunlardaki amaç yok etmeye yöneliktir. Hukuki bir netice elde etmek yerine maalesef bu yönüyle bir yok etme ortadan kaldırma girişimi vardı.
Suçu olan elbette suçunu çekmeli ama bazı medyalar kapatıldı. Şimdi o zaman bu medya bir değerse niye satmıyorsunuz bunları? Eğer bir karşılığı varsa bunları niye satmıyorsunuz da kapatıyorsunuz? Bu yönüyle bakıldığında giderek zaten medyanın yasama yürütme ve yargının Türkiye’yi yönetenlerin faaliyetlerini sorgulama hürriyeti elinden alınmış vaziyette. Medya bu görevini bir bakıma bunu sorgulayan muhalefet aracılığıyla yaparken bazı medyanın bu şekilde ortadan kaldırılması veya yönetilmesi aynı zamanda muhalefetin bu yapılanlarla ilgili sorgulamalarını bu kitle iletişim aracılığıyla vatandaşa iletme imkanından mahrum bırakılıyor.
Bu gerçekten maalesef medya gerçekten bir sorgulama yapabilme konusunda ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. Muhalefetin eleştirilerini dile getirme kanalları kısıtlandıkça artık tamamı ile bir iki bakanlık gerekecek. Bir bakanlık kafi bunlara. George Orwel’in1984’deki doğruluk bakanlığı kurarlar. Doğruluk bakanlığı aracılığıyla yaptığı herşeyin doğru olduğu konusunda topluma iletecek kitle iletişim araçları istemektedir. Bu girişimler medya özgürlüğünü kırıntısını kullanmak durumunda kalanlarında bu kırıntılarını ortadan kaldırmaya yönelik bir tehdide dönüşme temayülündedir. Hükümeti uyarıyoruz. Medya özgürlüğü demokrasinin temelidir. Teşebbüs özgürlüğü çok önemlidir. Bu konuda toplumda medya ve teşebbüs özgürlüğünü ortadan kaldıracak girişimler konusunda bir kanaat oluşturma yolundaki hususları muhakkak elimine edecek bir politika takip etmesi gerekiyor.”
BOYDAK HOLDİNG’E YAPILAN POLİS BASKINI
Başka bir gazetecinin, ‘Boydak Holding yönetim kurulu başkanı ve üyeleri gözaltına alındı. bu konuda neler söylersiniz?’ sorusu üzerine Vural, şunları kaydetti: “Maalesef Türkiye’de teşebbüs hürriyeti ve mülkiyet garantisi ortadan kaldırılıyor. Bundan önce de yapılmıştı. Türkiye’nin yatırıma, istihdama ihtiyacı var. Güvenceli istihdam istiyor taşeronlar ama Türkiye’de yatırım yapacak adamların güvencesi yok. Maalesef yargının bu şekilde yönlendirilerek bir silah olarak kullanıldığına ilişkin bir kanaat gerçekten çok zarar verir. Ekonomik faaliyetlerde teşebbüs hürriyetini basın özgürlüğünü ortadan kaldırabilecek girişim ve bu kanaatleri doğuracak eylemlerden uzak durulmalı.”
“Yargının yönlendirilerek bir silah olarak kullanıldığına ilişkin kanaat ülkeye zarar veriyor” ifadesini kullanan Vural, teşebbüs hürriyetini, basın özgürlüğünü ortadan kaldıran girişimlerden, bu kanaatleri doğuracak eylemlerden uzak durulması gerektiğini ifade etti.
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili TBMM Başkanlığına yaptıkları başvuruyla ilgili henüz bir değerlendirme olmadığını bildiren Vural, şunları söyledi:
“Şehit olanlar bizim burada bu egemenliği kullanmamız için şehit oluyor. Hiç olmazsa bu egemenliğini kullananların iradesini ve sesini kullanması gerekiyor. Politik teröristlerle de mücadele edilebilmelidir. Terörle mücadele edenler, Meclis’ten canlarını, kanlarını değil, parmaklarını, iradelerini terörle mücadelede kullanmasını istiyorlar. Bu konu politik araç olarak kullanılacak mesele değlidir. Biraz da biz dokunalım ey milletvekilleri. Meclis’in bu iradeyi kullanması gerekiyor. Meclis Başkanının da bir inisiyatif kullanma vakti gelmiştir. Biz bu görevi yapmaya hazırız. Öyle karnımızdan konuşmuyoruz.”
Bir soru üzerine, dokunulmazlıkların kaldırılmasının bir kriz çıkarmayacağını ifade eden Vural, “Kriz niye olacak? Yargı çalışacak. Yargının çalışması kriz olur mu? Askerin ve polisin koruduğu değerleri Mecliste korumayacaksak böyle terörle mücadele olabilir mi?” diye sordu.
ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU
Bir başka soruyu yanıtlarken Vural, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun bütün partilerin katılımıyla kurulduğunu kaydetti.
Ancak TBMM Anayasa Komisyonunun Meclis’in kurulu komisyonlarından biri olduğunu anımsatan Vural, “AKP, HDP ile birlikte ‘al başkanlığı ver özerkliği’ şeklinde bir anayasa önerisi getirmeyi düşünüyorsa, MHP, hem parlamenter sistemi hem cumhuriyetin temel vasıflarını hem de vatandaşlık tanımı koruma karalılığını ortaya koyacaktır. Bizim tavrımız net olduğuna göre anlaşılan o ki AK Parti ile HDP yeni anayasa için bir hazırlık içinde. AKP, HDP ile ‘durmak yok yola devam’ diyor” dedi.
“AKPnin kendi içindeki kavgasının Türkiye’ye zarar verdiğini” savunan Vural, “Cumhurbaşkanı ve Başbakan, danışmanlarının arkasından birbirlerine ateş ediyor. Paralel bir yönetim var” ifadelerini kullandı.