MHP İsmet BÜYÜKATAMAN “Milliyet Gazetesi Yazarı Mehmet Tezkan’ın bugünkü yazısı ve MHP’yi bölme projesinin taşeronluğunu yapanlara” ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Büyükataman’ın açıklamasının tam metni;
Mehmet Tezkan, Milliyet Gazetesindeki bugünkü “Tek adam partisi çat diye çatladı” başlıklı köşe yazısında partimizi bölme yarışına girenlerin değirmenine su taşıyanlar listesine adını yazdırmıştır.
Adamın biri “kurban” mevzuunu anlatıyormuş: “çocuğu olmayan hazreti Davut, Allah’a dua etmiş, ‘Ya Rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş. Dua tutmuş, Davut, kızının adını Ayşe koymuş, gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, Hazreti Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, Azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş, ‘kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş”!
Dinleyenlerden biri dayanamamış: “Yahu bunun neresini düzelteyim; Hz. Davut değil Hz. İbrahim; kız değil erkek; Ayşe değil İsmail; Azrail değil Cebrail; keçi değil, koç”
Şimdi biz Mehmet Tezkan’ın baştan sona yalan ve iftiralarla dolu yazısının neresini düzeltelim.
Tezkan, yazısında ısrarla “tek adam” vurgusu yapıyor, dün Başbuğumuzun bugünse Sayın Genel Başkanımızın tek belirleyici olduğunu, tek adam olduğunu kısaca partimizde demokrasiden uzak bir yönetim anlayışı belirlendiğini anlatıyor.
Bize göre; demokrasinin gerisinde milli devlet gerçeği vardır. Bireye dayalı yönetimlerin yıkılıp yerine millet iradesinin geçmesini sağlayan esas amil elbette milli devlet gerçeğidir. Bu anlamda milliyetçilikle demokrasi arasında son derece yakınlık ve bağlılık yer almaktadır. Bize göre milliyetçilik anlaşılmadan, millet değerinin hakkı teslim edilmeden demokrasiden bahsetmek suya yazı yazmakla eşdeğerdir.
Yıllardan beridir milliyetçilikle demokrasinin ikiz kardeş olduğunu vurgularken maksadımız bu iki değerin ayrılmazlığını ve amaçlarının kesiştiğini ispatlamak içindir. Demokrasinin güvencesi milli irade, milliyetçiliğin anlam kaynağı milli varlık ve kültürdür.
Mehmet Tezkan ve onun gibiler de bu düşüncede olduğumuzu bilmektedir ancak bu işlerine gelmemektedir.
Mehmet Tezkan, şayet tek adam görmek istiyorsa yüzde 49,5 oy almış bir Genel Başkana yapılan sivil darbeye bakmalıdır. Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen sivil darbeyle ilgili tek bir kelam etmeyenlerin bize demokrasi dersi vermeye kalkmaları en hafif tabirler aymazlıktır, siyasi ahlaksızlıktır.
Mehmet Tezkan, 2001 yılında partimizin baraj altında kaldığını iddia etmektedir. Bahsettiği yıl herhangi bir seçim olmadığı gibi, o yıl partimiz koalisyon ortağıdır. 2002 yılında bir seçim olmuştur. Mehmet Tezkan’ın yazısının tümü yukarıdaki cehalette bir yazıdır. Olmayan seçim, görülmeyen demokrasi, atılan çamur ve çirkeflerle doludur.
Amaç bellidir. AKP iktidarı, anayasa-başkanlık referandumunu yaparak sistemi değiştirecek güce sahip olabilmek için satılık kalemler marifetiyle MHP’yi parçalamaya çalışmaktadır.
AKP’nin son kullanma tarihinin geçtiğini bilen siyaset simsarlarının yeni parti tasarımlarında Ülkücü taban hedef kitle seçilmiştir.
Küçücük akıllarınca MHP’ye çelme takmak istiyorlar, ama kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir. Zekâ fukarası kafalarına göre MHP’nin parçalanmasını projelendiriyorlar. Bilmiyorlar ki, hevesleri kursaklarında kalacak, şirret hesapları ayaklarına dolanacaktır. Ve bu çok yakındır. Milliyetçi Hareket Partisi sırtını ona buna değil, egemenliğin yegâne ve asil sahibi büyük Türk milletine dayamıştır.
Dolayısıyla MHP’yi karıştıranların nihai amacı, kurulacak yeni bir parti için Ülkücü tabandan seçmen devşirmektir. Partimize her zaman önyargılı ve kinle bakanlar da bu değirmene su taşımaktadırlar. Bu bir projedir ve biz bu projenin farkındayız. Allah’ın izni, ülküdaşlarımızın ferasetiyle bu oyunu bozacağız.
Memleketi ateşe atan Nemrutlara karşı sadece karınca gibi su taşımayacağız, gerekirse bu yangını göğsümüzde söndüreceğiz.
Kim ne derse desin, önümüze hangi engel çıkarsa çıksın, bu ateş sönmeyecek, bu dava ölmeyecek, Ülkücüler yolundan dönmeyecektir.
Kaynak : www.sonkale.org