MHP’den dün ihraç edilme girişimiyle karşı karşıya kalan MHP Genel Başkan adayı, Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve Isparta Milletvekili Nuri Okutan, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Grup adına ilk konuşmayı yapan Halaçoğlu, Başkanlık sistemine böyle bir atmosferde gidilmesine tepki gösterdiklerini açıkladı.
TABANDA ÇOK BÜYÜK TEPKİ VAR
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu: “Parlamenter sistemde ne eksiktir. Yasa mı çıkartılamamaktadırlar yoksa çıkardıkları yasayı mı uygulamakta zorluk çekmektedirler. Bunların hiçbirisi değildir.
MHP yönetimi sözünde duracaksa Başkanlık sisteminin gelmemesi gerekiyor. Çünkü daha önce Başkanlığa destek verilmeyeceği açıklanmıştı.
Tabanda çok büyük bir tepki var başkanlığa karşı. Türk milletinin de tek başına bir kişiye ülkeyi yönettirmeyi istemediğini biliyoruz. Bu konunun Meclis’ten geçmemesi için elimizden geleni yapacağız. Sadece MHP içerisinden değil, AKP içerisinden de başkanlığa karşı olacak vekiller olabilir.”
OMUZ OMUZA VERELİM
Isparta Milletvekili Nuri Okutan: “Türkiye bir kuşatılmışlık altında. Burada muhalefet ve iktidar omuz omuza durarak bu kuşatılmışlığı kaldırmalı. Hepimiz omuz omuza vererek bu sistemdeki problemleri giderelim.”
“BİZ MUHALİF DEĞİL, MHP’NİN TA KENDİSİYİZ”
Balıkesir Milletvekili İsmail Ok: “Balıkesir’de hafta sonu tam 10 ilçeyi gezdim. Balıkesir’de ilçelerin yapısı aslında tüm Türkiye’nin resmi niteliğindedir. Yaptığım gözlemlerimde gördüm ki burada yaşayan vatandaşlar başkanlığa, rejim değişikliğine ya da partili başkanlık gibi girişimlere karşılar.
Seçimdeki en büyük söylemimiz başkanlığa karşı duruşumuzdur. Türkiye Cumhuriyet devletinde yapılacak rejim değişikliğinin, Bahçeli’nin o günkü söylemiyle “Başkanlık, Türkiye’ye bölecek” dedi… Biz de öyle söyledik. O sözlerimizin arkasındayız. O yüzden biz muhalif değil, MHP’nin tam kendisiyiz, tabanız…”
TÜRK SİYASETİNİ UYARIYORUZ
MHP Genel Başkan adayı, Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ: “Güvenlik nedeniyle, Ankara’da 30 Kasım’a kadar her toplantı ertelenirken, cemevlerinde aşure bile dağıtılamıyor. Siz, Başkentinizin güvenliğini bile sağlayamıyorken Türkiye’yi nasıl böyle bir referandum gerginliğine sokarsınız. %83 oy almış bir rektör bile atanamıyorken, Başkanlık sistemini getirmenin Türkiye’yi nasıl bir tehlike beklediğiniz görebiliyoruz.
Türk siyasetini uyarıyoruz. Beka sorunu yaşayan ülkeler, sistem değişikliği yapmaz. Dünya tarihinde bunun örneği yoktur. Bunun bedelini toplum ağır öder. Recep Tayyip Erdoğan bir çok kez “Kandırıldım, Allah beni affetsin” diyerek milletinin karşısına çıkmış bir liderdir. Eğer yine kandırıldıysa onun başkanlık sisteminin bedelini Türkiye Cumhuriyet ödememelidir.
Türkiye en azından bu ağır baskılı dönem aşılana, bu konunun ertelenmesini istiyoruz.”
“BAZILARI KENDİLERİNİ ÇOBAN ZANNETSE DE TÜRK MİLLETİ KOYUN OLMADIĞINI GÖSTERECEKTİR”
Değerli basın mensupları,
Türkiye’de parlamenter sistemi tasfiye ederek başkanlık sistemini tesis etmeyi hedefleyen anayasa taslağı hükümet tarafından Milliyetçi Hareket Partisi’ne sunulmuştur. Bu taslakta, Başkanlık sistemi gizlenmek istercesine başkana cumhurbaşkanı denmiştir. Bir sistemin başkanlık sistemi olup olmadığını anlamak için, tasarıda başbakanın olup olmadığına bakmak gerekir. Başbakanın olmadığı bir anayasada devlet başkanına ister başkan, isterseniz cumhurbaşkanı da deseniz fark etmeyecek ve üstü örtülü olarak başkanlık sistemi uygulanacaktır. Dolayısıyla Başkanlık sistemini “Cumhurbaşkanı” kelimesi altında halkın önüne getirmek, Türk Milletinin aklı ile alay etmektir. Türk Milleti bu basit takiyyeciliğe taviz vermeyecektir. Bazıları kendilerini çoban zannetse de Türk Milleti koyun olmadığını gösterecektir.
“TÜRKİYE’DE DE “ASTIĞI ASTIK KESTİĞİ KESTİK” REİS’İN ÇIKMASI HEDEFLENMEKTEDİR”
Değerli basın mensupları,
Türkiye’yi başkanlık sistemi ile demokratikleşeceğini ilan edenler olağanüstü hal rejimi ve kanun hükmünde kararnameler ile yönetilen bir Türkiye’ye başkanlık sistemini dayatarak mı demokratikleştireceklerdir? Anti demokratik süreçlerden demokrasi çıkmayacağı malumdur. Almanya’da olağanüstü hal rejiminden Führer çıkmıştı; Türkiye’de de “astığı astık kestiği kestik” Reis’in çıkması hedeflenmektedir. Biz Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler olarak Türkiye’nin baskıcı, anti demokratik başkancı bir Reis rejimine sürüklenmesine asla izin vermeme kararındayız.
“BAŞKANLIK SİSTEMİNİ TÜRKİYE’NİN FEDERASYONA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ PROJESİ İZLEYECEKTİR”
Değerli basın mensupları,
Ülkemiz ağır bir krizden geçerken ve savaş halinde iken politik sistem değişikliği macerasına sürükleyenleri tarih affetmeyecektir. Türkiye, başkanlık sistemi denemesi ile bir maceraya sürüklenmektedir. Başkanlık sistemini Türkiye’nin federasyona dönüştürülmesi projesi izleyecektir. Esasen bugün herkesin sakıncalarını gördüğü büyük şehir yasası ile idari federasyonun alt yapısı büyük ölçüde oluşturulmuştur. Yarın valilerin seçimle atanması sürecinin gerçekleşmesi ile Türkiye federasyona bir adım daha atacaktır. Türk milliyetçiliğini ayakları altına aldığını açıklayan bir kişinin başkanlığının önünü açmanın Türkiye’ye ağır bedelleri olacaktır. Biz Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler olarak Türkiye’nin federalleştirilmesine ve bölünmeye sürüklenmesine izin vermeyeceğiz.
“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI TEK PARTİ ANAYASASI VE DEVLETİ YAKLAŞIMIDIR”
Değerli basın mensupları,
Nasıl başkanlık sistemine karşı isek partili cumhurbaşkanlığı sistemine de aynı şekilde karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Aldığımız duyumlar önceden yapılan bir anlaşma ile partili cumhurbaşkanlığı konusunda bir mutabakat sağlandığı doğrultusundadır. Partili cumhurbaşkanlığı tek parti anayasası ve devleti yaklaşımıdır. Bütün dünyada partili cumhurbaşkanlıkları tek parti yönetimleri zemininde görev yapmışlardır. 1950’de Türkiye çok partili rejime geçerken anayasasında değişiklik yapmamış ve partili cumhurbaşkanlığını muhafaza etmiştir. Tek parti sistemi için tasarlanmış olan partili cumhurbaşkanlığı çok partili demokratik sistemde büyük rahatsızlıklara neden olmuştur. Rahmetli Aydın Menderes de 1960 askeri darbesinin nedenlerinden birisinin partili cumhurbaşkanlığı olduğunu açıklamıştır. Partili cumhurbaşkanlığı BAAS rejimi gibi parti devletinin kurulmasına neden olacaktır. Özetle, biz Türk Milliyetçisi milletvekilleri olarak, en az başkanlık sistemi kadar, partili cumhurbaşkanlığını da Türkiye için zararlı görüyoruz ve partili cumhurbaşkanlığı tarzına da izin vermeyeceğiz.
“BAŞKANLIĞA VEYA PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞINA NEDEN GEREK DUYULMAKTADIR?”
Değerli basın mensupları,
Başkanlığa veya partili cumhurbaşkanlığına neden gerek duyulmaktadır? Parlamenter sistemde her türlü kanunu çıkaran hükümet, yasa çıkaramamaktan mı yoksa uygulamadan mı şikâyet etmektedir? Görünen odur ki, hemen her zaman aldatıldığını söyleyen hükümet yetkilileri, bu defa da Türk milletini aldatmayı hedeflemiştir. Bugün yasaları hiçe sayan, hatta anayasayı sürekli ihlal edenlerin yarın neler yapacağını herkesin düşünmesi gerekir. Aslında gerçek problem, devlet tecrübesine sahip liyakat sahiplerinin ülkeyi yönetip yönetmemesinde yatmaktadır.
“TÜRK EKONOMİSİ BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞ YAŞAMAKTADIR”
Değerli basın mensupları,
Türk ekonomisi büyük bir çöküş yaşamaktadır. Dolar Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına ulaşmıştır. Borçlar Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına ulaşmıştır. İflaslar birbirini izlemektedir. Şirketler birbiri ardına kepenk indirerek kapanmaktadır. İşsizlik tırmanmaktadır. Hükümetin faizleri indirin baskıları altında inleyen bankaların yurtdışında hisse senetlerinin değeri düşmektedir. Turizm çökmüştür. Tarım çökmüştür. Esnaf kredi kooperatifleri esnafa kredi vermeyi reddetmektedir. Yurtdışından gelen kara para bile azalmıştır. Hükümet gizli genelge ile bütün yatırımları % 50 oranında durdurmuştur. Piyasada para yoktur. Başbakan Yıldırım 2017 için pembe hayaller satsa da 2017 ekonomisi de çökmüş durumdadır. Aslında çöken AKP’nin dış borç ve iç tüketime dayalı ekonomik modelidir.
“ÜLKENİN BİR BAŞKANLIK REFERANDUMUNA GÖTÜRÜLMESİ, İÇ CEPHEYİ DARMADAĞIN ETMEKLE KALMAYIP, TOPLUMU KUTUPLAŞTIRACAKTIR”
Değerli basın mensupları,
Çöken sadece ekonomi değildir. Türkiye, Cumhurbaşkanı ve başbakanın ifade ettiği gibi bir beka sorunu ile karşı karşıyadır. Türkiye içerden PKK, FETÖ, İŞİD ve DHKP-C, dışarından iç savaş kuşağı ile sarılmış durumdadır. FETÖ’cü darbe neticesinde Türk Milleti ağır bir psikolojik darbe almıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik bürokrasisi ağır bir krizden geçmektedir. Karşı karşıya olunan hayati tehditleri aşabilmek için üç cephenin tahkim edilmesi, birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi gerekmektedir. Oysa ülkenin bir başkanlık referandumuna götürülmesi, iç cepheyi darmadağın etmekle kalmayıp, toplumu kutuplaştıracaktır. Üniversitelerde rektör seçimlerini üniversiteyi kutuplaştırdığı gerekçesi ile iptal eden bir hükümetin, toplumu köklü bir ayrışmaya ve çatışmaya götürecek referandumu göze alması hayret ötesi bir durumdur. Ülkemizin geleceğini tehdit eden ve sistem değişimi ile bir belirsizliğe götüren bu girişim karşısında, milletvekilleri olarak aziz Türk Milleti’nin önünde, Türk siyasetini uyarmayı bir görev biliyoruz.
Haber: Alpaydın Eroğlu (haberiniz.com.tr)