Ali BADEMCİ
Hatıra eserleri deyip geçmeyin, geçmişi olmayan insan, cemaat ve düşünce topluluklarının elbette geleceği de olmaz! Aynı zamanda bu çalışmalar zamanla geçmişe ait belgeler olur! Bildiğiniz gibi benzer konuda bizim de 12 Eylül İşkencesinde Ülkücü Bir Gazetecinin Dramı ve Bir Ülkü Dervişi Ayhan Aksu adlı kitaplarımız var! İnşaallah, Allah ömür verirse daha kapsamlı iki çalışma daha yapacağız: Necdet Özkaya ve Ramiz Ongun; ikisi de bizim dönemin kıymetli insanları! Ongun da bu derneğin mahsulüdür! Ayrıca bu çalışmalarla Adana’nın Türk Milliyetçiliği tarihinde yerinin de anlaşılması ve hakkının verilmesi gerekiyor! Aslında böyle bir çalışmayı Devlet Bahçeli için de yapmak gerekiyor, ama onun ilk ve orta öğretim dönemini bilmiyoruz! Bunların dışında çok önemli değerlerimiz daha var Hülâgü Balcılar, Nureddin Pakyürek, Hasan Çulhaoğlu, Faruk Akkülah, Mustafa Yılmazer! İz bırakmış ağabeylerimiz! Keşke incelenebilse; ileriye dönük ne kadar faydaları olur; çünkü Adana Türk oldu olalı daima Türklüğün başkenti olmuştur ve hâlen bu mümtaz mevkii devâm etmektedir.
HAYATİ ÖZKAYA KİTABI
Hayati Özkaya bizim büyük ustamız; Adana’da Türk milliyetçiliğinin efsâne adamı Necdet Özkaya’nın en küçük kardeşidir. Sanıyorum kardeşler içinde fizik olarak hocaya en fazla benzeyen de odur ve yaşı ilerleyince bire bir kopya durumuna gelmektedir! Fikir ve düşüncelerindeki birlikteliğe zâten söyleyecek bir şey yok; fakat Hayati meslek olarak da ağabey yolunu seçmiştir; yani edebiyat öğretmenidir! Özkaya âilesinden Yavuz mübarek bir şehit, Necdet Hoca’dan sonra gelen Oğuz ise bir 12 Eylül gazisidir. Dolayısiyla âile ülkücülükle iç içe ve ulu davanın bir buket çiçeğidir. Allah usta ağabeye uzun ömür, Oğuz ve Hayati ile âilelerine de hayırlı bir baht nasip etsin!
Elbette idealleri nesilden nesile insanlar ve âileler taşır; dört kardeşin her birinin ayrı ayrı ve birlikte aynı ideallere sâhip olması da bir tesâdüf değil Allah’ın anne babalarına lûtfudur! Ne mutlu onlara ki bir Anadolu insanı ve âilesi olarak böyle evlâtlar yetiştirmişlerdir! Pirimiz Necdet Hoca çok güzel ve dolu dolu konuştuğu hâlde henüz kitaplaşmış bir eseri yoktur! Oğuz da dolu, fakat yazım işinde biraz çekingen davranıyor! İnşaallah o da eline kalemi alır! Sanki âileden en küçük en olan en cesur ve gayretli çıktı! “P.K. 546 İdealist Bir Neslin Hikayesi” adlı hâtıra türünde edebi bir kitabı Ötüken Yayınları arasında yeraldı! Tek kelime ile fevkâlede bir üslûp, bir çırpıda okunabiliyor! Lisanı da ortalamış ve herkesin anlayabileceği tatlı ve hafif bir dil! Şahsen en fazla dikkatimizi kitabın bu yönü çekti!
Kitaba tamamen edebî cümlelerle girilmiş; “Hastahane önünde incir ağacı, annem ağacı!” Çok güzel cümlelerle mübarek şehid Yavuz Özkaya anlatılıyor.. Sonraki bölüm Üstad Necdet Özkaya’nın şahsında çileli bir göç ve âilenin serüveni! Tıpkı ırkımızın ve milliyetimizin anavatandan çıkıp Anadolu’ya gelmesi gibi! Baba, Van’da kalır ama âile memuriyet dolayısiyle artık Çukurova’dadır! Hatta Usta Necdet Özkaya babanın ölümünü 1962’de İstanbul’da tesadüfen öğrenir!
Hayati Özkaya kitabının bizim için takip den en önemli bölümü Adana Kültür Derneği arabaşlıklı 10 sayfalık kısım! Çünkü bu oluşumda biz de bir Anadolu çocuğu olarak Hoca’nın dizleri dibindeydik! Geçen gün kitap tanıtımı için, bu derneğin hayatta bulunan üye ve mensuplarını Oğuz ve Hayati Özkaya Adana Kamu-Sen salonunda bir araya getirdiler, ne iyi ettiler ki muazzam bir nostalji yaşadık! Hele o günlerde bizlerden küçük olanların hâlini gördükten sonra insan ne yapacağını ve ne düşüneceğini şaşırıyor! Adana Kültür Derneği’nin Necdet Özkaya’lı dönemin yönetiminden ne yazık ki aciz şahsımız ve Mehmet Turgut kalmış; en büyük ağabey Ahmed Sofuoğlu’nu bir kazaya kurban, Tevfik Pampal’ı mübarak bir şehid, Ayhan Aksu’yu ise eceli ile Hüda’ya uğurlamıştık! Allah hepsine rahmet etsin ve mekânları cennet olsun!
Hatıra eserleri deyip geçmeyin, geçmişi olmayan insan, cemaat ve düşünce topluluklarının elbette geleceği de olmaz! Aynı zamanda bu çalışmalar zamanla geçmişe ait belgeler olur! Bildiğiniz gibi benzer konuda bizim de 12 Eylül İşkencesinde Ülkücü Bir Gazetecinin Dramı ve Bir Ülkü Dervişi Ayhan Aksu adlı kitaplarımız var! İnşaallah, Allah ömür verirse daha kapsamlı iki çalışma daha yapacağız: Necdet Özkaya ve Ramiz Ongun; ikisi de bizim dönemin kıymetli insanları! Ongun da bu derneğin mahsulüdür! Ayrıca bu çalışmalarla Adana’nın Türk Milliyetçiliği tarihinde yerinin de anlaşılması ve hakkının verilmesi gerekiyor! Aslında böyle bir çalışmayı Devlet Bahçeli için de yapmak gerekiyor, ama onun ilk ve orta öğretim dönemini bilmiyoruz! Bunların dışında çok önemli değerlerimiz daha var Hülâgü Balcılar, Nureddin Pakyürek, Hasan Çulhaoğlu, Faruk Akkülah, Mustafa Yılmazer! İz bırakmış ağabeylerimiz! Keşke incelenebilse; ileriye dönük ne kadar faydaları olur; çünkü Adana Türk oldu olalı daima Türklüğün başkenti olmuştur ve hâlen bu mümtaz mevkii devâm etmektedir.
Hayati Özkaya’yı bu güzel çalışmasından ötürü tekrar kutluyoruz! Bizlere düşen görev de bu eserleri daha çok okuyucuya ulaştırmak, okunmasını ve satılmasını sağlamaktır! Şahsî gayretlerimiz olmazsa bu tip eserlerin Adana dışında satımı ve kitlelere ulaşması zordur! Bu çalışmaları kültür gelişmesi ve zenginliği olarak görüp sahiplenmemiz gerekiyor!
Muhabbetle.