H. Nurcan YAZICI
“Bacasız sanayi” tanımı Trabzon’da ilk kez TRABZONSPOR için yapıldı diye biliyorum.
Öyle ki koskoca Trabzon’un ekonomisi Trabzonspor’un omuzlarına yıkılmıştı. Sadece kent ekonomisinin değil tabi zaman zaman siyasetin bile umudu oldu TRABZONSPOR.
Toplumun ortak değeri olması hasebiyle, her seçim zamanı siyasilerin propaganda malzemesidir Trabzonspor. Oy kazanmak adına,Trabzonspor’a yakın kimliklerin parti bünyesine alınması, şampiyonluk ve Trabzonspor’un haklarının aranacağına dair sözlerin verilmesi gibi.
Lakin bunda ne kadar başarılı olundu, Trabzonspor kent ekonomisine ne kadar katkı sağladı bu tartışılır. Umutlar ve beklentiler şimdi Arap Turizminde.
İş adamlarının ve siyasetçilerin gözleri, “sözde kentin kalkınması için” TURİZM yatırımlarında…“Toprak ve Beton” kardeşliği ilan edilmiş durumda.
Derim ki, turizm hiç bir zaman tek başına bir kalkınma aracı olamaz. “TRABZON’U KURTARACAĞIZ, kalkınmasına katkı sağlayacağız” diye turizm adına milleti oyalıyor, ihtiyaç fazlası yapılarla bölgeyi şişiriyorsunuz. Bakın da bu fazlalık elinizde patlamasın.
Turizmin en önemli kaynak alanları olan “doğal varlıkları ve tarihi yapıları” betonlaştırarak Trabzon’a yatırım yaptığınızı zannederken,aslında turizmin devamlılığına balta vurmaktasınız.
Kentin “Turizm değerlerinin” hizmet alanları ve otellerle ölçülmediğini, Turizmin sürdürülebilirliği açısından “DOĞAnın VE TARİHİ yapıların” korunması gerektiğini bilmemiz gerekir.
Resim ortada…“Trabzon’un marka değerinin daha cazip hale gelmesi ve daha değerli olması için yatırım yapıyoruz” şeklinde ki söylemlerin altının ne kadar boş olduğunu, plansız programsız bir yapılanma içinde, paradan başka hiç bir şeyin konuşulmadığını hepimiz biliyoruz.
“Turizm potansiyeli” iyi saptanmadığında oluşacak olan çevresel ve ekonomik kayıplardan bi haber olan Kültür ve Turizm Bakanlığının, bilim adamlarının ve siyasi otoritenin bir an evvel sorumluluklarının idrakine varmaları, zararı ziyanı iyi hesap etmeleri gerekir.
Dışa açık sanayileşme politikasının en önemli ayaklarından birisi olan TURİZME 1980´lerden sonra büyük yatırımlar yapılmasına rağmen sektör o günden bugüne, kalkınmamız için gerekli olan döviz kaynağı olma özelliğini kazanamamıştır.
Bu gerçeği göz önüne alarak ne olursa olsun “Turizm yatırımları” potansiyele göre yapılmalı, “yerel dokuya uygun” çalışılırken, kent kimliğinin bozulmamasına özen gösterilmelidir. Yoksa “bacasız sanayiyi” dizayn etmek adına, kent doğasını ve kültürünü şekilden şekle sokmak, plansız-programsız kalıcı olmayan “Turizm yatırımları” ve “gel geç pazarlarla” TRABZON ekonomisinin kalkınacağından bahsetmek, Trabzon’u “dün TRABZONSPOR’la bugün de ARAP Turizmi ile” kandırmaya devam etmek demektir.
Yetkililere sesleniyorum lütfen, kentimin yeşili, bordosu-mavisi, fındığı, karası- denizi, yaylası, toprağı, kumu-deresi … Çiçekler içinde olmasını dilediğimiz Boztepe’si… Aslı, asaleti, tarihi… Karadeniz yürekli insanlarının beklentileri ve geleceği birazcık umurunuzda olsun. Yarın umudumuzu yeşertmek adına yine toprağımıza sarılacak, yeşilden medet umacağız. Biline!