Ali BADEMCİ
Efendim Kuzey Irak’da zaten Kürtler bağımsız devlet gibi hareket ediyormuş; bayrakları, merkez bankaları, hükümetleri, kullandıkları tabii kaynakları varmış! Elbette vardır, fakat bunların hepsi bir oldu-bitti ile elde edilmiş emrivaki ürünlerdir. Şöyle ciddî ciddî bu durum neden konuşulamıyor; bilgisizlik mi; inanmıyoruz; olsa olsa haklarımızı kamufle etmek ve geçmişte olduğu gibi unutturmak! Bakınız Türkiye’de Kürtler her alanda cirit atıyor; Barzani’nin ekonomik iştirakleri ve şirketleri var! Fakat biz Telâfer’den tehcir edilen bir avuç Türkmeni Suriyeliler kadar kolayca sınırlarımızdan içeri alamıyoruz!
BARZANİ KÜRTÇÜLÜĞÜ
TV’lerde kupkuru açık oturumlar yapılıyor! Manzara olağanüstü dönemlerden kalma bir gelenek olarak, bir Kürt, bir MHP’li, bir AKP’li; işte şöyle veya böyle bir akademisyen! Programcılar hin oğlu hin; gerçekte her şeyi biliyor, alacağı cevabı tahmin ettiği halde de kuru kuru sorular soruyor! Bakıyorsunuz ki Kürt baskın çıkıyor, en azından mağdur duruma düşüyor; MHP’li çok sinirli meramını ifâde edemiyor, AKP’linin devlet görüşü ve devlet başkanından hiç haberi yok! Çoğu zaman da Kürd’ün acındırmalarını dinlemekle yetiniyor! İşin ilginç yanı Devlet Başkanı’nın adını ağzından düşürmeyen akademisyen de bocalayıp duruyor! Sonuç ne? Kamu oyuna basit bir tesellinâme!
Ülkemizde Kürtler’e acıya acıya, hatta merhamet göstere göstere başımızın üstüne çıkardık; önce PKK sonra da “Bekâ” alanımızda PYD’yi yarattık! Kandil ve Irak dahil, üstüne Suriye’yi de ilâve edersek “Apocular” bizim okullarda yetişmiş eli kanlı insanlar; belki İran’da PEJAK da öyledir; mutlaka öyledir ki komşumuz İran bizimle tam ittifak içinde! Irak Hükümeti de Barzani de muzır unsurun katil sürüsü PKK olduğunu pekâla biliyor! Sanki işin tâli yönüymüş gibi “Barzani Bağımsızlığı” konusunda yapılan programlarda işin bu yönü hiç konu edilmiyor! Türkiye elbette Kürtler’e merhamet gösteriyor; lâkin Osmanlı sonrası dönemde Irak’da ezilen ve jenoside uğrayan sadece Kürtler değil ki? Türkiye’ye sığınmış Irak’taki kadar bu ülkenin Türkmeni var! Acaba Kürtler’in özerkliğini onaylamış olan merkezi hükümet Türkmenler de böyle bir yola çıksaydı aynı anlayışı gösterecek miydi? Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün değildir; çünkü Osmanlı sonrası tarihi ihtilâllerden ibaret olan Irak’da üç ayaklı sehpalarda sallandırılan Türkmen manzaralarını ve İran savaşında sırf kırılsınlar diye en öne sürülen Türkmenler’i unutmuş değiliz! Kürtler Irak Devlet’nin savunmasına da hiçbir şekilde iştirak etmediler, kırılmadılar ve kaçtılar, İhtilal hükümetlerini de dinlemediler! Dolayısiyle dünyanın bölünmemiş görmek istediği Irak bütünlüğünde Kürtler’in zerre kadar varlığı ve birliği sözkonusu değildir! Fakat özerklik döneminde ülke kaynaklarına nasıl ve ne şekilde, cebren el koyduklarını bilmeyen yoktur! Türkiye kendisini bağlamamasına rağmen Kürt özerkliğine ses çıkarmadığı gibi petrol alımlarında ve dünya pazarlarına ulaştırılmasında sürekli olarak Barzani’nin yanında olmuştur! Böyle bir siyaseti, tek başına Türkiye’nin menfaatleri îzah etmek mümkün mü? Türkiye petrolü para ile alıyor, Ahmet olmazsa Mehmet’den alıverir!
Açık oturumlarda bilerek ve düşünülerek işin esasına girilmiyor; elbette Irak devleti bir unsurlar oluşumu ve değişik inançlar coğrafyasıdır! Tarih boyunca Irak ve Kudüs’de tek inançlı ve tek unsurlu devletler sadece oluk gibi kan akmasına sebeb olmuştur; Musevî-Îsevî-İslâmî devirlerden bu durumu pek iyi bilmekteyiz! O sebeble İsrail kendi durumuna buraya uygulamak istiyor; hiç tutması mümkün mü? Böyle bir çaba tarihe sırt dönmek, sosyolojisi görmemezlikten gelmek değil mi?
Osmanlı her bakımdan gelişmiş bir devlet düşüncesine sahipti; bu durum iyi bilindiğinden savaşsız çekildiği Musul ve Kerkük statüsünün bozulmamasını anlaşmalara geçirmiştir! Uluslararası Lozan ve İngiltere ile yapılan Ankara Antlaşması’nın amir hükümleri ortadadır; acaba neden konuşulmuyor! Devlet Başkanımız ve Dışişleri bakanımız yüksek sesle bu durumu ifâde ediyor! Ortadoğu’de Türkiye yönünden Filistin-Suriye ve Irak, Mısır-Hicaz-Yemen-Kuzey Afrika değildir! Yahudiler bir asırlık çalışma sonucu tam bir emrivaki ile Filistin’in bir kısmına sahip oldu ama bu coğrafyada hergün aynı sebeplerle kan akmaya devam ediyor; İsrail en fazla nüfus kaybeden bir ülke; hiç 5 milyonu geçmiyor! Bakınız Anadolu’nun bir kısmında hak iddia eden Ermeniler için de durum aynıdır! Türkiye, Irak ve Suriye’de en azından tek inanç ve tek etnisiteye dayalı bir devlet kurulmasını önlemek zorundadır! Bu mecburiyet karşısında Kürt çabaları Suriye ve Irak’ı İsrail durumuna getirir; böyle bir durum herşeyden evvel Kürtler için arzu edilir bir durum mudur? Barzani Kürtçülüğü Türkiye için PKK’dan çok daha tehlikelidir!
Barzani’nin bağımsızlıktaki israrı ülkeyi yeniden 1918 öncesine sürükler; Türkiye’nin geniş ve bakir hakları doğar! Barzani sadece üç ilde özerklik için Irak Hükümeti ile anlaşmıştır, Sincar’dan itibaren Musul ve taşrası, Telâfer-Kerkük hiçbir şekilde Kürt bölgesinde değildir. Türkiye’yi hiçbir şekilde bağlamazsa da Erbil-Süleymaniye-Duhuk! Kaldı ki buralarda da dört Kürt aşireti dışında yoğun Türk nüfusu ve Türk kültür yadigârları bulunmaktadır! İşte bu sebeble Türkiye baştan beri Kürt bağımsızlığına karşıdır ve dik duruşu sürdürmelidir!!
Efendim Kuzey Irak’da zaten Kürtler bağımsız devlet gibi hareket ediyormuş; bayrakları, merkez bankaları, hükümetleri, kullandıkları tabii kaynakları varmış! Elbette vardır, fakat bunların hepsi bir oldu-bitti ile elde edilmiş emrivaki ürünlerdir. Şöyle ciddî ciddî bu durum neden konuşulamıyor; bilgisizlik mi; inanmıyoruz; olsa olsa haklarımızı kamufle etmek ve geçmişte olduğu gibi unutturmak! Bakınız Türkiye’de Kürtler her alanda cirit atıyor; Barzani’nin ekonomik iştiraklerı ve şirketleri var! Fakat biz Telâfer’den tehcir edilen bir avuç Türkmeni Suriyeliler kadar kolayca sınırlarımızdan içeri alamıyoruz!
Muhabbetle.