Ali BADEMCİ
Bütün bunlara karşılık bir Kürdoloji var mı? Bir kere Kürtler kadar dağınık ve birbirine düşman olan belki dünyada başka halk yoktur! Bilimsel verilere göre Pers dilinin eski bir lehçesini konuşurlarmış ki, kelime sayısı bir hayli azdır! Sosyolojik olarak Kürtler üzerinde bir Pers veya Fars etkisi görmek mümkün değildir! En çok kaynaştıkları halk Türklerdir ve teröre rağmen halklar arasında bir düşmanlık bulunmamaktadır! Her Kürt iyi derecede Türkçe bilir, dün ve bugün edebî Türkçe ile konuşup yazan dünya kadar Kürt aydın vardır! Kürt halkında Türk düşmanlığı çok yeni ve nisbidir, buna karşılık son yıllarda Türk halkı üzerinde korkunç derecede bir Kürt düşmanlığı oluşmuştur! Bu noktadan hareketle çözüm üretilmelidir! Askercilik oyunları sonuç vermiyor ve halklar arasındaki mesafeyi daha da açıyor! Az veya çok, kuvvetli veya zayıf bir Kürdoloji vardır, bunu inkâr etmek kendini inkâr etmektir. Türk insanı daha akıllı olmak zorundadır, birlikte yaşamaktan başka çare yok; modern toplumculuk budur.
KÜRDOLOJİ VAR MI?
Kürtler bin yıldan beri Orta Doğu’da Müslüman bir unsur olarak Türklerle birlikte ve iç içe yaşamışlardır. Bilim adamları onların tarihi kimliklerinin bile Türkler’le beraber yaşamakla teşekkül ettiğini bildirmektedir. Abdullah Öcalan’ın kendi açıklamasına göre (İmralı Savunması) annesi Türkmen babası Kürtmüş! Tarih içinde Kürt bölgeleri ile yakın konumda bulunan ve Antakya’dan Urmiye’ye (İran) kadar bir daire şeklinde yaşayan Nasturi ve diğer Hıristiyan unsurlar onlardan çok kalabalık durumdaydı. Fakat zaman içinde ve elbette İslâmiyet’in tesiriyle Müslüman Türkler tarafından korunan, kollanan ve himaye gören Kürtler bugün onları çok gerilerde bırakmışlardır.
Muteber kaynak İbni Haldun’a göre Selâhiddin Eyyübi Selçuklu Memluku Zengiler tarafından Türk terbiyesine yetiştirilmiş büyük bir komutan ve devlet adamıdır; evet kendisi Kürt’tür. Türkler bununla da yetinmemiş ve Arap yayılmacılığına karşı her zaman onların yayında olmuşlar ve istilâların Suriye’den Doğu Anadolu’ya atlamasına engel olmuşlardır! Osmanlı’nın ihtişam yıllarında onlar da büyük bir serbestlik içinde yaşamışlardır! İlk elden bir kaynak olan İdris-i Bitlisi’nin eserleri ve onun Yavuz ile Kanuni üzerindeki etkilerini çok iyi biliyoruz! İran Osmanlı rekabeti ve mezhep mücadelesinde Kürtler’in samimiyetle Şah İsmail’e karşı koyduklarını biliyoruz.
Cihan Savaşı’ında öyle sandığımız ve Arap örneğinde olduğu gibi Kürtler İngilizler’le işbirliği yerine mücadeleyi tercih etmişlerdir. Ve bu mücadele 1935’lere kadar sürmüş, İngilizler Irak’da en büyük zararı Kürtler’den görnüşlerdir. Bunun için sadece Erbil ve Süleymaniye olaylarını hatırlamak yeterlidir, uçaklara karşı tüfekle mücadele! Ve bir hayli ağır kayıplar! İngiliz kayıplarının bilançoları da elbette belimizdedir! Maalesef Türkiye’de Kürt algısı hep Şeyhler ve derebeyler üzerine kurulduğu için Kürtleri bunlardan ibaret sanıyoruz!
19. yüzyıl sonu ve Cihan savaşı Osmanlı anasırının gelenek ve inançlarını kökten değiştirmiştir! Kavmi Necib dediğimiz Araplar’ın bir Vahhabilik yarattıkları Lavrens yetişdirdikleri yakın tarihimiz sayfalarında duruyor! Adam gibi incelenmiş değildir! Savaş sonlarında Çerkezler bile Ethemleşirken Kürtler’in değişmediğini ve değişmeyeceğini düşünmek ne kadar akılı bir iştir! Mustafa Kemal asker bulamıyor, çaresiz sırtını Selanikliler ve Sovyetler’e dayamak zorunda kalıyorsa Türkler’in değişmediğini söylemek mümkün mü? Anadolu insanını bir şey diyemezsin, bir haneden 10 şehid, erkek çocuğu kalmamış! Fakat Arap ve Kürler, hatta anasır için böyle bir şey söylemek mümkün değildir!
Pek görülmüyor, konuşulmuyor da ama savaşın en fazla değiştirdiği Kürtler’dir, şeyh ve ağa tasallutunda bu insanlar Kürt kızları yerine kucaklarına birer Ermeni ver Hıristiyan(Genellikle Asuri) sarışın çekmişlerdir ki bunlar Kürt insanının genetiğini değiştirmiştir! Elbette canını kurtarmak için birçok Ermeni de “Kürdüm” demiştir! Arşivlerde bunlar duruyor bakıp incelemek gerekmez mi? Dolayısiyle Kürtler’in büyük ölçüde Ermenileştiğini söylemek elbette mümkündür! Yalçın Küçük ve Soner Yalçın’ın yazdıkları doğrudur, bunları geçiştirirseniz bugünkü Kürtlüğü izah ve Kürt meselesini çözmekte yanılırsınız! Ermeniler’in Kürtleri hiç sevmediklerini bilmeyen var mı?
Bütün bunlara karışılık bir Kürdoloji var mı? Bir kere Kürtler kadar dağınık ve birbirine düşman olan belki dünyada başka halk yoktur! Bilimsel verilere göre Pers dilinin eski bir lehçesini konuşurlarmış ki, kelime sayısı bir hayli azdır! Sosyolojik olarak Kürtler üzerinde bir Pers veya Fars etkisi görmek mümkün değildir! En çok kaynaştıkları halk Türklerdir ve teröre rağmen halklar arasında bir düşmanlık bulunmamaktadır! Her Kürt iyi derecede Türkçe bilir, dün ve bugün edebî Türkçe ile konuşup yazan dünya kadar Kürt aydın vardır! Kürt halkında Türk düşmanlığı çok yeni ve nisbidir, buna karşılık son yıllarda Türk halkı üzerinde korkunç derecede bir Kürt düşmanlığı oluşmuştur! Bu noktadan hareketle çözüm üretilmelidir! Askercilik oyunları sonuç vermiyor ve halklar arasındaki mesafeyi daha da açıyor! Az veya çok, kuvvetli veya zayıf bir Kürdoloji vardır, bunu inkâr etmek kendini inkâr etmektir. Türk insanı daha akıllı olmak zorundadır, birlikte yaşamaktan başka çare yok; modern toplumculuk budur
Muhabbetle.