AKSAZ DENİZ ÜSSÜ – TRABLUSGARP 795 DENİZ MİLİ
Babür Hüseyin Özbek
Nerede ise yarım asır önce, Mayıs, Haziran ve Temmuz 1974 ayları idi, Kıbrıs ve Ege adalarındaki Yunan radyoları işi azıtmış alay eder gibi “Bekledim de Gelmedin” şarkısını çalıyor, Kıbrıs’a T.C’nin hiçbir şartta müdahale edemeyeceğini dillendiriyorlardı.
Devam eden aylarda Anadolu’dan yükselen coşkulu bir ses Mersin’den, Anamur’dan tüm güney sahillerini yalayarak Yeşil Ada’ya ulaştı. Sözleri Yeşil Giresunlu, düzenlemesi Şanal Yurdatapan’a ait o günlerde halkı duygu sağanağına tutan bu pop şarkı “Girne’den Yol Bağladık Anadolu’ya” idi. Sanki milli marş gibiydi, gür ve güzel sesi ile Yasemin Kumral bi hakkın kulaklara ve his dünyasına kazımış, oya gibi de işlemişti.
Şimdi 50 yaşının üstünde olanlar, o özel günlerin coşkusunu hatırlıyor, konuşurken dillerindeki duygusal hareket yüzlerine yansıyor.
Bugün ise başka bir yolculuğa çıkan Mehmetçiğin duruşu ve gücü ile tekrar Türk menfaatlerini koruma ve dosta- düşmana gösterme zamanı.
“Bekledim de gelmedin” dedirtmedik. Yıllar önce Anadolu’dan Libya’ya giden ve “Kuloğlu” diye adlandırılan, bazı bölgelerde de etkili olan Türklerle beraberiz.
TSK Libya’ya gönderilmeseydi Trablusgarp düşer miydi, yoksa iç harp mi çıkardı? Şimdi bu ihtimaller ortadan kalktı mı? Hayır. Yarınlar hala belirsizliklerle dolu. MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) Türkiye için hayati öneme sahip, bedeli ne olursa olsun korunmalı, savunulmalı.
CERBE ADASI’NI KULLANABİLSEK
Pek de yakın değil, karadan hududumuz yok. Marmaris Aksaz Deniz Üssü’nden deniz yolu ile Trablusgarp yaklaşık 795 d.mili (1475 km.) Nakledilecek, personel, silah, donanım ve gerekli diğer ihtiyaç malzemeleri için Marmaris Aksaz Deniz Üssü’ne ilaveten, belli ki Foça Anfibi Deniz Piyade K.lığı ve/veya Mersin Akdeniz Deniz Bölge K.lığı tesisleri de kullanılacak.
Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın 2019 Aralık ayı son haftasında Kuzey Afrika’ya yaptığı “Ortam Yoklama ve Destek Turu”nda Tunus’a da kısa bir ziyarette bulundu. Pek dillendirilmeyen ama olursa çok da iyi olacak bir istek, bir alternatif Tunus’da konuşulmuş: “Türkiye Trablusgarp’ta yapacağı olağan veya olağan üstü bir operasyonda Trablusgarp’ın 245-250 km. ( 135 deniz mili) batısındaki Tunus’a ait ünlü Cerbe Adası’nı T.S.K’nın (deniz ve hava kuvvetlerince) kullanılıp kullanılamayacağı meselesi” gündeme gelmişti. Devam eden günlerde konu hiç de ağızlara alınmayınca anlaşılan o ki cevap “Hayır”dı. Tunus bir şeylerden çekiniyor, bizden uzak duruyordu.
Cerbe Zaferi deniz tarihimizde Preveze Deniz Savaşı’ndan sonra kazanılan en büyük deniz savaşlarından biridir. 9 – 14 Mayıs 1560’ta Akdeniz’de İspanyol Donanması’nı ve onun kontrolündeki Avrupa Haçlı Donanması’nı dağıtıp kısmen de imha ettiğimiz ünlü adadır Cerbe.
KİMSENİN GÜVENMEDİĞİ BİR DÖNEK, HALİFE HAFTER
Libya’da ben liderim diyen bir adam var, kendini hayli güçlü görüyor. Üç şapkası var: biri general, diğeri halife ve üçüncüsü de B.M’in tanımadığı bir ülkenin anlı şanlı lideri ve gene şapkası. Kendisi Arap, ama Arap’tan çok Amerikalı, Amerikancı. Uzun yıllar ünlü “CIA Headquarter, Langley – Mclean Virginia” adresinde ikamet etmiş bir dönek.
Moskova’da 13-14 Ocak 2020’de yapılan üçlü görüşmelerde masayı devirmedi ama ona yakın tavır ve hareketlerle masayı terk etti
Ancak gelişmelerden memnun değildi. V.Putin Moskova’da kaldığı sürede Kremlin’e davet etmedi. Moskova’da “ Spirdonovka – 17” diye anılan II.Dünya Harbi’nde esir Alman askerlerine yaptırılan dışişleri bakanlığının misafirhanesinde tıkıldı kaldı. Ve sıkıntı içinde Falkon (Fransız Dassault üretimi) uçağı ile Moskova Vnukova Havaalanı’ndan ayrıldı.
O gün ben bile hangi ülkeye gidecek, nereye inecek diye merak ettim. Ve hiç kimsenin beklemediği Amman Alia Havaalanı’na indi. Dostlarına ne diyecekti. Ne umdu ne buldu? V.Putin senin uzun zaman Virginia – Mclean’da o özel istihbaratçı lojmanlarında kaldığını bilmiyor olabilir mi bay Hafter? Çünkü o da ünlü, bıçkın bir istihbaratçı.
Eğer isterse bu meseleyi Rusya halleder, çözer. Adı Vlademir yani Türkçesi ile “dünya sulhu” demek olan Vlademir Putin’in dolaylı kumanda ettiği “Rus Savunma Şirketi Wagner” Halife Hafter güçlerinin omurgasını oluşturuyor. Bu paralı lejyoner güruhu yönlendiren Putin’in aşçısı olarak da bilinen Yevgeny Prigozhin var. Zira Halife Hafner 7 Kasım 2018’de Moskova’da Rus askeri yetkililerle görüşürken bu zat hiçbir resmi vasfı olmadığı halde o günkü görüşmelerde yer aldı. Bunlar “Para için ölmeye hazır” sloganı ile savaşan eski Rus askerleri.
V.Putin çok yönlü politika takip ediyor. Eğer isterse Halife Hafter’i durdurur ve kan dökülmesini önler.
Bu paralı katil parya sürüsü Wagner, 2014’ün Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs’ında, Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği dönemde Moskova yönetimince Türk – Müslüman halkına karşı “Joker Güç” olarak kullanıldı. Zulüm yaptırıldı. Tarihe kara leke olarak geçti.
HEM DOĞU HEM ORTA AKDENİZ’DE OLMALIYIZ
Biz tüm Akdeniz’i hayaller içinde değil; “Doğu ve Orta Akdeniz’de çok yönlü, güçlü, kendisini hissettiren, Türkiye dikkate alınmadan karar alınamaz” dedirtmeliyiz. Ve de dedirteceğiz.
Akdeniz çanağı şimdilerde dünyanın en sıkıntılı, krizler yaratmaya yönelik başta ABD ve Rusya olmak üzere harmanlandığı bir deniz.
Notlarıma bakıyorum Akdeniz Kalkanı Harekatı’nda İtalyan İTS.Zeffiro Fırkateyni’nin Marmaris Aksaz Deniz Üssü’nü ziyaretinden bir hafta sonra TCG.Gökova ve TCG.Göksu Fırkateynleri İtalya’da Sicilya Adası’nda Augusto limanını ziyaret ettiler. (02-04 Ocak 2020) Güneyinde Siracusa (Siracusalı Arşimet adı ile de anılıp bilinen) güzel bir liman var. Augosto’yu anarken Siracusa’yı anmamak olmuyor. İlki yarım asır önce 1966 da ve daha sonra birkaç defa daha gittiğim, liman kentleri.
Denizde müttefiklerin olması, dayanışma içinde bulunmak hem bugün hem belirsizliklerle yüklü Kuzey Afrika sahillerinde deniz ve havada söz sahibi olmak isteyen TSK için hayati öneme sahip bir politika.
LİBYANIN YARINLARI, KÖTÜ GELİŞMELERE GEBE OLABİLİR
Berlin de başkanlık binasında 12 ülke ve 4 çok uluslu örgüt Libya Konferansı’nda buluştu. Tarih 19 Ocak 2020, 4 saat süren görüşmede elle tutulur gözle görülür imza altına alına bilecek bir karar alınamadı. Meşru Libya başkanı F.Serrac ile isyancı Halife Hafter bir araya gelmedi, getirilemedi. 5+5 kişilik iki ayrı askeri komite Cenevre’de toplanıp “Kalıcı ateş kes’i “ görüşüp halledecekler. Şahsen sert didişmelerin ötesine gideceğini çözüm üreteceğini zannetmiyorum. Sonuç:
Dağ fare doğurdu. Veya diğer bir izahı ile kaos devam edecek.
Berlin konferansının iki kazananı var: biri Türkiye, garantör ülke oldu. İkincisi isyancı Halife Hafter, meşruiyet kazandı.
Halk Türk Tv’lerini kendi Arap kanallarından daha çok severek seyrediyor. Etkili bir kültür ve dil ağırlığımız var. Ancak Türk aleyhtarı kötü, çok kötü bir kampanya ile beraber karalamada mevcut. İşimiz umulan ve görülenden de zor.
Bulanık, yarınları muğlak, ne olacağı belirsiz 1600 aşiretten oluşan, % 80’i çöl, eğitim, üretim, teknoloji ve bilimden uzak bir Libya’dayız. Ama ne zaman çıkarız, 3 yıl mı, 10 yıl mı, çeyrek asır mı hiç mi hiç belli değil.
Güney Akdeniz’de Arap ülkelerinden Cezayir, en büyük orduya sahipken tek demokratik ülke ise Tunus.
Traplusgarp ve Bingazi’ye birkaç defa gittim, edindiğim intiba Libyalının ve o bölge Arabının hiç de karşısındakine bir itimat telkin etmemesi, güven vermemesi.
1911’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi Anadolu’dan Libya’ya denizden ve havadan uzun bir rotayı takiben yol bağladık. En kısa yol Foça’dan Trablusgarp’a 790 deniz mili. Bölgede Türk menfaatlerini savunmak demek, Akdeniz’de MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) sınırlarının korunmasını savunmakla eş anlamlıdır…
NOT – I – Turizmde en çok parayı, derli toplu, güvenli, cüzdanı kabarık lüks yolcu gemisi cruıse’larla gelen turist bırakıyor. İstanbul Galata rıhtımı 2 yıldır turist ağırlamıyordu. (2018 – 5 gemi, 2019’da hiç cruiser gelmedi.) İstiyoruz ki dev kruvaziyerler Ahırkapı Feneri ve Saray Burnu önlerinde iskeleye dönüşe geçerken her iki yönde (sancak ve iskelelere) yığılan turistlerin iskele taraftan Topkapı Sarayı’nın göz kamaştıran denizden görünüşünü, Kız Kulesi’ne doğru boğaz girişini, albenili fotoğraf makineleri ile kameraları ile mutluluk içinde kayıt etsinler. Sonra da biz Karaköy Rıhtımı’nda Galata’da kahkahaların yükseldiği cıvıl cıvıl mutlu insanların koşuştuğu İstanbul’u turizmde dünyanın merkezi yapalım. Ve sonra da onların memnuniyetlerini limanda bıraktıkları para ile ölçelim, görelim… Zira istiyoruz ki dünyanın sayılı Avrupa’nın en büyük kruvaziyer limanı Barselona (aynı anda 8 kruvaziyer yanaşabiliyor) gibi, Civitavecchia Port-Roma gibi, Venedik gibi olsun… Nisan 2020’de Galata Port’a ilk cruiser yanaşacak, haydi rastgele!
II- İnanmak istemiyorum ama uygulamada öyle görünüyor. D&R “Güvertede” adlı kitabımı raflarına koymayacakmış, denizcilik ve okuyucu adına bu onların ayıbı. Türk aydını XXI’inci yüz yılda bile kitap ambargosu ile karşılaşıyor. Bu çağa hiç de uymayan, kötü mü kötü bir hâl.