DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

RAMİZ AYDIN VE BEN SANA BAHARI ANLATAYIM MI?

Yayınlanma Tarihi :
RAMİZ AYDIN VE BEN SANA BAHARI ANLATAYIM MI?

RAMİZ AYDIN VE BEN SANA BAHARI ANLATAYIM MI? ADLI ESER

Halim Kaya 

1986 yılında Üniversitede okurken kaldığım KYK Yurdunun kantininde bazı arkadaşlarla aramızda bir tartışma çıktı. Bazı arkadaşlar Mehmet Akif Ersoy’un “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” mısralarından hareketle sapık olduğunu çünkü “Kur’an’dan ilham alarak İslam’da reform yapmamız lazım dediğini” iddia ederek İslam’da reform düşüncesine karşı çıkıyorlardı. Ben âcizane Mehmet Akif Ersoy’un bu mısralarıyla İslam’da reform yapalım demediğini, ancak içtihat kapısının kapanmadığını ve günümüz problemlerine Kur’an’dan hareketle yola çıkarak içtihat yapıp çözüm bulalım dediğini söyledim. On beş gün sonra tartıştığımız bu arkadaşlar beni yine kantinde yakaladılar ve aynı konuyu gündeme getirdiler. Bu sefer ellerindeki “Yazı” adlı dergiyi göstererek sen bunu nereden biliyordun diye sordular. Meğer “Yazı” adlı dergi benim on beş gün önce irticalen söylediklerimi daha önce araştırmış ve derli toplu yazmış.

Ne demek istediklerini anlayınca onlara: “Ben Lisede iyi bir edebiyat dersi gördüm. Bizim hocamız bize edebi tahlil nasıl yapılır öğretti. Sadece bir söz veya kelimeden yola çıkılarak tahlil ve analiz yapılmaz. Sözü söyleyenin diğer yazdıkları ile hayatına yaşayışına da bakmak gerekir.” dedim. İşte bu sonucu çıkaracağım temeli atan ve beni arkadaşlarımın yanında isabetli yorum yapan, mevzuya hâkim duruma yükselten kişi Bafra İmam Hatip Lisesinde yedi yıl boyunca Edebiyat ve Türkçe derslerimize giren hocam Ramiz Aydın’dır.

Ramiz Aydın Hoca’m üretken ve çalışkan bir kişidir. Aynı zamanda disiplinli ve her zaman konuya vakıf bir hocadır. Sorulan soruları geçiştirmez ya da öğrenciyi dalgaya alarak konuyu unutturmazdı. Sorulan sorunun hemen cevabını verir, öğrencinin aklında hiçbir noksan yer bırakmadan. Ramiz Aydın Hoca’m son yıllarında dağarcığında biriktirdiklerini kaleme dökerek kitap halinde yayınlamaya başladı. “Güneşin Gölgesinde Can Diye Diye”, “Ebemkuşağı”, “Dünya Güzel Aslında” adlı kitaplarından sonra “Ben Sana Baharı Anlatayım mı?” adlı dördüncü kitabı da edebiyat dünyasındaki yerini aldı. Bu kitabını okumadan önce şöyle bir incelediğimde gördüm ki küçük başlıklar altında yazdığı kısa anekdotlar ya da fıkralar ile çeşitli nasihatler ve ahlaki öğütler vermektedir.

Günümüz kargaşalarından bıkmış usanmış, darda kalmış, bunalmış insanımıza bir umut olmakta, birlik ve dirlik muştulayarak sevinç aşılamaktadır.   Ramiz Aydın Hoca’m bu tür ile sanki Sadi Şirazi’nin günümüzdeki temsilcisi durumundadır. Ancak Sadi Şirazi’nin “Bostan ve Gülistan” adlı kitabından tek farkı o, Sadi Şirazi’nin Bostan ve Gülistan’ındaki gibi kıssa yoluyla anlatmaz, doğrudan der diyeceğini, anlamaya çaba harcamasın ister okuyucu.

Ramiz Aydın Hoca’mın bu dördüncü kitabı “Ben Sana Baharı Anlatayım mı?”, Yason Yayınları tarafından birinci baskısı 160 sayfa olarak Ağustos 2024 tarihinde basılmıştır.

Ramiz Aydın Hoca’m insan ve insanlığa sahte bahar sunanların sundukları bu sahte baharı “Vaat ettiklerini yaşamayanlar” (S.3) olarak isimlendirerek bize hakiki bir baharın “ancak kendi anlayışımız, değerlerimiz ve bilincimizle” (S.3) beğenilen ve seçilen bir bahar olduğunu ifade ederek söze giriyor. Yani kendi kültürümüze ve inancımıza uyan ve de bu kültür ve inancın beslediği bilincin şuurlu tercihi olan bir bahar bizi hakiki bahara ulaştırabilir diyor.

Ramiz Aydın Hoca’m yazdıklarıyla belki maddi dünyamızda bize bir fayda sağlamayacak, maddi bir sıkıntımızı gidermeyecektir ama o bizim ruh dünyamızda bir ışık olacak, nasihatleriyle vaat edilen baharın ilk tomurcukları açacaktır. Bu sayede bizim çevreye saçtığımız hoşnutsuzluklar azalacak belki de tamamen ortandan kalkacak, “seni sevmekten kim usanası” denilen bir insan olacağız belki de…

Böyle akıcı bir dille, anlaşılır bir Türkçe ile ve matematikteki gibi 2×2=4 eder netlikte yazılmış yazıları yorumlamak herkesin harcı değildir. İşte Ramiz Aydın Hoca’mın “Ben Sana Baharı Anlatayım mı?” kitabında kullandığı sade ve herkesin anlayabileceği açıklıktaki Türkçe dolayısıyla bizi zorlamadı diyemeyiz. Ramiz Aydın Hoca’mın yazıları kullandığı günlük halk Türkçesi ile şerhe ve tevile ihtiyaç duymaz.

Nice İnsanlar Gördüm” (S.8) başlıklı yazısında gördüğü insanları yazmış ancak enteresan olarak görmediklerini de bu gördüklerine eklemiş ki “İlişkim Olmasa da varlıklarını takdir ettiğim” (S.8) insanlar oldu diyor. Yani Ramiz Aydın Hoca’m kendi hayatına girmemiş ancak toplumda olduğunu bildiği, varlıkları ve yaşantısıyla çevresine huzur veren ve dünyayı güzelleştiren insanların da olduğunu, işte bu çevresine mutluluk saçan insanları takdirle karşıladığını, onların varlığından dolayı hoşnutluk duyduğunu ifade ediyor.

Hallerden Bir Haldir İlkbahar” (S.10) hallerin cem edilerek İnsan, kâinat ve hakikatin kendisi olduğunu söyleyen Ramiz Aydın Hoca’m İlkbaharı hayatın içinden tarif ediyor. “Hayatı bahar gibi olsun diye düşünülerek güzel bir kıza BAHAR kelimesinin ad olacak kadar takdir edilen bir mevsim…” (S.11) diyerek Allah’ın emaneti ebeveynin cennet müjdesi olan kızlarımıza isim olduğunu işaret buyurmakla kalmamış “İlkbaharın YAĞMUR’unu, yağmurun DAMLA’sını, BULUT’unu, BORA’sını çok sevdik. İlkbaharın LALE’sini, NİLÜFER’ini, NERGİS’ini, MENEKŞE’sini, GÜL’ünü, gülün ITIR’ını da…” (S.11) gibi çeşitli halleri ile iliklerimize kadar ruhumuzun derinliklerine kadar işleyerek içtimai çevremizin tabiattan bir çevreye dönüştürdüğümüzü ifade etmiştir. Aslında buradan Türk toplum yapısının Allah ile ve sünnetullah’ın cereyan ettiği tabiat ne kadar iç içe olduğunu da görüyoruz.

Ramiz Aydın Hoca’mın bu “Bir Gençlik Anım: Kör Erol” (S.12) başlıklı yazısında geçen “Oğlum millet oldu gâvur, Allah yok diyenler var; Kör Erol bile oruç tutmuyor dedi.” (S.12) cümlede dikkatimi çeken iki husus var: Birincisi Kör Erol ne oldu da oruç tutmayı bıraktı? İkincisi de biz Türk milleti olarak aslında yabancı olana, yani ırk olarak Türk olmayana gâvur demiyoruz. Biz gâvur diye İslam’a inanmayan ya da İslam’ın ameli hükümlerini yerine getirmeyenlere gâvur diyoruz. Yabancı dediğimiz Türk olmayanlara da İslam’a inanmadıkları için gâvur demekteyiz. Kör Erol neden orucu bıraktığına gelince; Ramiz Aydın Hoca’m ortaokul yaşlarında iken yıl 1965-1966 yıllarıdır ve Kör Erol’un henüz komünist ideoloji ile zihni kirlenmemiş sıradan bir Türk gencidir. Bu duygularla da oruç tutmayan genci dövmüştür. Aradan yedi sekiz sene geçip yıl 1974-1975’lere geldiğinde ise komünizm epey yaygın hale gelince Kör Erol da bu komünist propagandadan etkilenmiştir. Yani Kör Erol, Ramiz Aydın Hoca’mın rahmetli annesin tabiriyle gavur olmuştur ve ‘Din afyondur” masalına inanıp oruç tutmayı bırakmıştır.

Bal, bal demekle dudak tatlanmıyor” (S.14) atasözümüzü “Kendileri yaşamadan sizlere bahar yaşatacağız” (S.14) diyenleri tarif etmek için kullanıyor Ramiz Aydın Hoca’mız. Biz de onları Ramiz Hoca’mızın kullandığı bal örneğinin başka bir versiyonu üzerinden tarif edelim. “Balın tadını bilmeyen bir kişi Kavanozun içindeki balın tadını kavanozun dışını yalayarak tarif edemez.” Yani aslında millete tavsiye ettiklerini yaşamayan bu kişilerin bal bal demeleri de sahtedir çünkü balın tadını bilmezler. Önerdikleri de uygulanamaz bir öneridir ya da önerdikleri toplumun derdine çare olacak bir öneri değildir.

Ben Sana Baharı Anlatayım mı?” (S.16) başlığındaki “Ben” ve “anlatayım mı” kelimelerinden dolayı ilk başta sanki yazarımızın kendisinin baharı anlatacağı intibaı veren bir başlık gibi gözükse de bu başlığın içindeki “Ben” ve “anlatayım mı” kelimeler daha geniş daha başka manalar ifade ediyor geldi bana. Yazar burada “Ben” ve “anlatayım mı” kelimeleri ile “sizin içinizden biriyim” diyor, “sizin gibi yaşıyor sizin gibi düşünüyorum” diyor. “Ben size baharı getirecek insanı tarif edeyim mi?” (S.16) dedikten sonra da baharı getirecek adamın vasıflarını neredeyse bir sayfa olarak sıralıyor. Bu vasıfların önemli gördüğüm ikisi sırayla “Tarihine, dinine, değer yargılarına, tarihi kişilere, ecdada hürmetkâr mı?” ve “Başka din ve kültürlere saygılı mı, barışçı mı?” (S.17) vasıflarıdır ki bu vasıflar mevzuyu diğerlerini saymadan özetliyor. Baharı getirecek olanları “Kendinden olan, kendin gibi yaşayan, kendin gibi düşünenler…” olarak işaretliyor.

Başlık atmış soruyor “Değerlerimiz kimler aşındırıyor?” (S.23) diyerek ve cevabını da “Siyasetçiler siyaseti, dindarlar dini aşındırdı” (S.23) şeklinde veriyor. Biz yıllardır duyarız milliyetçiliği milliyetçilerin koalisyon ortağı olduğu zaman milliyetçiler eliyle bitirdiler, Siyasal İslam’ı da Siyasal İslamcıların Millî Görüşçülerin iktidarıyla bitirdiler diye. Peki, ideolojiler ilk günkü söylendikleri saflık ve durulukla ortada dururken bitirilen nedir? Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz aslında bitirilen insanlar, insanlara duyulan güve, insanlarını sözüne verilen kıymettir.

Ramiz Aydın Hoca’nın buraya kadar anlatmaya çalıştığı “insanların vaat ettiklerini yaşamamaları” insanların eline kuvvet ve iktidar gücü geçince, sorguya çekecek başka bir otorite kalmayınca pervasızca iktidar zamanına kadar söyleyip anlattıkları ilkelerine aykırı işler yapmalarıdır insanları güvensiz kılan, kendine inananların inancını zayıflatıp yok eden sebep. Bu muktedirken her türlü fuhşiyatı işleyen insanın günah işlemeye mecali kalmayınca, sağlığı bozulunca, piri fani olacak kadar ihtiyarlayanınca yani muktedir değilken ilkelerini sayıp her türlü günahtan el çekmesi gibidir.

Makbul olan muktedirken günahtan uzak durmaktır. Bilmek de çözüm değildir her zaman nice demagoglar bilip anlattıklarından iş uygulamaya gelince inhiraf etmişlerdir. Mesele bilip bildiğine inanıp, inandığını uygulamak, yaşamaktır. İlmiyle amil olmaktır. “Değerleri aşındırmak insanlığı aşındırmak, değerleri öldürmek insanlığı öldürmektir. Anlamayanlar öldürüyor, istismar edenler öldürüyor, önüne gelen öldürüyor ama bilelim ki yüce insanlığın ruhu ölüyor. Ölen kişi öldürür…” (S.23)

Değişik alanlarda toplum mühendisliği yapanlar en çok kelimelerle, kavramlarla oynarlar. Bunu yaparken bazı kelimelerin değerini abartırken bazı kelimeleri de itibarsızlaştırmaya çalışır. Değerini abarttığı kelimeler kendi propaganda alanıyla ilgili kelimeler olurken itibarsızlaştırdığı kelimeler de rakip gördüğü insanların kullandıkları kelimelerdir.” (S.31) derken aslında dil üzerine oynan oyunlara da dikkat çekmek isteyen Ramiz Aydın Hoca’m milli ve manevi değerleri ifade eden kelimelerin itibarsızlaştırılarak insanımızın milli birliği ve bütünlüğünün tehlikeye düşürüldüğünü, milli ve manevi değerlere sahip çıkan insanların bunlardan uzaklaştırıldığını, sahip olmasının engellendiğini ifade etmekte ve bu hususta uyanık olmaya toplum mühendislerinin ülkemizin milli ve manevi değer kavramları üzerine oynadıkları oyunlara karşı duyarlı olmaya çağırmaktadır.

Biz mili ve manevi değerlerimizi ifade eden kavramların komiklik yoluyla itibarsızlaştırılmasına aldanmamalıyız. Onlara başkalarının yüklediği değer bazından değil de bize ifade ettiği mana bakımından bakıp sahip olmamız birliğimizi ve dirliğimizi koruyacağı gibi birliğimizin ortak ifadesi ola Türkçemizin de muhafazasını sağlayarak bozulmasını önlediğimiz için millet olarak iletişim kurmakta ve anlaşmamızda sıkıntıya düşmekten korunmuş olacağımıza işaret etmektedir.

[Değerin] değerini bilmek kişinin kendi değeriyle ilgilidir.” (S.39) diyor Ramiz Aydın Hoca’m. İnsan kendi değerini bilmiyorsa başka değerlerin de değerini bilmez demek istiyor. İnsan Eşrefi mahlûkattır, insan önce yaratılış gayesine uygun yaşayarak kendine biçilen değere uymalı, onu yaşamalı, yaşayarak da çevresine kendine değer verdiğini göstermelidir. Ancak o zaman toplumda bir mihenk taşı olur ve onun değer verdikleri kıymetli, değer vermedikleri de kıymetsiz olarak kabul olur. Sanki bizi açıklamalarımızı kastettiğini işaret etmek için soruyor o insana sayfanın sonunda “Kendi değerini biliyor musun? Hayatın değerini biliyor musun?” (S.39) Kendisine saygısı olmaya kimsenin saygısı olmaz.

Hümanizm İnsan Sevgisi Değildir” (S.41) başlıklı yazıda “Hümanizm” ve “Hümanist” kelimelerinin Batı’da bizim anladığımız gibi insan sevgisi ve diğer insanları sevmek manasında anlaşılmadığını “14. Yüzyılda İtalya’da doğan bu [Hümanist] akımda insanı yüce görme, insanı merkeze koyma anlayışı vardır. Batı’nın tarif ettiği hümanizmde insan sevgisi yok, insanı maddi önemsime var.” (S.41) diyerek ülkemizde yanlış anlaşılan tefsir edilen bir hatayı düzeltmektedir. Biz hümanizm deyince sanki insanı eşrefi mahlûk gibi anlayan bir anlayışmış gibi yaklaşarak Batı’yı diğer insanları seviyormuş gibi bir değerlendirme yaptığımız ve yanıldığımız ortaya koymaktadır. Türk toplumunu Batı’nın bu insana tapan anlayışının yanlışlığından kurtarmak için uyandırmaktadır.

İç vasfa bağlı aşk anlayışı manaya bağlı bir aşk anlayışıdır ve bu aşk anlayışı bizim aşk anlayışımızda geçmişte etkili bir biçimde vardı.” (S.45) ifadesini Mecnun’un güzel olmadığı halde Leyla’yı sevmesinin izahı olarak sunan Ramiz Aydın Hoca’m bizim aşk anlayışımızın temsilcisi olarak Yunus Emre’yi takdim etmektedir. Ve Leyla’nın bu aşkı hak edişinin arkasında yatan sevginin sebebini de “Adına ister sevgi ister aşk ister kara sevda deyin, aşk içteki üstün değerleriyle kişiliği biçimlenmiş insana karşı hissedilen takdir ve hayranlıktır.” (S.45) şeklinde izah ediyor. Fiziki güzelliğin önemsiz olduğunu anlatmak için kullanılan “güvenme güzelliğine bir sivilce yeter” ifadesinde geçiciliği ve önemsizliği vurgulanan fiziki güzelliğin Batı anlayışına bağlı sevdaların da “Kaşa, göze, boya, giyinişe olan hevesler” (S.45) olduğunu ve bu işin de “vasat insanlara özgü” (S.45) olduğunu işaret etmektedir. Tük ve İslam kültürünün aşk insanı Yunus Emre aşkını örnek alır ve her şeyi Allah için ve insanı da iç güzelliği dolayısıyla sever.

Evlilik üzerine yazdığı yazıda sağlıklı olmayan evliliklerin %40 boşanmayla sonuçlandığını söyleyen Ramiz Aydın Hoca’m “Akılları evlendirmeden yapılan evlilikler evlilik değildir.” (S.46) diyor ve ekliyor “Ruhları yüce değerlerle donatmadan yapılan evlilikler maceradır. İki kişiyi akıl, ruh olarak tek kişi gibi aynı bedene yerleştirmeden yapılan evlikler yarının kaynayan cadı kazanıdır.” (S.46) Yani evleneceklerin her ikisinin de karşılıklı akıl ve ruhları birlik olacak, anlaşacak, uzlaşacak, örtüşecek ki evlilikleri sağlam ve sağlıklı olsun, sonunda da problem çıkmasın, çocuklar mağdur olmasın diyor. Çiftler akıl ve ruh olarak öyle özdeşleşmeliler ki zaman zaman birbirlerinden habersiz yapıp ettikleri, düşündükleri sonradan farkına varıp baktıklarında aynı olsun. Mesela bu konuda ben hanımla kıyafet üzerine yaşadığımız bir örnek vereyim. 34 yıllık evliliğimde hemen hemen her zaman işe giderken giyeceğim kıyafetleri hanım hazır eder. Ben de bazen yarın şu kıyafeti giyeyim diye düşünürüm ama o konuda hanıma henüz bir şey dememişimdir. Sabah kıyafetleri giyindiğim yerde hazır görürüm. Bazen de gardıroptan ben kendim alırım, hanım aldığım elbiseyi görünce ben de onu verecektim der. Yani eşler birbirini konuşmadan anlayan insanlardır.

Günümüz Türkiye’sinin siyaset sahnesinden bahis açmış ama acı bir gerçeği göz önüne sermiş. “Bir siyasetçinin iyiliği kötülüğünü iktidardayken yaptığı icraatları belirlemez mi? kaç siyasetçi seçmene hayal ettiklerinin paralelinde sözünün eri olabilmiş? Siyasetçilerin hayal kırıklığına en çok uğrattığı kişiler siyasi fanatikler, lideri sebebiyle kalp kıranlar ve hayal kuranlardır. Bir zamanlar genel başkanlarıyla poz verme yarışında olanların bugün onlara sövme yarışında oldukları gözümüzden kaçıyor sanılasın.” (S.50) Türkiye’de siyaset ifrat ve tefrit arasında yapılmaktadır. Ne siyasetçiler akılcı ve realisttir ne de taraftarları ve seçmen mantılıdır. Bu durum ülkemizi sözünü tutamayan siyasetçilerden geçilmez kıllarken, aynı zamanda şahsi beklentileri ve menfaatleri arzuladığı gibi çözülmeyen kişilerin hayal kırıklıklarıyla doludur. Yapılması gereken ülkenin imkânları dâhilinde gerçekçi politikalar üreten ve ürettikleri politikalar ile ferdi değil de toplumsal faydayı esas alan siyasetçilere fırsat vermek, ferdi çıkarlarımız için değil de toplumsal faydayı maksimuma ulaştıracağını düşündüğümüz politika sahibi siyasetçileri desteklemektir.

İnsan olmak öyle kolay mıdır?” (S.60) diye soruyor ya Ramiz Hoca’m, hemen aklıma “Biz insan olarak dünyaya gelmedik mi?” sorusu takıldı aklıma. Bu sorudan hareketle de “insan olarak doğan da var” tabii ki ama onlar doğuştan itibaren Allah’ın ipine sarılan kişiler. Allah’ın emir ve buyruklarına uyan ve itaat eden âdemoğlu ancak insan olabilir diye bir cevap geldi aklıma. Ha şunu da eklemek gerek ki Hz. Peygamber Efendimiz “Her doğan İslam fıtratı üzere doğar. Onları anası babası ve çevreleri onları başka dinlere göre Hristiyan, Yahudi, Mecusi yapar” demiştir. İnsan olmak için ortam gerekli o da ancak İslam’a inana bir ebeveyn ve çevre ile olabilir.

Mübarek(!)lerden olduğu anlaşılan arkadaş şabloncu biri… Ona göre Azerbaycan’a şiir yazdığıma göre milliyetçiydim, milliyetçi olduğum için İslamcı değildim, İslamcı olmadığım için Filistin’in halinden anlayamazdım.” (S.69) bu ifadeyi Ramiz Aydın Hoca’mın yazmış olduğu “Oğuz’un Evladı Azerbaycan” adlı şirini paylaştığı sitede aldığı eleştiriyi yapan kişinin bakışını aksettirmek için dillendirmektedir ama maalesef bu ülkede körü körüne bir Arap aşığı ve Türklüğe soğuk bakan güruh var. Onlar hiç kendi milletlerini kendi ülkelerini menfaat ve çıkarlarını dikkate almaz, Araplar söz konusu olunca başımıza gelecek gelebilecek tehlikeler önemsizleşir, batsın bu ülke de Araplara bir şey olmasın mantığıyla hareket ederleri.

Ne bugünkü Araplar Peygamber efendimizin mensubu olduğu Araplardır ne de Peygamber Efendimiz bugünkü Arapların yaptığını tasvip eder. Ülkücüler her zaman mazlumdan yana olmuşlardır. Filistin de İsrail karşısında mazlumdur. İsrail hiçbir uluslararası harp ahlakına uymamaktadır. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı, hayvan ağaç yeşil ekili alan okul cami ibadet hane demeden bombalamaktadır. Ancak ülkemizdeki bu zihni Arap esiri olmuş kişiler sadece gördüğü o anlık veriye dayanarak kendi insanları hakkında ahkâm keser. “Filistin acaba bu duruma niçin geldi? Kendi iç bütünlüğünü sağlaya bildi mi? Arap olan diğer İslam devletleri neden sahip çıkmıyorlar? Neden Yemen vs. ülkeleri attığı füzeleri İslam ülkeleri İsrail’den önce düşürüyor?” diye sorgulamazlar. Varsa yoksa Türkler haksızdır, derler. İslam’ın bile törpüleyemediği Araplardaki Türk düşmanlığı hakkında suspus otururlar. Hiçbir kavim Allah katında kutsal değildir, eğer yapıp ettikleri ilahi düzene ve buyruğa uymuyorsa.

Bir Gruba Dâhil Olmak Kurtuluş mu?” (S.79) başlıklı yazısında grupçuluğun zaaflarına dikkat çeken Ramiz Aydın Hoca’m “Her zümre veya grup kendi gerçekleriyle baş başa kalarak kendini hakikatler dünyasının bir kısmından mahrum yaşamaya mahkûm etmiş durumda…” (S.79) diyerek grupların kendi içlerine kapandıklarına ve bu kapanış ile de kendileri dışında kalan dünyanın gerçeklerinde habersiz bir hayat sürdüklerine dikkat çekiyor. İslam’ın toplumun tamamını kapsayan cemaat algısının grupçuluk, hizipçilik, fraksiyonculuk adına yok edildiğini söylemeye çalışıyor. Bu grup taassubunu da “Başka grupların hatalarını megafonla duyuranlar, kendilerine özgü hatalar karşısında neden dilsizliğe mahkûm etmiş kendini?” (S.80) ifadeleriyle ifşa ediyor. Ben de bu grup taassubuna şahit olmuştum bir zamanlar. Yardıma muhtaç birisine imkânlarım dâhilinde ufak tefek yardım etmiş ve daha fazla yardım alabilmesi için de herkese yardım ettiklerin söyleyen bir cemaat mensubuna adını vererek yardım ederlerse Allah katında çok makbule geçeceğini söylemişti. Kişinin bana verdiği cevap o bizden değil olmuştu. Yardıma muhtaç insanları kendinden seçmek ya da yardım ettiklerini kendilerine bağlanmaya mecbur etmek hangi din anlayışında yer almaktadır.

Ben Hep Seni Düşünürüm Şiiri ve Abdurrahim Karakoç” (S.88) başka bir yerde yayınlandı mı bilmiyorum ama saklı kalmaması gerek, edebiyat çevrelerinin mutlaka haberdar olmasını gerektiren bir yazı. Ramiz Aydın Hoca Abdurrahim Karakoç’un “Ben Hep Seni Düşünürüm” adlı şiirinden hareketle yapmış olduğu edebi tahlil ile edebiyat adamı kimliğini konuşturmuştur.

İmanı tefekküre dönüştüremeyen Müslüman’ın günümüzdeki halini “dünyada oynan oyunları İslamiyet’in gerekli gördüğü ferasete sahip olup da görmemek, birliği emreden dinin emrine uyup birlik olamamak” (S.92) şeklinde ifade eden Ramiz Aydın Hocam İslam İşbirliği Teşkilatına rağmen İsrail’in hallaç pamuğu gibi attığı İslam dünyasının acı durumuna ve hala birlik olmayan Müslümanların İslam’a bağlılıklarını gözden geçirmelerini işaret etmektedir.

Görüyoruz ki Ramiz Aydın Hoca’m toplumda gördüğü problemlere çareler düşünmüş, onların halli için insanın karakterinin yapısının nasıllığını ele almıştır. Gördüğü karşılaştığı problemlerin onda bıraktığı etkileriyle çeşitli konuları ele almış, bu ele alışlardan bazıları; doğruluk, doğru söylemek, arkadaşlık, dostlu, aldatmak ve aldanmak, grupçuluğun zararları, değerler, milli kültür gibi hususları tekrarlayarak ama her seferinde farklı bir şekilde ele almış.

Ülkemizde 30-40 yıldır tartışılan, bir konu olan “Allah mı, Tanrı mı Diyelim?” (S.124) başlıklı yazısında önemli bir konuyu ele almış. Önemli bir konu çünkü Müslüman Türk olan ilk âlimler, ilk mutasavvıflar ilk Kur’an Tercümesi “XV. yüz yıl başlarında Muhammed Bin Hamza tarafından yapılmış ve Dr. Ahmet Topaloğlu tarafından hazırlanmış 2 Ciltlik Satır Arası Kur’an Tercemesi / Devlet Kitapları Milli Eğitim Basımevi-İstanbul 1976 tarihli baskısı,” yapanlar bu konuyu problem olarak görmemişlerdir. Ancak bugün kendisini daha Müslüman gören türediler Tanrı demeyi neredeyse küfür saymaktalar, sadece Allah dememizi dayatmaktadırlar. Tabi Ramiz Aydın Hoca’m Yunus Emre’nin ‘Çalap’ Mehter Marşını yazan ve söyleyen Osmanlı’nın ‘Yezdan’ (S.124), Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşında ‘Huda’ (S.125) kelimelerini Kur’an’da olmadığı halde Allah yerine kullandıklarını örnekleriyle açıklayarak asıl sebebin “Türkçe olmasın, Türkçenin olduğu yerde Türk vardır, Müslüman ol ama Türk’üm deme. Birileri boş durmamış, İslamiyet’in en büyük kalesi olan Türk’ün dilini itibardan düşürerek Türk’ü laf cambazlığı ile itibardan düşürmeye çalışmış.” (S.125) ifadeleriyle izah etmiştir. Ve “Birileri İslamiyet’ten mahrum bir Türk düşünürken birileri de Türksüz bir İslamiyet peşinde olmuş” (S.125) diyerek Türkleri İslam dışına itmek isteyenlerin olduğun dikkat çekmiştir.

Türkiye dışındaki Türk Yurtlarında Türklük mücadelesi verenlerden birisi olan Dr. Sadık Ahmet’i ele aldığı “Doktor Sadık Ahmet ve Milli Uyanıklık” (S.132) başlıklı yazıda “Sadık Ahmet Batı Trakya Türklüğünün bayrağıdır ve bu uğurda önemli bir mücadele içine girmiş olan bir değerdir. (…) O, riyasız bir inanç adamıdır, o, kolay bulunmayacak bir değerdir. Azerbaycan’da Elçibey, Kıbrıs’ta Rauf Denktaş, Afganistan’da Raşit Dostum neyse Batı Trakya’da da Sadık Ahmet o idi. Bunu bilen Yunan, bu yiğit Türk evladını şehit etmekte tereddüt etmedi. Sadık Ahmet, Elçibey, Raşit Dostum, Türkmen lider Erşat Salihi gibi insanlar Türk dünyasının her zaman ihtiyaç duyduğu, Türk dünyasında onlarla nefes alabildiği önemli Türk evlatlarıdır.” (S.132) Türk Dünyasına ve bu dünyada meydana gelen istenmedik olaylara dikkat çekmiştir. Ramiz Aydın Hoca’mın isimlerini saydığı Türk kahramanlarından ahrete intikal etmişlere Allah’tan rahmet hayatta olanlar da sağlık ve selam dilerim. Mücadelelerinde Allah yar ve yardımcıları olsun.

Kitap bölümlere ayrılmasa da iç içe geçmiş üç bölümden oluşuyor. Birinci ve en genel en çok en kalabalık konuların ele alındığı ahlaki manada öğretici ve öğüt verici kısım ki bu bölümde doğruluk, dostluk, dürüstlük, karakter sahibi olmak, liyakat vs. konular işlenmiş. İkinci bölüm ise daha çok edebi konular diye bileceğimiz Abdurrahim Karakoç’tan, Ramiz Aydın Hoca’mın çocukluk ve gençlik yılları olan üniversite hayatından ve Sadık Ahmet ve diğer Elçibey, Raşit Dostum, Rauf Denktaş, Erşat Salihi gibi Türk kahramanlardan bahis açan bölümden oluşmaktadır. Üçüncü ve son bölüm daha çok kitabın sonlarına doğru yoğunlaşmakla beraber hemen hemen baştan sona kadar her yer de rastlanan siyaset ve siyasi ihanetler, siyasette liyakat kesp etmek, siyasi oyunlar, siyasetçinin millete hizmet etmesinin ele alındığı bölümlerden oluşmaktadır.

Ramiz Aydın Hoca’m “Ben Sana Baharı Anlatayım mı?” adlı kitabıyla günümüz kitap okumayan insanına sıkılmadan ve uzun zaman ayırmadan ele alınca bırakmadan hemen okuyabileceği ahlaki öğütler veren, insanlık değerlerini ortaya koyan ve öğretici bir kitap sunmaktadır.

Darısı yeni kitapların başına derken Ramiz Hoca’mın, Abdürrahim Karakoç üzerine yazdığı yazılar gibi farklı şair ve yazarlardan oluşan seçkiler üzerine daha çok yazı ve bu yazıların toplandığı başlı başına bir eser beklentisi içine girdiğimizi de bilmesini isterim.

YORUM YAP

Bağdar Caddesi Escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/https://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortstarzbetpiabetbonusxslotistanbul escort bayanbetturkeybetturkeystarzbetxslotzbahiszbahisBetpas thebarbeehousewife.comGrandpashabetdeneme bonusuhttps://www.cafeneve.com/https://www.corkbin.com/istanbul escortdeneme bonusugaziantep escortgaziantep escortporno izleşişli escortmatadorbetmatadorbet girişcasibom girişholiganbetHoliganbetcasibommarsbahiscasibomcasibomcasibomcasibomtimebetcasibomcasibom güncel girişistanbul escortbeylikdüzü escortcasibommarsbahisonwincasibommarsbahis girişmeritking girişmarsbahislimanbetsahabet girişbetcio girişCasibom adresCasibomümraniye çekicimatdorbet girişExtrabet Extrabetgooglegooglematadorbet girişcasibom güncel girişlunabetwww.medlockprimaryschool.comtarafbetMatbetExtrabet girişDinamobet,Dinamobet Güncel GirişmarsbahisExtrabet Girişcasibomlunabetcasibomcasibom girişolabahisMeritkingotomatik şanzıman pendikkrankenkassenvergleichmarsbahiscasibombetwoon girişİzmir escortMersin escortBodrum escortİstanbul escort babyKonya escortcasibom girisalobetankara escortJojobetGrandpashabetbetwoonspincoGrandpashabetjojobet girişdumanbet girişnakitbahis güncel girişonwin girişjojobet güncel girişjojobet girişdumanbet güncel girişbetkanyon güncel girişbetebet girişbets10 güncel girişjojobet girişcasibom girişjojobet güncel girişjojobet güncel girişjojobet güncel girişjojobet güncel girişmeritking güncel girişpusulabet güncel girişpusulabet güncel girişholiganbet güncel girişmarsbahis güncel girişmarsbahis güncel girişmeritkingdinamobet güncel girişbetebet girişmeritking girişjojobetvaycasino güncel girişultrabet güncel girişjojobet girişmarsbahis güncel girişonwin güncel girişnakitbahis güncel girişbetsmovebetparkmavibetbetwoonbetwoonsekabet güncel girişsuperbetinvevobahisjojobetbetnanovevobahisvevobahisselçuksportsCasibomjojobetcasibom güncel girişcasibom 785sekabet girişCasibommeritkingJojobetjojobet girişjojobetimajbetgalabetcasibom güncelbetgarantibetgaranti girişbetgaranti güncel girişbetgaranti güncel girişbetgarantijojobet girişcasibom girişcasibom güncel girişcasibom girişcasibomcasibomistanbul escortBETPARK GİRİŞjojobetmarsbahisHoliganbetvaycasino girişcasibom girişcasibomcasibomcasibomcasibomdeneme bonusu veren sitelerDeneme Bonusu Veren Siteler 2024HOLİGANBETdeneme bonusu veren sitelerbetciostarzbet girişmarsbahismarsbahis girişcoinbarOnwinjojobet girişonwin girişmeritking girişasyabahisPusulabetcasibom girişcasibomcasibom güncel girişbetewinotobetcasibom güncel girişHoliganbetholiganbetMeritking Giriştipobet güncel girişcasibom güncel girişmatadorbetcasibom giriş güncelbetorspinOnwinMatbetgrandpashabetsekabetbettineasyabahistempobetjojobet girişjojobet girişbets10 güncel girişcasibom girişmarsbahis güncel girişsahabet güncel girişsekabet güncel girişsekabet güncel girişonwin güncel girişbets10 girişngsbahiselexbetmatdorbet girişsahabetbahigoPusulabetBornova Escortbetcupsafirbethiltonbetmatbet güncel girişimajbet güncel girişbetmoonİmajbetcasibomlunabetcasibomgoldenbahiscasibomparibahisbetparkbetnanogoldenbahismavibetbetsmovecasibomBornova EscortExtrabetTipobet
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort