Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Kadir KESKİN
Meslek hayatımın çoğu liselerde idarecilikle geçti, hem de öğrenci mevcudu oldukça kalabalık okullardı. Mesela en son görev yaptığım Manisa Lisesi’nde bir zamanlar 172 öğretmen, 3000’i aşkın da öğrenci bulunuyordu. Bu süre içerisinde çok önemli gerçeklerle karşılaştım. Lise çağında kızı olan ailelerin sıkıntılarına şahit oldum. İsimsiz yaptığım anketlerle, dilek kutularına atılan dilekleri ve gerçekleri siz okuyucularımla paylaşmak istedim.
İşte bu çağın bazı gerçekleri: Günümüz sosyal hayatı her geçen gün tehlikeli olaylara şahit olmaktadır. Bazen hiç umulmadık şahsiyetin kızı beklenmedik tuzaklara düşebiliyor. Ana-babalar baştan tedbirli ve dikkatli olmak zorundadırlar. Maalesef, bugün, psikologlara en çok evlilik problemleri ile ana-babaların genç kızları ile sıkıntıları danışılıyor. Özellikle 16 ile 17 yaşlarındaki kızlar aile büyüklerini takmıyorlar, hatta ebeveynlerinden nefret edenler bile var. İntihar oranları kızlardaki büyük farkı ortaya koyuyor. Ahlaksız, sorumsuz bazı gençler profesyonelce uyguladıkları yöntemlerle aşk–meşk adı altında en donanımlı görünen genç kızları bile tuzaklarına düşürmeyi başarabiliyorlar. Öyle ki saf temiz iyi niyetli genç kızların ve özellikle de çalışan anne-babalar veya çalışmayan anneler, çocuklarına zaman ayırmamaları nedeniyle onların boş bıraktıkları dünyalarını yukarıda sözünü ettiğimiz delikanlılar tarafından kurnazca gönülleri işgal edilmektedir. Tabii bunun sonucunda çileyi sadece kız ve onun ailesi çekmektedir Cep telefonu, mail, chat, gibi yollar kapana düşmeyi kolaylaştırıyor. Çeşitli yalanlarla kandırılan taraflar randevulaşılan yerde ortaya çıkıyor. Buluşma ve tanışma gerçekleştikten sonra düşülen beladan kurtulmak zorlaşıyor. Elbette sonuç hem genç kız, hem de aileleri için ruhsal kırılmalara yol açıyor.
Zaman Zaman Notlarıma Düşenler
İyi Örnekler de Var
1-Çok iyi bir annem ve babam var. Seçme şansım olsaydı yine annemi ve babamı tercih ederdim.
2-Babamı annemden daha fazla seviyorum; çünkü babam beni annemden daha iyi anlıyor.
3-Her sabah babamla yürüyüşe çıkıyoruz. Tadına doyulmaz tam bir saat geçiriyoruz.
4-Ağabeyim problemli; ama babam tam bir aile reisi. Babamın işleri çok yoğun olmasına rağmen her akşam bize tam bir saatini ayırır.
5--Annem ve babam verdikleri sözü mutlaka yerine getirirler. Şayet getiremezlerse ne yüzden getiremediklerini izah ederek bizden özür dilerler.
6-Annem ve babam aynı zamanda en büyük dostum ve arkadaşım, Yaşıtlarımdan bazı arkadaşlarım anne ve babalarıyla kuramadıkları dostluğu ve arkadaşlığı dışarıda aramak zorunda kalıyorlar. İşte felaket de burada başlıyor.
7-Babam, annemden daha nezaketli. Babam odamın kapısını çalmadan girmezken, annem dedektif gibi ne zaman girip çıkacağı belli olmaz. Babamın bana olan sevgisini ve güvenini hiçbir şeye değişmem. Ben de bu güvene layık olmaya çalışırım.
8-Genç kız psikolojisini çok iyi anlayan bir anne ve babaya sahibim.
9-Babamın bazen televizyonun düğmesini kapatarak benimle yaptığı 5 – 10 dakikalık sohbet bana inanılmaz büyük haz veriyor.
Ulusal Basından
“Ana-babaların, çocuklarının interneti nasıl kullandıklarını denetlemeleri gerektiği belirtildi. En son olay, İstanbul Bayrampaşa’da yaşandı. Tamer (23) ile Aslı (19) internette tanıştıktan dört ay sonra Çapa’da buluştular. Birbirlerinden hoşlanarak evlendiler; fakat Tamer, eski alışkanlığından vazgeçmedi. İnternette başkalarıyla görüşmeye devam etti. Yine bir başka bayanla görüşmesiyle evlilikleri çatırdadı. Aslı, dokuz aylık hamileydi. Aslı’nın babası çeşitli görüşmelerden sonuç alamayınca Tamer’i dövmeye kalktı. Kayınpederini dört yerinden bıçaklayan Tamer kaçtı. Yirmi gün sonra Aslı’nın babası öldü. Bu duruma dayanamayan Aslı, iki kutu antibiyotik içerek intihar etti. Doktorlar, bebeği sağ kurtarmayı başardılar. Aslı, mezara, Tamer ise cezaevine girdi. Talihsiz bebek, şimdi anneannesinde…”
İnsanlar yaptıkları yanlışlığa bir mazeret bulabilirler. Ama çocuklarının yaptıkları yanlışlıklara bir mazeret bulamazlar. Çocukları yüzünden düşen anne- babaların başını hiçbir vinç kaldıramaz. Çocukların beyinleri tarla gibidir. Boş bırakılan tarlada yabani otlar ve tikenler biter. Çocukların Beyinlerini anne- babalar doldurmazsa, onların beyini hangi tacizcinin, hangi uyuşturucu tacirinin, hangi sokak zibidilerinin dolduracağı belli olmaz.
Not: www.kadirkeskin.net sitemde Pdf si bulanan “ Yaşanmış İbretli Anılarla OKUL MÜDÜRÜNÜN GÜNLÜĞÜNDEN” adlı kitabımdan “ Şafağın Sessizliğini Bozan Telefon “ ile “ Bir Gençlik Hatası “ başlıklı bölümü okumalarını, okurlarıma tesviye ederim.