Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Tuzla azeri escort Alanya azeri escort Kayseri azeri escort Antalya azeri escort Diyarbakır azeri escort Anadolu yakası azeri escort Adana azeri escort Ataşehir azeri escort Şirinevler azeri escort Beylikdüzü azeri escort Halkalı azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Samsun azeri escort Avcılar azeri escort Pendik azeri escort Beylikdüzü azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Mersin azeri escort Avrupa yakası azeri escort Kocaeli azeri escort Bodrum azeri escort Bakırköy azeri escort Kadıköy azeri escort İzmir azeri escort bayan Beşiktaş azeri escort Eskişehir azeri escort Bursa azeri escort Şişli azeri escort Şişli escort bayan azeri escort İzmir Gaziantep azeri escort Ankara azeri escort Denizli azeri escort Samsun escort kızlar Malatya azeri escort İzmir azeri escorts Samsun azeri escort İzmir eskort bayanlar
Kemâl Çopuroğlu
“Acımak… Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir…” der, “Acımak” isimli romanında Reşat Nuri…
“İşte böyle bir lâhzâ”da içimizde Sûr-ı İsrâfil gibi rûhumuzu titretecek bir vicdân borusu çalmasa bizi kim diriltecektir?
***
Ya içimizde kahramanlar ve mefhumlar olmasa?..
Meflûç, kötürüm insanlığımızı kim ayağa kaldıracaktır?..
***
Çocukken nefrit hastalığından muzdarip olan ağabeyimin yastığının altından aşırdığımız çikolataların yanında, canı sıkılmasın,
okusun, diye başucuna konulan Kemalettin Tuğcu kitaplarını okumasaydık, hikâyesi hüzünlü kahramanlarını tanımamış olsaydık bu kadar içli bu kadar derin acıma hissiyâtını bize kim verebilirdi ve ağlamayı başka nereden öğrenebilirdik ki?..
Yahut sonraları benim başkahramanlarımdan Muhsin Çelebi’yi iliklerimize kadar işleten Ömer Seyfeddîn olmasaydı şâyet
“Devlet-i Ebed Müddet”i biz kimden öğrenecektik?
Ölünceye kadar kulaklarımızda yankılanacak olan “Korkma!” nidâsıyla bize muhteşem bir güven hissi ve yüksek bir cesâret aşılayan Âkif olmasaydı, kanımız volkan gibi nasıl kaynayacaktı?
Atsız’sız, “Kürşad’ın kırk yiğidiyle Çin sarayını bastığını nereden bilecektik?
Reis Bey’den öğrenmedik mi merhametten kötülük doğmayacağını? Hem Necip hem de Fâzıl bir kalemin kudretinden…
“Vurun ha yiğitler nâmus günüdür!” diyen ‘Antepli Karayılan’ı ve onun kahramanlık destânını böylesine tesirli bir şekilde Nâzım’dan başka terennüm eden bulunur muydu acaba?
***
Aşk’ı ve âşık olmayı Yûnus’tan, Fuzûlî’den, yanmayı Kerem’den; Resûlullâh sevgisini Süleymân Çelebi’den
öğrenmemiş miydik?…
***
Dibi görünmeyen bir kuyu gibi derûnumuzda saklı vicdânımıza bir taş gibi düşüp içimizdeki suyu halka halka dalgalandıran ve pek çoğunun da ismini saymadığımız yahut sayamadığımız kahramanlar resmigeçidindekiler değil miydi, bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretenler?..
***
Öyleyse…
Kim katletti de içimizdeki kahramanları ve ne zaman kim bilir hangi bit pazarında nasıl bedâvaya harcandı insanlığımız?..
***
Anneler, Babalar, Muallimler, Hocalar, Öğretmenler !
Sizin çocuklarınızın kahramanları kim?
Kitaptan çok cep telefonu tutan eller hangi mecrâlarda ve ne idiğü belirsiz hangi kahramanlarıyla koyun koyuna?…
Biz böyle insanlık ve böyle vicdan fukarâsı değildik bir zamanlar da neden şimdi vicdan askıda, insanlık askıda?..
Hâ unutmuşum, bir de:
Askıda ekmek veyâ ekmek askıda…
Yokluk çekenler için bir güzel sadaka.
Ekmek midir sâdece yokluğu çekilen be usta?..
Meselâ sevgi, meselâ dürüstlük ve ahde vefâ…
Meselâ “yok hükmündeki insanlığımız…”
Olmadan hangi yüzle çıkarız dîvâna?..
Yalansa yalan de usta !..
Ekmek bulunur, aş bulunur da…
Sâhi be usta:
Bunlar da bulunur mu askıda?..