Kenan EROĞLU
Odgurmuş: Ne kadar güzel bir manzara değil mi?. Şu manzaraya bakar mısınız? Şu renklerin canlılığı, şu ışık ve gölgeler, şu gökyüzünün rengi, şu bulutların ahengi. Şu cami, şu minarelerden yayılan ışık. Şu boğazın mavi suları. vs. ne kadar güzel değil mi?
…
Bakıp ta görmeyen Monşer: Hangi manzara, Orada fotoğraf mı var? Ben orada manzara filan göremiyorum. O kâğıt parçasındaki karalamalara siz manzara mı diyorsunuz.
Fotoğrafı beğenmeyen Monşer: Renkler neden bulanık? Fotoğrafı iyi çekememişler. Fotoğrafçı acemi olmalı, manzara öyle mi çekilir. Açısını iyi ayarlayamamış, o yüzden biraz bulanık çıkmış.
Batı hayranı Monşer: Burası neresi İsviçre’mi? Şu öndeki cami olmasa; Bu kadar güzel yerler ancak Avrupa ülkelerinde ve hatta İsviçre’de olur. İsviçre’nin hangi şehri burası?
Avrupa hayranı Monşer: Aaaah Evrupa aahh. Bunlar manzara mı? Ben Evrupa’da iken ne manzaralar, ne güzellikler, ne yeşillikler, ne tarihi binalar, ne yollar, ne kaldırımlar gördüm. Siz buna manzara mı diyorsunuz, şaşarım sizin aklınıza.
Enaniyet yüklü Monşer: Bu manzarada ben neden yoğum?
Görünenin dışında aranan Monşer: Bu fotoğrafta buğday başakları neden yok?
Güya arkadaşlarını düşünen Monşer: Bu fotoğrafta bizim arkadaşlar neden yok?
Her fotoğrafta olmayan şeyler arayan Monşer: Fotoğraflarda otobanları göremedim.
Eleştirel ve tenkitçi Monşer: Bulutların bazı yerleri neden koyu, Parlayan ışıklar neden sarı, Hava neden bulanık, Bu fotoğrafı neden akşam çekmişler. Çanakkale boğazı neden yok?. Vs. vs.
Her fotoğrafta yeşili arayan Monşer: Manzara güzel ama servi ağaçları nerede?
Görünenin dışında konuyu başka yöne çeken Monşer: Manzarayı anladık da Abd savaş gemileri ve Rus uçakları nerede.
Görüneni bırakıp batılı siyasileri arayan Monşer: Almanya şansölyesini göremedim. O toplantıya katılmamış mıydı?
Az ile yetinmeyen Monşer: Bu fotoğraf yetersiz bu fotoğrafın her karesinden en az bin tane daha tab edilmeli.
Nakaratçı Monşer: Hani Habur mahkemeleri, hani mengri mengri şarkıları, hani ne istediniz de vermedik bu fotoğrafta onlar neden yok. Her ne konu olursa olsun aynı nakaratı tekrarlar, “mengri mengri, andımız, Habur mahkemesi vs. vs. Bunlardan daha ne beklenir. Yırt o fotoğrafı.
Her yerde Atatürk arayan Monşer: Bu fotoğrafta neden Atatürk yok. O bizim milli kahramanımız değil mi? Atatürk’ümüzün olmadığı fotoğrafı ben fotoğraftan saymam.
Her konuya laiklik açısından bakan Monşer: Bu fotoğraf laikliğe aykırı, sanki manzarada bir minare ön plana çıkartılmış gibi. Bu yaklaşım laikliğe halel getirir. Belki de laiklik elden gider.
Kamusal alan kafalı Monşer: Bu görünen fotoğraf kamusal alanda mı çekilmiş, yoksa kamusal alan dışında mı çekilmiş o pek anlaşılmıyor. Biliyorsunuz kamusal alanlarda başörtüsü takmak yasak.
Hukuk devletçi Monşer: Türkiye bir hukuk devletidir. Bu karşıdaki fotoğraf bir hukuk devletinde çekilemez. Yanlış anlamalara sebep olabilir.
Türkçü Monşer: Türk ırkı bu fotoğrafta görünen yerlerde mi yaşamış. Yanlış, fotoğraf ya Asya Bozkırları olmalı, ya da Tanrı dağları olmalıydı.
1970’li yıllar Ülkücüsü Monşer: BİZ; ne mücadeleler verdik, Bu resim ne ki, bunu çeken kim ki. AMA resim olmamış, LAKİN o öyle olmaz, FAKAT manzara güzel değil, ÖYLE DİYORSUN YA ekonomi bitti, uzatmaları oynuyorlar, BANA GÖRE bu seçim iş biter. Herkes hesap verir.
Irkçı Monşer: O fotoğrafta görünmeyen ve gizlendiği anlaşılanlar yüzde yüz Türk ırkından mı geliyor. Yaşasın Türk ırkı. “Yüzde Yüz Türk olduğun gün cihan senindir.”
Bilimsel yaklaşan Monşer: Irk sadece atlarda aranır. İnsanlarda ırk aranmaz. Yaşasın Ziya Gökalp.
Köşe yazarı Monşer: Yöneticilerinde elbet hataları var. Geçmişte hep yanlış yapmışlar, Bu yanlış yapanların çektiği fotoğraftan ne olacak. Beğenmedim.
Devrimci Monşer: Ben devrimlerimize söz söyletmem, resimde sanki şalvarlı şapkalı insanlar geçecek gibi bir hava sezinledim. Devrimlerin bekçisiyiz.
Ulusalcı Monşer: Biz bu ulusu kolay kazanmadık. Kurtuluş savaşı vererek yeni bir ulus yarattık. Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
Marksist Monşer: Dünya işçileri birleşin. Bu fotoğrafta ne işçi var, ne emek var ne de diyalektik var. Bir burjuva tarafından, burjuvaların ve lümpen’lerin yaşadığı yerlerin resmini çekmişler. Yaşasın işçi emekçi dayanışması. Emek en kutsal değerdir. Din afyondur. Gerisi burjuva uydurmasıdır.
Chp’li Monşer: Yanlış, her şey yanlış, manzara yanlış, renkler yanlış, bakış açısı yanlış, renkler yanlış, yanlış yerin fotoğrafı, su yanlış, ışık yanlış yerden geliyor. Özetleyecek olursak her şey, yanlış. Biz iktidara geldiğimizde hakça bir düzen kuracağız. Herkesten hesap soracak, yeniden İstiklal mahkemeleri kuracak, darağaçlarını her yere yayacak suçluları cezalandıracağız. Bu fotoğrafı çekenlere Menderes’in akıbetini hatırlatmak isterim.
…
Odgurmuş: Orta yerde o kadar çok sosyal medya yalanı var ki bizim Monşer’lerin söylediklerinin hangisi yalan, hangisi abartı, hangisi gerçek anlamanın imkânı yok.
İşte böyle, memleketin hiçbir meselesine bir şey söyleyemeyen Monşerler, her konuda konuşur da konuşurlar. Özellikle de önlerine konulan bir mesele ve bir fotoğraf hakkında konuşmak yerine kendi kafalarında heyula haline getirdikleri konuları ilgisi olsun olmasın aktarıverirler.
Halbuki bu memleket bizim ve bizim başka gidecek yerimiz yok.
…
(1)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
(2)- “Monşer”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet