Ülkede adam gibi milliyetçi medya kalmayınca çevremizde yetişmiş,vatan hizmetinde önemli görevler ifâ etmiş ve yine bu topraklara gömülmüş olan büyük insanları bile hatırlayamaz hâle geldik.Atatürk dönemi Milli Eğitim Bakanlarımızdan Mersin milletvekili Reşid Galip’in bir süre evvel ne hâle getirildiğini şöyle bir hatırlayınız.Torununa bile “Andımız”ın artık gereksiz olduğu söylettiler ya..Bu kadarına pes doğrusu..Halbûki esas mesele Atatürk düşmanlığı olduğu ve herşeyden evvel ReşidGalib’inbazı meselelerde ona bile kafa tuttuğu düşünülürse,iktidarın işine yarayacak çok malzeme çıkarmak mümkün olduğu halde adamı tıpkı “Milliyetçilik” gibi ayaklar altına aldılar.
Biliyorsunuz 80’den önce komünist militanlar tarafından şehid edilen Gazeteci İ.Egemen Darendelioğlu’nun da kabri Adana’nın Kürkçüler Beldesi’ndedir.19 kasım 2013 günü ebediyete intikalinin 34. Yıldönümünde pek muhterem Nurettin Pakyürek Ağabeyimizin öncülüğünde kendisine bir seneyi deviryeyapılmıştır.Allah razı olsun ve uzun ömürler versin Nurettin Abi’nin bu görevi yapması o günleri yaşayan bizleri ziyâdesiylegururlandırmıştır.Daranderioğlu’naTanrı’dan rahmet ve mağfiret temenni ediyoruz.Hepimizinüzerinde,özellikle ülkücüler de pek çok hakkı vardır.İnşaallah önümüzdeki yıllar böyle bir etkinliği hepimiz adına onlar yaparlar.
Bu toprakların vatan edilmesinde çok önemli görevler yapan ve şu anda bu ellerin kucağında yatan şüphesiz çok büyüğümüz vardır.Uzun zamandır aklımdan hep geçer ve bir yazı yazmayı isterdim.Kısmetbugüneymiş.Belki zor aklınıza gelecektir ama bu yüce kişilik Adana’nın medarı iftiharı 1.TBMM.üyemiz,adını gazi Mustafa Kemal’in verdiği Damar Arıkoğlu’dur. 1961 yılında bizzat kendisinin yayınladığı “Hatıraları” ben 1972’lerde okumuş ve her dostuma da tavsiye etmiştim.Nasıl olmuşsa tavsiye ettiklerimden birisi bu hazineyi benden aşırmış ki yıllarca kitabı bulamadım.2000 yılında oğlu Korkut Arıkoğlu “Hatıralar”ı gayet güzel bir kağıda bastırmış ve mükemmel bir cilt içinde isteyenlere dağıtmıştı.Bunu bile geç duydum ve birçok kereler bürolarına gidip-gele gele, yalvar-yakar oradaki görevliden kaptığım gibi kaçtım.Bu hadiseye de 3 yıl oldu;ama su gibi, bir gecede, bir daha okudum.(1889-1969) yılları arasında yaşayan Atatürk’ün çok yakınında bulunmuş olan bu mümtaz şahsiyetin “Hatıralar”ında çok güzel şeyler var:
“Çukurova’da ekalliyet namı altında kimse yoktur. Bu bölge tamamen Türklerden mürekkeptir. Aynı dili kullanırlar. Ayni lehçe ilekonuşurlar.Yalnız kabile adları hâlâ yaşamaktadır.Başlıcası:Türkmen,Yörük,Avşar,Farsak,Cerid,Horasanlı,Aydınlı,Horzum,Tekeli,Karasaçlı,Karakoyunlu,Hayta gibi kısımlara ayrılmıştır. Bunların içinde Horasan’dan gelen Eti Türkleri dillerini Araplara kaptırdığından karışık bir dil kullanırlar. Abbasî halifeleri devrinde bu Türklerin oynadıkları rol pek mühimdi.Halife sadece bunlara itimatediyordu ve güvendiği tek kuvvet olan ordusunudaHorasan’dangelenTürkler’den kurmuştu.”(Sf.11)
Başbakan ve takımı çok kızacaklardır ama millet o kanaatte değildir.Siz 36 etnik unsur edebiyatını geçin.Adana gibi yerde,Dıyarbakır’lıyı Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptılar,demek oralı olmayanın reylerine ihtiyacı yok.Bakınâileseçeresi ile ilgili olarak Arıkoğlu’nun yazdıklarına:
“Ben Adana’nın tarihin derinliklerinden gelen Türk âilelerinden Arıkoğlu
Hacı Süleyman Ağa’nın oğluyum. Mensup olduğum aile MS. Vl.’nci yüzyıllar-
daki Oğuzların 24 boylarından biri olan Bayat boyuna mensup geniş bir âiledir.Adana haricinde yalnız Konya EreğlisindeZanapa Nahiyesinde bile 200’den
fazla aynı soyadı taşıyan yakın arkabalarımızvardır.Adana Vilâyet merkezinin 20 kilometrebatısındaBüyükdikiliKöyü’nde,babam, çiftçilik yapan, toprağını bilfiil çalıştıran,işilegücüylemeşgul,kimseyemuhtaç olmamış bir insandı.Kış mevsiminde, şehirdekiEvimizde,yazaylarındaköydekiçiftliğimizdeikameetmekâdedimizdi. “ (SF.35)
Damar Arıkoğlu Askerlik Hatırası
Damar Arıkoğlu’nın “Hatıralar”ındabugün bile ders alınması gereken çok güzel şeyler var.Kendisi Adana merkez çocuğu olduğu ve ilk gençlik yılları Ermeniler’in yoğun olarak yaşadığı Tepebağ-Kemeraltı semtinde geçtiği için onlarla ilgili çok güzel yaşanmış hatıraları vardır.Tepebağ’dan Ermeni Ağabeylerin süzülerek geldiklerini,çeketleri yarı giyilmiş,yumurta topuk ayakkabılarla tam Adana’lıyıresmettiklerini,yaşça küçük olan kendilerine “Yigenim” diye hitaplarına karşılık kendilerinin de “Dayı” diye hürmet ettiklerini,bu derece kaynaşmış bir toplum oluşturulduğunu altına çizerek anlatmaktadır.
Damar Arıkoğlu Atatürk İle(Latife Hanım’ın Solunda)
Arıkoğlu’nun o zamanlar Adana içinde yaşamayan ve Kürkçüler,Misis,Karslı gibi varoşlarda göçebe bulunduklarını anlattığı Kürtler’in buralarda aynı zamanda Fransızlar’a ilk kurşun sıkan insanlar olduğunu,”Kürt Reşit Çetesi”nin de Fransızlar ve onlara açıkça yataklık eden edenErmeniler’e karşı savaştığını,Türk nüfusun devleti dinleyerek böyle bir mücadeleye çok geç başlamasına rağmen Kürtler’in biraz da ganimet düşüncesiyle kimseyi takmadıklarını hikâye ertmekktedir.Karslı ve Kürkçüler gibi yüksek yerlerden Kürt atlıların gözetleme yaptığını ve hicret eden Ermeniler’i bu şekilde taciz ettiklerini,bir varoş olarak Karslı Köyü ilk sakinlerinin gerçekten “Karslı” oduğunu,hatta “Kürkçüler” köy adının bile “Kürt”den bozma olduğunu,ancak sonradan burada tutunamıyarak Misis’e indiklerini tarihe kaydetmiştir.
Damar Arıkoğlu’nun Milli Mücadele ve sonrasındaki hizmetlerini 1.dönemden 7.döneme kadar 27 yıl temsil ettiği Adana milletvekilliğinden daha yakından tanımaktayız.O Mustafa Kemal’i yakından tanıyanlardan olmuş adını bile Zamir’dan “Damar”a o değiştirmiştir.Doğumu 17 Kasım 1889,fani aleme göçü ise 08 Nisan 1969’dur.Onu ve onun gibileri bugünlerde rahmet ,minnet ve şükranla yad’edyoruz.Mekânı cennet olsun.Sağlıcakla.