MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın konuşmasına müdahale etmesine ilişkin, “Millet açısından, milletin seyrettiği hiç hoş olmayan bir tablo. Meclise gönderilen vekillerin gerçekten halkın vekilinin olması lazım” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Zuhal Topçu, partisinin il başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin önemli sorunları bulunduğunu, bunlardan birinin de eğitim olduğunu söyledi. Eğitimin, AKP iktidarında üzerinde en fazla değişimin yaşandığı alanların başında geldiğini belirten Topçu, her sene sınavların, kuralların değiştiğini aktardı.
Eğitim alanında yapılmaya çalışılan değişiklerden birinin de dershanelerin dönüştürülmesi olduğunu dile getiren Topçu, “Dünya Bankası’nın dershanelerin kurtarıcı rol oynadığı yönünde açıklamaları var. Burada heder olan, telef olan bu gençliktir. Sürekli sistem değişiyor” diye konuştu. Demokratikleşme paketinde bulunan Kürtçe eğitim maddesine de değinen Topçu, bir milleti millet yapan temel öğenin dil olduğunu anlattı. Türkiye’deki herkesin ortak dille ağladığını, ortak dille sevindiğini ifade eden Topçu, “Ama siz eğer bu ortak dili parçalarsanız bizim bu imkanımız kalmayacaktır. Burada kasıtlı bir hareket var. Genel Başkanımız, anasının diliyle kimsenin probleminin olmadığını söyledi. Ama kolektif haklara gelince orada durulması lazım. MHP, o zaman ‘kolektif haklar’ yoktur diyor. Bu millet bir tanedir. Bu milletin dili, vatanı, bayrağı bir tanedir” ifadesini kullandı. Topçu, bir gazetecinin, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde dün düzenlenen resepsiyonda Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın konuşmasına müdahalesini nasıl değerlendirdiğine dair sorusunu “Kamer Genç, nevi şahsına münhasır bir insan. Orada olmaması gereken bazı şeyler vardı. Tabii ki hoş olmayan ifadeler. Millet açısından, milletin seyrettiği hiç hoş olmayan bir tablo” şeklinde cevaplandırdı. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından üniversitenin konferans salonunda düzenlenen “Cumhuriyetten Günümüze Türk Kadınının Siyasetteki Yeri Konferansı”na konuşmacı olarak katılan Topçu, tarihten günümüze gelen veya Cumhuriyet tarihiyle bakıldığında kadına verilen haklar olduğunu söyledi. Hep birilerinin kadınlara hak verdiğini ancak kadınların bu hakkı bir türlü kendilerinin alamadığını dile getiren Topçu, “Peki suç kimde? Niye hep böyle verilmesini bekliyoruz haklarımızın? Biz artık hem kariyer hem de çocuk yapıyoruz. Bunu unutmayın” ifadesini kullandı. Topçu, kadınların haklarının 5 Aralık 1934’te verildiğini belirterek, “Erkek hakları veriliyor mu? Hayır. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı… Kadınlara şöyle haklar verildi… Siz kimsiniz bize bu hakları veren. Biz aslında bu haklarımızı bileğimizin gücüyle alacağız” diye konuştu. “550 VEKİLDEN 78’İ KADIN” Kadının siyasette olabilmesi için bir takım güçlerinin bulunması gerektiğini vurgulayan Topçu, şöyle devam etti: “Hukuki olarak eşit hakları 1934’ten itibaren aldık ama bu haklar yetmiyor. Gelişmiş ülkelerde, hatta bazı gelişmekte olan ülkelerde de özellikle temsiliyet konusunda yüzde 40’ların dengeli bir rakam olduğu söylenir ama bizde şu anda Meclise baktığımızda bunun yüzde 14.2’lerde olduğunu görebiliyoruz. Yani Meclis’te 550 vekilden 78’inin kadın olduğunu görüyoruz.” “PROF. DR. ELİF LOĞOĞLU: KADIN VE ERKEK TOPLUMSAL YAŞAYIŞTA BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN İKİ UNSURDUR” Sosyolojik olarak kadının ailenin temel direği, kültürel ve ahlaki değerlerin koruyucusu ve nesilden nesile aktarıcısı olduğunu vurgulayan Loğoğlu, “Kadın ve erkek olarak bir tek candan yaratılan iki canlı, yaratılış ve sorumluluk sahibi olmada eşit, fizyolojik ve duygusal anlamda farklı, toplumsal yaşayışta birbirini tamamlayan iki unsurdur” dedi.
|