MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Soruşturma yapan bir savcıyı görevden alarak fiilen yargıyı engelleniyor. Yargının aldığı kararları uygulaması gereken idare uygulamıyor darbe vuruyor. Bu açıkça hukuk devletini ortadan kaldırmaktır. Bu sadece savcı meselesi değildir. Yürütme darbesi yapılmıştır” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, gündemdeki yolsuzluk operasyonu, yeni dalga soruşturmalar ve görevden almalara ilişkin, “Soruşturma yapan bir savcıyı görevden alarak fiilen yargıyı engelleniyor. Yargının aldığı kararları uygulaması gereken idare uygulamıyor darbe vuruyor. Bu açıkça hukuk devletini ortadan kaldırmaktır. Bu sadece savcı meselesi değildir. Savcı mahkemeden karar aldırmış, mahkeme kararı uygulanmıyor. Nasıl parlamentonun çalışması fiilen engelleniyorsa yargının çalışmasını engellemek de fiilen yapılmış bir darbedir. Yürütme darbesi yapılmıştır” dedi.
Yolsuzluk iddialarına ilişkin ikinci dalga soruşturmasını yürüten ve aralarında ünlü iş adamlarının da bulunduğu 41 kişi hakkında gözaltı kararı alan, TMK’nın 10’uncu maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, dün soruşturmadan alındı. Soruşturmadan alınmasının ardından yazılı olarak açıklama yapan Akkaş, “Cumhuriyet Savcısı olarak soruşturma yapmam engellendi” dedi.
Akkaş’ın hemen arkasından kameralar karşısına geçerek basın açıklaması yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ise, Akkaş’ı yalancılıkla suçlayarak, “Ne bana ne de sorumlu başsavcı vekiline bilgi vermemiştir. TMK görevine gören bir suç yok. Şimdi cebir ve şiddet yok ise TMK organize suçlara da bakmaz” diye konuşmuştu.
Konu ile ilgili olarak OGÜNhaber’e değerlendirmelerde bulunan MHP’li Vural, soruşturmayı engellemenin yargıya yapılan açık bir müdahale olduğunu belirtirken, “Bu sadece bir savcı meselesi değil, engellenen ve uygulanmayan bir mahkeme kararıdır. Bu hukuk devletini ortadan kaldırmaktır. Bu tam bir yargı darbesidir” diye konuştu.
Soruşturma yapan bir savcı görevden alınarak fiilen yargının engellendiğini vurgularken, şunları kaydetti:
“Yargının aldığı kararları uygulaması gereken idare uygulamıyor darbe vuruyor. Bu açıkça hukuk devletini ortadan kaldırmaktır. Bu sadece savcı meselesi değildir. Savcı mahkemeden karar aldırmış, mahkeme kararı uygulanmıyor. Mahkeme kararlarını polis, emniyet müdürleri ve vali uygulamıyorsa o zaman bunlar çete mantığı ile hareket etmiş demektir.
Bu konuda başsavcının son söylediklerini ben pek ciddiye almıyorum. Kendisi masal anlatıyor. Çünkü ortada mahkeme kararı var, dediğim gibi ve bu karar uygulanmıyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Demek ki hakim uygun görmüş, hakimin uygun gördüğünü başsavcı nasıl engelleyebilir? Eğer bir hata varsa gözaltı sonrası ayıklarsın süreç içerisinde ama bizatihi hukukun işlenmesi cebren engellenmiştir. Bu tam manasıyla bir darbedir.
Böyle durumda hukuk nasıl işleyecek kimse söyleyebilir mi? Bu çok vahim bir durumdur. Yolsuzluk rüşvet soruşturmaları sürer gider, bir şey yoksa aklanırsın ama bu özellikle yargının işlemesini engellemek demektir. Nasıl parlamentonun çalışması fiilen engelleniyorsa yargının çalışmasını engellemek de fiilen yapılmış bir darbedir. Yürütme darbesi yapılmıştır. Bu konuda HSYK açıklaması da doğrudur. Kolluk kuvvetinin emirleri uygulamamasını, soruşturmanın yapılmasını engelleyecek girişimleri doğru bulmamış ve uyarısını yapmıştır. Nitekim Danıştay da iptal etti son düzenlenmeyi.
Bizim karşımızda sorumlu, legal olarak yürütme gücünü kullanan bir erk var. Her şeyin sorumlusu hükümettir. Bu sorumluluğu başkasının üzerine atıp nasıl kurtulacak? O yüzden bu konuda şeytan taşlamalarına hiç gerek yok! Sorumlusu kendileridir. Ben cemaati, Ahmeti, Mehmeti nerden bileyim? Derinleri biz bilmeyiz. Ben vatandaş olarak bakıyorum hangi yetkiyi, kim nasıl kullanıyor? Eğer bir soruşturma engelleniyorsa ben niye engelliyorsun diye soruyorum. Eğer hukuka aykırı bir şey varsa ifadeni verip onunla mücadele edersin. Neden kaçıyorsun diye soruyorum.”