Aytaç Durak Adana’da 20 yıl Belediye Başkanlığı yapmıştır. Son dönem Başbakanla takışmaları yüzünden elinden alınmıştır. Görevden alınması için başka ciddi bir sebbeb de zaten bulunamamıştır. Severiz sevmeyiz bu çok ayrı bir meseledir. Lâkin Adanalı olmanın avantajını kullanarak yıllarca oylarını muhafaza etmesini de başarmış bir adamdır. Yaşı çok ilerlemiştir; bu sebeble çok sağlıklı düşüncelere sahip olduğunu sanmıyorum. Sırf bu sebeplerle aday olmaması ve adaylık peşinde koşmaması için de en ağır yazıları ben yazdım. Bir gün olsun bu yazılarda insaf ölçümü katiyyen sormamış ve sorgulamamıştır. Çok dostları vardı; ardında ordu gibi gezerlerdi. Şu son adaylık serüveninde sanmıyorum ki âileden başka yanında kalan olsun. Etrafındaki adamlar tarafından hançerlendiğini söylüyor ki, muhatapları da aynı şeyi kendisinin yaptığını ifâde ediyorlar. Kime inanılacağı apayrı bir mesele olmakla beraber çok tutarlı bir adam olmadığı da bir gerçektir. Şimdi bağımsız aday olarak ortaya çıkması da işte böyle tutarsız ve düşünülmeden verilmiş bir karardır. Mutlaka kendisine göre haklı gerekçeleri vardır. Fakat bunların da sağlam temellere dayandığını kabul etmek pek güçtür.
Peki gerçekten Aytaç Durak seçim kazanmak için mi aday oluyor diye soruyorsanız kesinlikle ”Hayır” dememiz gereklidir. Öyle Adana gazetelerinin “Dördüncü parti ortaya çıktı” diye yazdıklarına bakmayın. Çünkü kendisi bile seçim kazanamayacağını pek iyi biliyor. Baştan beri MHP ve CHP’den aday olma isteği kesinlikle “Başbakan”dan intikam almak içindi. Bu hususta pek tavizler verildiği de yazıldı durdu. Ancak böyle bir fırstı yakalayamadı. Çok bekledi ama bir türlü iki partiye de kendini kabul ettiremedi. En sonunda taleplerinin dozunu nereye kadar düşürdüğünü bilemem. Lâkin görünen odur ki MHP llistelerinde bulunan bazı âile mensuplarının da çekildiği söyleniyor.
Gerçi sağcılık solculuk gibi ayırımlar ve bu deyimlere ait vasıflandırmalar artık kalmadı. Lâkin “Durak âilesi” nin eskiden beri “Demokrat” kanatta yer aldığı bilinmektedir. Belki de âilede ilk olarak CHP kapısını çalan Aytaç Durak’dır. Erdoğan ve Veli Andaç Durak kardeşler yıllarca “AP-DYP”çizgisinde siyâset yaptılar. Remzi Durak Trabzon Ülkü Ocakları’nda yetişmiş bir ülkücüdür. 12 Eylül’den önce Ferhat Tüysüz gibi namlı ülkücü kaçaklar onun inşaatında yakalanmış kendisi de bu sebeble bir süre cezaevini boylamıştı. Aytaç Durak ise siyasete zamanın Ferruh Bozbeyli’nin DP’inde başlamıştır. Küçük birader Hüseyin ise hep siyasetin dışında kalmıştır. Şimdi üç partili siyasette ise diğer âile üyelerinin büyük çoğunluğu MHP saflarında bulunmaktadır. Şimdi Seyhan ilçesinden de tanınmış ve vekillik yapmış bir kişi olan Abdullah Çalışkan ortaya çıkınca sanıyorum Karahisalılar’ın çoğu MHP’ye akacaktır.
Aytaç Durak’ın tepki kararı mutlaka AKP ve MHP’den rey götürecektir. Şu anda Adana’da herkes MHP diyor. Kazanma şansı yüksek. İktidar saiki ile AKP’nin bu konumu yakın olduğunu kabullenmek gerekir. Dolayısiyle Aytaç Durak bu partilerden koparabildiği kadar koparacaktır. Kazanma şansı olmadığı için para harcayacağını da sanmıyorum. Binaenaleyh birkaç çiçekle bahar gelmeyeceği âşikardır. Hele hele uzak ilçelere gidip böyle bir külfeti de göze alamaz. Geçen seçimde olduğu gibi elinde Belediye’nin geniş imkânları da yok. Onun için bu işler yaş mı yaş..
Bu bağımsız adaylık işinde Aytaç Abi’nin kılavuzlarının kimler olduğunu bilmiyorum. Her ne kadar hep kendi dediği ve bildiğini yapmak gibi bir bencilliği varsa da yine de istişareye pek meraklıdır. Gerçi saadet devrinde hep kendini kılavuzları hançerledi ama yine de böyle adamlara itibar ettiği kanaatindeyim. Biliniyor ki kıymetli adaylarımızın arkasında gezenlerin çoğu fedakârlıktan ziyâde şöyle biraz ”ziftlenmek” için geziyorlar. Çoğu zaman kerametleri kendinden menkul olan bu şahısların kimselere faydası olması da mümkün değildir. İyisi mi yol yakınken dönmektir. Yarın bir de kaybedelenlerin vebalini yüklenmenin hiç anlamı yoktur. Zaten yaş da ilerleyebileceği kadar ilerlemiştir. Ben Hüseyin ile bıraktığı yerden devâmın çok iyi olacağını düşünüyorum.
Muhabbetle.