Oktay Vural: “Fezlekeler muhakkak TBMM’ye orjinal şekliyle gelmelidir, müdahale edilmemelidir, hukuki süreç çalışmalıdır.” MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te, kürsünün yanına koyduğu “koyun resmi, tuzluk ve yağdanlık” ile basın toplantısı düzenledi.
“Tarihimizin en karanlık en kirli en arsız en pişkin yönetim zihniyetiyle karşı karşıyayız” iddiasında bulunan Vural, şunları söyledi:
“Türkiye’nin özgürlükleri, kaynakları bu soyguncu anlayışın tehdidi altındadır. Ortaya çıkan delillerin, 11 yıldır Türkiye’yi yöneten zihniyetin Türkiye’yi nasıl sömürdüğünü, nasıl tehdit ettiği, nasıl saadet zincirleri oluşturduğu, parayla ve sermayeyle medya dönüşümü yaptığı, açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye, Başbakan’ın başında olduğu büyük bir yolsuzluk ve soygun çetesiyle karşı karşıyadır.
Başbakan Erdoğan, bu yolsuzluk ve rüşvet çetesiyle bir yandan siyasetin finansmanını sağlıyor, kendi sermayesini ve yandaşını oluşturuyor, öbür yandan muhalefeti sindirecek medyasını oluşturuyor. İddianamedeki tapeler bunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Bu tapelerden anlaşılmaktadır ki Başbakan bir ayağı yürütme öbür ayağı medya olan bir soygun çetesinin başındadır.
Ortaya çıkmıştır ki Türkiye’yi bir Deli Dumrul çetesi yönetmektedir. Deli Dumrul çetesine çarpılmayan yoktur. Başbakan Erdoğan, adete Deli Dumrul haline gelmiştir.”
Dün ortaya çıkan bir tapeye göre, Başbakan Erdoğan’ın, bir televizyon kanalına, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gezi Parkı ile ilgili demecinin alt yazıdan kaldırılması talimatı verdiğini ileri süren Vural, “Bu ne utanmazlık, arsızlıktır, haddini bilmezlik, bu ne cürettir” dedi . Vural, bu görüşmeye ilişkin ses kaydını dinletti.
“Adeta, Abdülhamit döneminin sansürcü başı devrededir” ifadesini kullanan Vural, bu olayın demokrasiye, basın özgürlüğüne darbe olduğunu söyledi.
Vural, “Yargıya ve bu sürece müdahale eden, hukuk dışı sözümüzü kesen bu zihniyet yargılanacaktır. Gezi Parkı savcıları için de bir suç duyurusudur” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın “bizzat MHP’yi dinleme ve izleme ekibini kurduğunu” öne süren Vural, siyah arabanın hesabının henüz verilmediğini anlattı.
“Bu harami ve sansürcü düzeni yıkacağız” diyen Vural, Başbakan Erdoğan’ın akıbetinin Berlusconi gibi olacağını savundu.
Başbakan Erdoğan’ın, Almanya’ya giderken yaptığı açıklamaları anımsatan Vural, “Muhabirlerin kamuoyunun merak ettiği soruları yerine penguenleri mi soracak sana? Ne zaman göç ettiklerini mi soracak sana? Kontra soru gelince kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor” diye konuştu. Vural, şunları söyledi:
“Hırsızları, rüşvetçileri, dinimizi, inancımızı alet ederek savunan Erdoğan’a şunları soruyorum: O ayakkabı kutularındaki, o para kasalarındaki milyon dolarların dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Urla’da birinci derecede SİT alanına imar değişiklikleriyle senin ve ailen için yapılan villaların dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Bu değişiklik için yönetmelik çıkarmaya kalkan, ondan sonra sahte rapor alınmasının dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Bazı medya gruplarını satın alan iş adamlarına devletten ihale sözü verme, havuz kurmanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Millet ekmek bulamazken 700 bin TL’lik rüşvet saatiyle poz vermenin, çaka satmanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Dünüre, bacanağa, kayınbiradere, mahduma devlet kesesinden rant sağlamanın dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir? Tüyü bitmedik yetimin hakkını rüşvet, kara para, yolsuzluklarla, haramzadelere yedirmenin dinimizde, inancımızda, mecellede yeri nedir?”
Hakkında fezleke hazırlanan bakanların “dizi dizi ortaya çıkmaya başladığını ve bunun bir tesadüf olmadığını” öne süren Vural, “Siyasette biraz onur, ahlak olması gerekir. Senin davan nedir? Tıpış tıpış gidiyorsun Dolmabahçe’de Başbakanla görüşüyorsun. Ne dedi sana. ‘Bu davanın hakimi de savcısı da benim, seni yerim, ben kurtulurum sen kurtulamazsın’ mı dedi? Mert olacaksın. Liderinden değil önce vatandaştan özür dileyeceksin, Allah’tan af diyeceksin. Dava belli: rüşvet ve yolsuzluk” diye konuştu.
Başbakan’ın istifa eden milletvekillerine “tuzluk” diyerek hakaret ettiğini iddia eden Vural, “Bir AK Parti’li ‘bunlar asla nankörlük etmezler’ diye koyun sürüsünü ortaya koymuş. Tablo ortada. Ya tuzluk, ya yağdanlık veya koyunla tasvir ediyorlar. Nerede milli irade?” dedi.
Fezlekelerin TBMM’ye gelmemesini eleştiren Vural, “Adalet Bakanı malı götürenlerle birlikte hukuku da götürmektedir. Fezlekeler muhakkak TBMM’ye orijinal şekliyle gelmelidir, müdahale edilmemelidir, hukuki süreç çalışmalıdır” diye konuştu.
Vural, Abdurrahim Karakoç’un “Büyükler bilir” şiirini okudu.
BÜYÜKLER BİLİR
Yalan dolan ile devran sürmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Milletin başına çorap örmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Rüşvet vermek rüşvet almak nasıl şey
Hazineden para çalmak nasıl şey
Terlemeden zengin olmak nasıl şey
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Erken palazlanıp erken ötmeyi
Değirmenler kurup baş öğütmeyi
Hele… meydan meydan adam gütmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Anlamayız kopya nedir, asıl ne
Perde, sahne, solo, koro, fasıl ne
Üçkağıtta erkan nedir usul ne
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Viski, votka çekip keyif çatmayı
Dansöz kucağında stres atmayı
Milleti bölmeyi, vatan satmayı
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Seyrettikçe ana-baba filmini
Hissederiz baskısını zulmünü
Lisans üstü maskaralık ilmini
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Adettir gerekmez malumu ilam
Taklide günaydın, asıla selam
Ne hınzırlık varsa hasıl-ı kelam
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Yazar : ABDURRAHİM KARAKOÇ