Ali BADEMCİ
Artık netice değişmeyecek; meclis üyeliği için partilerin aday listeleri herhalde kesinleşmiş oluyor. Ancak mücbir haller vukuunda listelere konan yedeklere müracaat edilebilecek. Yasal prosedürü pek bilmemekle beraber sandıktan üç aşağı beş yukarı bu isimler çıkabilecek… Herşey bir yana “kendi gitti adı kaldı yadigar” hesabından tartışmalar ve karşılıklı suçlamalar devam ediyor.Kendilerini bir anda listelerin en ön sıralarında gören ve bugüne kadar hiçbir şekilde MHP içinde olmayanların sevinçlerine diyecek yok…Ortada kalacaklarına “Babaların ve cemaatçıların şefaati”,eski vekil-yeni vekil ve başkanların himmeti ile özellikle parti ile alâkasız bu kişiler Büyükşehir Meclisi’ne girmiş olacaklar. Bu havada bulup tavada yiyeceklerin sevinçlerine karşılık en çok üzülenler yine aylardan beri çalışan ve varını-yoğunu döken zavallı ülkücülerdir..İşin sonu da belli olmaz..Bakarasın meclis üyesi seçlirsin şartlar zorlar bir anda başkan da olabilirsin..Geçen dönem olduğu gibi. Yalnız böyle bir tesadüften faydalanmak için seçimleri MHP’nin kazanması,lâkin öyle bir makama atlamak için ülkücü olmamak gerekiyor.Zaten ön sıralara tırmanmak için büyük depişmelerin sebebi de böyle tesadüflerden umuda kapılmak.Bakırsınız itile-kakıla MHP listesinin Çukurova birinci sırasına oturan Yalçın Akyol ve Seyhan ilk sırada bulunan Aldırmaz’ın oğlu Aldırmaz böylece tırmanır babası gibi vekil dahi olup MHP’ye veda ededebilir.Fakat hiç korkmayın bu sefer sizden sanmadığınız bu isimler iyice efsunlanmış ve “Ülkücü” olmuşlardır.Bugünlerde bizim zavalılılar kendilerini bununla kandırıyor.Hani bir zaman Durak’uın oğlu Gökhan gibi..
Adana’da mahalli seçimler için en fazla telâş eden ve bir sağa bir sola, bir Ankara’ya bir İstanbul’a koşan tanınımış birkaç isim var. Bunların telâşını anlamak mümkün değil. Meselâ birisi Bülent Özölkü.Bu kişi, Adana’da sağlık sektöründen inşaat sektörüne,oradan kimyasal ürünler işine kadar kadar her sahada gerek devlet ve gerekse sivil hayatla iç içe..Bizlerin akranıdır lâkin Adana’da bulaşmadık iş ve girmedik kapısı yoktur.Bizim Adem Eroğlu ile bir zaman Çukubirlik’de “Kimsasal “işinde ortaklık yapmış..Sol görüşlü olmasına rağmen zaman zaman sağın bile dizaynında etkindir..Yani bunun MHP olması şart değildir AKP de olabilir.Yani, kim kazanacaksa o yöne bir temayül gösterir.Sanırım çok namaz ve aptesi olmadığı için AKP ile dansı zayıftır.Şunu anlatmak istiyorum bu kadar varlıklı ve başarılı bir adamın israrla bu işin göbeğinde ne işi olur ?Belli ki hastahane pastahane işlerinde çözümlenmemiş “belediyelik” işler var..
Peki Aytaç Durak ve Bay Zihni’nin telâşı ne? Şüphesiz aynı.Durak dört dönem işgal ettiği başkanlık makamı ile suçsuz-günahsız bir arsa zengini… Maaşından tasarruf ederek yüzlerce dönüm imarlı arsa kapatmış. Vaziyeti nasıl kurtarır ? Tabii olarak hangi partili olursa olsun Meclis üyelerinin çoğunluğu ile.. Onun için en son pazarlığı MHP ile oldu. Sanırım istekleri karşılanamayınca şantaj yapmak için ortaya bağımsız aday olarak çıktı. Bay Aldırmaz da son seçimde totodan çıkan başkanlıkla şansı yaver gidenlerden.. İşlerini yapan yeğen Cengiz ile taahhüt firmaları dibe vurmuşken şimdi o da arsa zenginlerinden imiş. Bu sebeble onların da telâşlarını anlamak mümkün..Bizler gibi her ay içeri gireceğine en az kendini korumak..
İşte meclis üyelelikleri savaşlarının içyüzü bunlar.Misal verdiğimiz isimleri istediğiniz kadar artırabiliriz.MHP’nin seçim kazanacağını anlayarak ona teveccüh edenlerin peşinde bulundukları şey tabii ki ranttır-paradır-varlığın muhafazasıdır.
MHP’lilerin muhafaza edilecek bir varlıkları yoktur.Hepsi kendi yağında kavrulan genel olarak haramla uğraşmayan insanlar. Başkan veya meclis üyesi olsaydılar kötü mü olurdu! Kesinlikle hayır.. İstisnalar kaideyi bozmamakla birlikte çok adaletli bir düzen kuracaklarından eminim.. Ne yapalım yine ülkülerimiz öteki bahara kalsın..
Sağlıcakla..