ERDOĞAN fazla ileri gitti. Hangi ilde meydana çıksa önüne gelen hakkında ağız dolusu argo sözcük kullanıyor ve karalamadığı insan bırakmıyor.
Muhteremin bu yaptığına ulema nifâk der, biz de öyle diyoruz…
Nifâk, insanın mümin gözükerek diliyle beyan ettiğine kalbiyle inanmaması halidir…
Bunun gibi, kimse bir diğerinin iç dünyasını gerçek değerleriyle ve çizgileriyle bilemeyeceği için yaptığıyla ve söylediğiyle münafık durumuna düşer. Erdoğan hakkında münafık değerlendirmesi yapmak da yanlış olmaz.
* * *
Evet, Başbakanımız ağzını toparlamak zorundadır.
Zira her kullandığı argo dolu cümle, saldırganlığına işaret…
Açıkça söyleyelim; takındığı tavır, ortamı gerdikçe geriyor…
Ülkemizin bu kadar tehlikeli bir gerilimle seçime gitmesi beklenmedik gelişmelere yol açabilir. Gerginlik zaten kurumlarıyla ve ilkeleriyle tartışılmakta olan demokrasimizi ve demokratik değerlerimizi zedeleyecek boyuta tırmandı; ötesi ne olur Allah bilir…
* * *
Öyle anlaşılıyor ki AKP ve Erdoğan için en büyük korku CHP değil, itidali elden bırakmadan siyaset üreten MHP!
O nedenle Milliyetçi Hareket‘i diline doluyor…
Esasen yıllardan beri milliyetçilik duygu ve düşüncesini reddetmesi, haşa huzurdan ayaklar altına alması da bu korkudan neşet ediyor.
Sokaklardaki kargaşaya ve kırk sekiz saat içerisinde üç kişinin hayatını kaybetmesiyle onlarca insanın yaralanıp etrafın yakılıp yıkılmasına engel olamayan Erdoğan yapacağını yaptı ve itidal unsuru olduğu için halkın teveccüh gösterdiğiMHP‘yi, terör örgütü DHKP-C’nin ortağı gibi gösterdi…
Böylece, nifâk ve münafık sözcüklerinin kendisine ne kadar yakıştığını da göstermiş oldu…
* * *
Ayak takımı bir ekiple iktidar olan siyasal yapıların, ülkenin sorunlarını bir kenara bırakarak kitlenin beklentilerine cevap vermek yerine sert uygulamalarla saltanat sürmeye kalkmasını, yakın siyasal tarihimizde askeri yönetimi hedef alarak sadece rahmetli Prof.Dr. Ali Fuat Başgil hocamız eleştirmişti…
Adı cumhurbaşkanı adayı olarak geçince askerin takındığı karşı tavrı merhum Başgil, buna yakın bir cümleyle yüzlerine vurmuştu; nur içinde yatsın!
Yaşasaydı, aynı şeyi yapar bu defa daha ağır laflarla bunların yüzüne vururdu.
HALK NEYE BAKACAĞINI ŞAŞIRDI
—————————— ————
GEÇEN gün de yazdım, AKP devletten aldığı paraları “Hayy’dan gelen Huy’a gitsin” diyerek cömertçe harcayabiliyor. Zira, Hazine’den aldığı yardım, öteki partilere yapılanın toplamından fazla. Bu konuda da demokratik anlayışımıza egemen olan uygulama “Eşitsizlik”…
Eşitsizlik, demokrasimize öylesine yerleştirildi ki artık söküp atmak zor. Onun da mimarı Erdoğan; toplumu“Bizimkiler- Onlar” diye diye böldü. Allah’tan büyük kitle, birbirine diş bilemiyor. Yaşanan olayları, hayatı birlikte olmanın dışında arayan bir iki grup tezgâhlıyor…
Düşünebiliyor musunuz, onlarla bile başa çıkamıyorlar!
Bilbordlara ve internet siteleriyle gazetelere verdikleri propaganda amaçlı ilanlar acayip iddialarla dolu. O ilanlarda yazılanların çoğu, 12 yıllık iktidar sürecine rağmen yapılabilmiş değil. Hâlâ “Cek” li, “Cak” lı söylemlerle ahaliyi uyutma kampanyasını sürdürüyorlar. AKP kumpanyasının en belirgin işi de zaten bu, yalan söylemek. Etkili olmak için de sazlı sözlü çümbüşlerde geziniyorlar…
Birine şöyle yazmışlar:
-Lâfa değil icraata bakarım…
O ilandaki temel öge bu…
Biz de lâfa bakmıyoruz, icraata bakıyoruz; ama ortalıkta lale dikiminden, argo lâflardan, hayali projelerden ve yalandan başka bir şey ne görüyoruz, ne işitiyoruz…
Dünkü gazetelerde -biri Hürriyet- bir ilan yayımlandı. Başlığı “Engelleri kaldırıyoruz” şeklindeydi.
Doğrusunu söylemek lâzımsa, beğendim; bugüne kadar engelli yurttaşları çok ihmal ettiler, akılları demek ki başlarına gelmiş, vallahi bravo…
Bu arada kafalarında yer etmiş çeşitli engelleri de kaldırıp kaldırmadıklarını merak ediyorum. Onu da başarsalar var ya, AKP’yi tutmak (!) ne mümkün…
KURBAN OLMAYA HAZIRIM…
—————————— ——
BAŞBAKAN Batman’da konuşurken AKP’den aday olan ismi yanına çağırdı ve adamnı elini havaya kaldırarak halka seslendi:
-Abizin kurban olsun size…
Ağabey sözcüğünün abi yaptı ve Bülent Ersoy adındaki erkekten dönme şarkıcıyı anımsatan bir sloganla adayını halka tanıtmış oldu.
Görün bakın hâlâ nerelerde geziniyorlar…
Başbakan konuşurken, kendisinden önce kürsüye gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘i de övdü, sonra da mis gibi bölücülük kokan şu değerlendirmeyi yaptı:
-Az önce Mehmet Şimşek kardeşimi dinlediniz. O da Kürt. Bak buradan çıktı, maşallah 9 kardeş. Ben en az üç dedim, ama Mehmet’in babası maşallah 9 tane. Anası tabii bütün mesele. 9 kardeşi büyüttü yetişti, okudular. Şimdi Mehmet kardeşim hizmet veriyor. E şimdi değerli kardeşlerim el ele vereceğiz. Omuz omuza vereceğiz. Batman’ın yerel kaderini değiştireceğiz.
Bu cümlenin dibinde el ele sözcüğünü görünce birleştirici bir ifade olduğunu söyleyebilirsiniz…
Ama herkese soruyorum; o zaman muhteremin “Bizler- onlar” şeklindeki ayrıştırma gayretlerini nereye koyacaksınız!