MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “30 Mart seçimleri önemli bir dönüm noktasıdır. Ülkemizin geleceğinin belirlenmesinde, yeniden siyasetin şekillenmesinde bir başlangıç teşkil etmektedir” dedi.
Bahçeli, partisince İzmit’teki Perşembe Pazarı’nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 30 Mart yerel seçimlerinin, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik sorunlarının yoğunlaştığı, iç ve dış tehditlerin arttığı bir zamanda yapılacağını söyledi.
Yerel seçimlere 25 siyasi partinin katılacağını ve seçimlerin bin 394 seçim çevresinde gerçekleştirileceğini ifade eden Bahçeli, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu kaydetti.
Bahçeli, partilerin her birinin milletin “aziz evlatları” tarafından kurulduğunu dile getirerek, “Bu kuruluşlardan birisi de Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Milliyetçi Hareket Partisi, gelenekli siyasi kurum olarak ilkeli, dürüst bir siyaset temelinde temiz siyaset, temiz toplum, temiz yönetim amaçlı ve milletimizin içinden çıkmış bir siyasi kuruluşumuzdur. Milliyetçi Hareket Partisi, seçimlere katılmakta değerli adaylarını çok önceden toplumla buluşturdu” diye konuştu.
“30 Mart seçimleri önemli bir dönüm noktası”
Partisinin adaylarının, isimlerinin açıklandığı günden beri çalışmalarına devam ettiğini belirten Bahçeli, “Değerli adaylarımız da o günlerden bu günlere kadar milletimizin her ferdini, hiçbiriniayırt etmeksizin, hiçbir etnik unsur ayrımı kabul etmeksizin herkesle görüşmüş, kucaklaşmış ve 12 gün sonra yapılacak olan 30 Mart yerel seçimlerine hazır hale gelmişlerdir” ifadesini kullandı.
Bahçeli, 30 Mart seçimlerinin önemli bir dönüm noktası olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Ülkemizin geleceğinin belirlenmesinde, yeniden siyasetin şekillenmesinde bir başlangıç teşkil etmektedir. Çünkü bu tarihten sonra 28 Ağustos’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 2015’de en geç 12 Haziranına kadar 25. dönem milletvekilliği genel seçimleri yapılacaktır. Milli irade olarak bu süreci, başlangıcından itibaren sabırlı, soğukkanlı anlayışla sürdürürsek ve millet iradesi olarak bu 3 önemli siyasi olayı bir doğru üzerine çekebilirsek inanınız ki Türk milletinin kaderi en geç 2015 yılı Haziran ayından önce belirlenmiş olacaktır.”
“AK Parti, 4 bin 153 günden bu yana ülkeyi yönetmektedir”
Türkiye’nin 11 yılı aşkın süredir Ak Parti tarafından yönetildiğine dikkati çeken Bahçeli, şöyle konuştu:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 59, 60 ve 61. hükümetlerinin Başbakanı olarak 4 bin 22 gündür ülkeyi yönetmektedir. 2002, 3 Kasım ayını esas alır, 58. hükümetin şimdiki sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kurulduğunu da dahil edersek Adalet ve Kalkınma Partisi 4 bin 153 günden bu yana ülkeyi yönetmektedir. Bir siyasi parti düşününüz ki, Türkiye’nin önemli bir siyasi ekonomik kriz yaşadığı dönemde 1.5 yılı bulmadan milli görüş çizgisinden ayrılan bir grup insan tarafından kurulmuş olan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne aniden yönelmesiyle bu parti tek başına iktidar olmuştur. Bu demokratik hak olarak düşünülmeli. Bu yarışta Adalet ve Kalkınma Partisi öncelik almıştır. Milletimiz buna gösterdiği teveccüh bu iktidarı 11 yıldan bu yana ülkeyi yönetmekle görevlendirmiştir. Şimdi hep birlikte yorum yaparak değerlendirmelere geçmemiz gerekiyor. Hangi siyasi partiden olursak olalım ‘önce ülkem, sonra milletim, sonra partim’ diyen bir anlayışla yaklaşmak mecburiyetindeyiz.”
İktidar partisinin yasamada çok sayıda milletvekiliyle temsil edildiğini ve tek başına hükümet kurma yetkisine sahip olduğunu ifade eden Bahçeli, bunun önemli bir siyasi güç olduğunu söyledi.
Bahçeli, bu güçle Türkiye’nin temel meselelerinin çözülmemesinin mümkün olmadığını dile getirerek, her türlü yasanın çıkarılıp, bazılarında da değişiklik yapılabileceğini ifade etti.
“Recep Tayyip Erdoğan, belli bir dönem sonra ‘balkon konuşmalarını’ unutup, kerameti kendinde kurup bu güç alanını genişletme ihtirasına kapılmıştır” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Önce 4. kuvvet olarak bilinen medyanın, iktidar olduğu günden beri kendilerine yaraşanları kullanmaya, biraz palazlandıktan sonra eş dost akraba ve yakınlarına basın ve televizyon kurdurmaya, daha sonra da birtakım baskı unsurlarıyla diğer televizyonları kontrol altına almaya çalışarak 4. kuvvete de egemen olmuştur. Bunun en güzel izahı, şimdi halk tarafından çok iyi anlaşılıyor, ‘Alo Fatih’ olayıdır. Fakat bunların içindeki 3. kuvvet bağımsız ve tarafsız olması lazım. Bu da yargıdır.”
“76 milyonunun yüzde 59’u yoksuldur”
Bahçeli, 2010 yılında anayasa değişikliği için referanduma gidilen döneme değinerek, “O dönemde bazı Aydınlar, siyasi parti yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları ‘yetmez ama evet diyeceğiz’ diyerek Türkiye’nin başına Recep Tayyip Erdoğan’ı bela etmişlerdir” dedi.
Başbakan’ın HSYK’yı oluşturup bir takım atamalarla kendisinin yargı denetiminden uzak kalmasını sağladığını dile getiren Bahçeli. konuşmasını şöyle sürdürdü:
“O günden sonra güç alanı genişleyen Recep Tayyip Erdoğan, güç çılgını olmuş, bu alanı genişletmek için artık Başbakan değil, ‘tek adam’ olmaya yönelmiş ve Türkiye’yi otoriter bir anlayışla yönetmek arzusuna kapılmış ve şimdi de ‘Ortadoğunun sultanı’, şimdi de ‘Türkiye’nin diktatörü’ olmaya heveslenecek bir gafletin içerisine düşmüştür. Recep Tayyip Erdoğan, kimseyi beğenmez, kimseyi dinlemez, vekillerine güvenmez, kendisine oy veren vatandaşların milli irade desteğini artık görmez hale gelmiş, 2-3 tane ‘aklı uçuk’ danışmanla Türkiye’yi büyük bir felakete doğru sürüklemeye çalışmıştır. Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini tahrip etmek, sosyal dokusunu parçalamak, Türkiye’de büyük aile olarak bütünleşmiş, kaynaşmış, aile oluşturmuş insanlarımızı 36’ya bölerek bir etnik çatışmanın zeminini hazırlamak. Bununla beraber ‘demokratik açılım’ zırvasıyla demokrasi, insanları hakları ve özgür kavramlarını istismar ederek Türkiye’nin bugün bölünme eşiğine gelmesine sebep olan davranışlarıyla beraber sosyal ve ekonomik yönden de hiçbir çözüm üretememiş, sadece yaptığı TOKİ’yi istismar etmek, oradan bir mücahitliği müteahitliğe çeviren haram üzerine beslenme, bunun üzerine zenginleşmeye açık bir azınlık yaratarak kendisine her türlü kaynağın temin edileceği bir ortamı sağlamıştır.”
Bahçeli, 76 milyonluk Türkiye’nin yüzde 59’unun yoksul olduğunu belirterek, yoksulluk sınırının altında kalan 44 milyon kişinin olduğunu ifade etti.
Bu yoksulların altında açlık sınırının altında kalanların da bulunduğunu anlatan Bahçeli, bunların da 13 milyon kişi olduğunu kaydetti.
Bahçeli, partisince İzmit’teki Perşembe Pazarı’nda düzenlenen mitingde, 17 Aralık operasyonuna değinerek bu tarihin, Türk milleti için yüz karası, Ak Parti için ise kara bir günün başlangıcı olduğunu ifade etti.
Milletin 91 gündür milletin komplo ve montajla istismar edildiğini ve aldatıldığını ileri süren Bahçeli, şunları söyledi:
“Yüzde 51’le iktidar olacaksın, milletimizin inançlı insanlarını istismar edeceksin, başörtüsünü istismar edip onun altına her türlü yolsuzluğu, rüşveti sığdırmaya çalışacaksın sonra da kalkacaksın ‘bana bunlar komplo yapılıyor’ diyeceksin. 1 milyar dolar, Türk parası olarak 2,2 milyar Türk lirası. Böyle bir parayla 11 yıldan beri iktidar oluyorsun, bunlar ortaya çıktığı zaman da inkar ediyorsun Sayın Başbakan. Bu ülkenin bir evladı olarak ‘bu nasıl iştir yarabbi keşke montaj olsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı bu hale düşmemelidir’ diye insanın içinden geçiyor. Ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan bunların hiçbirisine aldırış etmiyor. Alçak diyor, hain diyor, satılmışlar diyor. Bunlar işbirlikçiler diyor. Bunlar paraleldir diyor ve medya da bazı yandaşlarıyla besleme insanlarıyla bunların propagandasını yapmaya çalışıyor.”
“Yarın bunların hepsi meclise gelecek. Teskerelerle o teskerelerin açılımlarıyla daha da ayyuka çıktığı zaman sen ne yapacaksın. Gel, Kasımpaşalılık diye geçiniyorsun. Sadece İstanbul’da Kasımpaşa yok, bana göre Karagümrük daha delikanlıdır. O sebepten dolayı milleti kışkırtmaya gerek yok. Herkesi birbirine düşürmeye gerek yok. Yolsuzluk ve rüşvetin üstüne örtmeye gerek yok. Yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örtmek için sosyal olaylar çıkartıp milleti kışkırtmaya ve üç günde üç vatan evladını hakkın rahmetine kavuşturmaya ne hakkın var senin.”
Bahçeli, bütün bunları yanında emeklilik, esnaf ve çiftçiden bahsedilmediğine dikkati çekerek “Bunların hiçbirisinden bahsettiği yok. Var yok yolsuzluğun üstünü örtmek. Sayın Recep Tayyip Erdoğan yolsuzluk ve rüşvet halka mal olmuştur. Halkın kafası karmakarışıktır. O karışıklık çözülmeden senin siyaset yapma şansın da kalmamıştır. Yolsuzluk ve rüşvet sonuna kadar gidilmeli, komplo mu montaj mı neyse açığa çıkmalı ve sen kendini aklayıp paklamalısın ya da ‘haydi benim yaptığım yeter, çaldıklarımı fukaralara dağıtarak Allaha ısmarladık, gidiyorum’ demen lazım senin” ifadesini kullandı.
Buradan hep beraber bir çıkış yolu bulmaları gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Bu çıkış yolu demokrasi içerisinde olmalı, bu çıkış yolu milli iradenin çözümü olarak ortaya konulmalı. Bu çıkış yolunun demokrasi içerisindeki müessesesi seçimdir. Seçimlerin en yakını 30 Mart’tır. 30 Mart belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini seçer ama iktidar değişikliğini kısa vadede öngörmez. Onun sonuçları iktidar değişikliğini gerektiren dayatmayı, zorlamayı ve kararı oluşturur. O sebepten dolayı 30 Mart’ta bir yandan belediye başkanlarımızı seçelim öbür yandan da bugünkü siyasi iktidara bir milli irade dersi vererek bir oy kaybına uğratalım” diye konuştu.
‘Millet 91 gündür komplo ve montajla istismar ediliyor aldatılıyor’
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Tam 91 günden bu yana komplo ve montajla bu aziz millet istismar ediliyor, aldatılıyor. Bu hazin bir şeydir, bu acı bir şeydir.” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın kimseyi dinlemediğini ve milletvekillerine güvenmediğini söyleyen Bahçeli, Başbakanın, etrafandaki danışmanlarla Türkiye’yi büyük bir felakete doğru sürüklemeye çalıştığını belirtti. Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini tahrip ettiğini, Türkiye’nin sosyal dokusunu parçaladığını ve bir etnik çatışmanın zeminini hazırladığını öne sürdü.
Bahçeli, “Demokratik açılım zırvasıyla demokrasi, insan hakları ve özgürlük kavramlarını istismar ederek Türkiye’nin bugün bölünme eşiğine gelmesine sebep olan davranışlarıyla beraber sosyal ve ekonomik yönden de hiçbir çözüm üretememiş sadece ve sadece yaptığı, devletin bir kuruluşu olan TOKİ’yi aşırı derecede istismar etmek oradan bir mücahitliği müteahhitliğe çeviren bir haram üzerine beslenme, o beslenme üzerine zenginleşmeye açık bir azınlık yaratarak kendisine her türlü kaynağın temini edileceği bir ortamı hazırlamıştır.” diye konuştu.
Bahçeli şöyle devam etti: “Evde var olan 1 milyar dolar paranın sıfırlanmasını, şuna şuna, şunları gönderdin geri kalanını da şöyle yapın diyerek evdeki paraların evden boşaltılmasını ve bunun da bir akşam vakti olarak karanlıkta bazı araçlarla yapılmasını tavsiye ediyor. İşte bu olay patlak verdiği zaman hiçbir şey sorgulamadan, yapmadan hemen diyorlar ki bu olayın mutlaka üstünü örtmeliyiz. Bu olayı AKP’den ve Recep Tayyip Erdoğan’dan uzak tutmalıyız. Bir algı yönetimi kurulu oluşturuluyor, oradan akıl üretenler diyorlar ki; ‘sayın başbakan hepsini reddet. Bu inkarı mutlaka yap. Sonrada vatandaşın algısını başka tarafa yönetmek için Ordu’dan başlayan bir mitingler dizisine gir. TOKİ’nin yardımıyla ulaşabildiğin her ile ulaş’ diyerek bir akıl veriyorlar ki işte o akıl Recep Tayyip Erdoğan’ı siyaseten tüketen akıldır. Bunlar dost aklı değildir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ordudan bir miting düzenler sonra devam eder akşam havalanına gelir televizyonlarda sürekli yayın. Havaalanını muhteşem güya bir karşılama, orada otobüsün üzerine çıkar nutuğunu atır. Kısıklıya geçer orada bir karşılama orada bir nutuk atar. Der ki, ‘bize komplo’ yapıldı.
Daha sonra ‘baba oğul muhabbetinden dolayı bize montaj yapıldı.’ Tam 91 günden bu yana komplo ve montajla bu aziz millet istismar ediliyor, aldatılıyor. Bu hazin bir şeydir, bu acı bir şeydir. Yüzde 51’le iktidar olacaksın, milletimizin inançlı insanlarını istismar edeceksin, başörtüsünü ağzına dolayıp onun altına her türlü yolsuzluğu, rüşveti sızdırmaya çalışacaksın sonra da kalkacaksın ‘bana bunlar komplo yapılıyor, montaj yapılıyor’ diyeceksin. 1 milyar dolar Türk parası olarak 2,2 milyar Türk lirası. Alayını bir yere koymaya çalışsanız 25 metrekarelik bir evin veya odanın içerisine ancak sığarlar. Böyle bir parayla 11 yıldan beri iktidar oluyorsun. Bunlar ayyuka çıktığı zaman da inkar ediyorsun sayın başbakan. Bu ülkenin bir evladı olarak sizler gibi aynı düşünceyle bu nasıl iştir yarabbi? Keşke montaj olsa, Türkiye Cumhuriyeti devleti başbakanı bu hale düşmemeli diye insanın içinden geçiyor.”
“Milletini kışkırtmaya gerek yok, herkesi birbirine düşürmeye gerek yok.” diyen Bahçeli, “Yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örtmek için sosyal olaylar çıkarıp milleti kışkırtmaya, üç gündür üç vatan evlanını hakkın rahmetine kavuşturmaya ne hakkın var senin?” ifadelerini kullandı.