MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Başbakan ve avanesi kendilerini meşru zeminlerde savunmak yerine, siyasi güç gösterisi ve meydan okuma yolunu seçmiş ve yargıya karşı adeta savaş ilan etmiştir” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, ”Son günlerde internete düşen Başbakan’a, bakanlara ve yakın çevrelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında adalete nasıl müdahale edildiği net şekilde görülmektedir. Başbakan Erdoğan “en iyi savunma karşı saldırıya geçmektir” saikiyle harekete geçmiş, suçüstü yakalanmanın telaşı ile yargıya ve güvenlik güçlerine akıl almaz ölçüde müdahale sürecini başlatmıştır. Başbakan’ın bir önceki Adalet Bakanına verdiği talimatlar ile şimdiki İçişleri Bakanının müsteşarken yargıya nasıl müdahale ettikleri açık şekilde ortadadır”açıklaması yaptı.
Büyükataman, ”17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları’nın ardından İçişleri Bakanı Efkan Ala ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Selami Altınok arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında Altınok, yolsuzluk soruşturması savcısı Celal Kara’nın verdiği talimatı yerine getirmeyen İstanbul Emniyeti İstihbarat Müdürü’nü ifadeye çağırdığını Ala’ya bildiriyor ve ne yapması gerektiğini danışıyor.
Görüşmenin yapıldığı tarihte henüz İçişleri Bakanlığı görevine getirilmeyen ve Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde bulunan Efkan Ala, İstanbul’un yeni Emniyet Müdürü’nden İstihbarat Müdürü’nü kesinlikle ifadeye göndermemesini, gelen yazılı evrakı çöpe atmasını, Savcı’yı telefonla arayıp kendisini tanımadıklarını ve “Seni alır buraya getiririz çete kurdunuz diye” ifadelerini kullanarak tehdit etmesini istiyor” dedi.
”MHP ISRARLA ‘HUKUK ‘DERKEN, BAŞBAKAN ‘GUGUK’ DEMEYE DEVAM ETMEKTEDİR”
Büyükataman şunları söyledi: ”Başbakan ve avanesi kendilerini meşru zeminlerde savunmak yerine, siyasi güç gösterisi ve meydan okuma yolunu seçmiş ve yargıya karşı adeta savaş ilan etmiştir.
Partisinin Eskişehir mitinginde “Ben çocuklarıma helal lokma yedirmedim.” diyen Başbakan bilinçaltında saklanan bir gerçeğin bilinçsiz bir anda ağızdan kaçması sonucu mu bunları söylemiştir, yoksa bu ifadeleri de hayalinde oluşturduğu paralel devlet yapılanmasının prompterına yazdığını mı iddia edecektir, çocuklarına helal mi, haram mı yedirmiştir, tüm bunları bilemeyiz. Bildiğimiz şudur ki; Başbakan yargıya müdahale etmekle, hesap vermekten kaçınmaktadır. Şayet bir korkusu yoksa ve çocuklarına haram lokma yedirmemişse yargıya müdahale etmekten vazgeçmeli ve savcılara talimat verip bu iddiaların her yönüyle araştırılmasına katkı sağlamalıdır.
MHP ısrarla ‘hukuk ‘derken, Başbakan ‘guguk’ demeye devam etmektedir. Başbakan’a ikazımız “Ayarıyla oynadığın kantar, gün gelir seni de tartar.” sözünü aklından çıkarmamasıdır.
Şahsiyet sahibi yargı mensupları, kuşatma altına alınan ve savunmasız bir hale getirilmeye çalışılan Türk yargısının, bağımsızlığını ve onurunu korumayı amaçlamalıdır.
Yasama, yürütme ve yargının görev ve sorumlulukları Anayasa’da açıkça belirtilmiştir.
”CEVAP SANDIKTA VERİLECEK”
Yargının yasama ve yürütmeyi etki ve vesayet altına almaya çalışması ve görevine müdahalesi ne kadar yanlış ve kabul edilmezse, yasama ve yürütmenin de yargının yetkilerini alenen sorgulaması ve bu alana taşacak tutumlar içine girmesi de aynı derecede hatalı ve kabul edilemez bir durumdur.
Adalet ve Kalkınma Partisi, ismiyle müsemma şekilde Başbakan’ı kalkındırmıştır, ancak adaletin sadece ismi vardır. Adalet artık toplumda yalnızca bir kadın ismi olarak anılmaya başlanmıştır.
Adalet kavramının bu ölçüde değer kaybına uğraması ve Başbakan’ın adalet karşısındaki saldırgan tutumu sadece yakalandığı kleptomani hastalığı ile açıklanabilir. Başbakan yakalandığı kleptomani hastalığı nedeniyle yargıdan kaçmakta, yargı önüne çıkmamak için tüm imkânlarını seferber etmektedir. Türkiye’nin hak ve hukukunu sahiplenen, milli gurur ve iffeti olan kim varsa tedirgindir, infial halindedir ve endişelidir.
Biz hukukun üstünlüğünü hatırlattıkça Başbakan sandık demektedir. Başbakan alay konusu olmakta, halk arasında yaygın şöyle bir espri dolaşmaktadır; “Evde hırsız yakaladım. Ben karakola gidelim diyorum, hırsız sandığa.”
Bu aziz millet en doğru kararı verme ferasetine sahiptir, hırsızlığa, yolsuzluğa, arsızlığa en güzel cevabı da sandıkta verecektir.”