Dün Adana’da yer yerinden oynadı. Birbiri ile kucaklaşan ve gerçekten kendilerinden birini seçmekle çok mutlu olan insanların huzurlu resimleri görmeğe değerdi. Mutluluğa iştirak etmeye demek ki insanların ne derece hasreti varmış! Geride kalan 5 yılın 4 yılında insanların iradesi elinden alınmış ülkenin üçüncü veya dördüncü metropolü rastgele vekillerin sorumsuz sorumluluğuna terk edilmişti. Şimdi gasp edilen iradenin masum ve şık şahlanışı yeni ve uygar bir manzarayı sahnelemiştir. Sanılan ve yayılan MHP’lilerin taşkınlık yapacağı hikayeleri de böylece boş çıkmış, hâlâ iktidar tarafından gerilmeğe çalışılan, 10 günden sabrı zapt edilen insanlar çok uygar bir tablo sergilemiştir.
Ne kadar güzel! Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan yüzbinlerce insana başkan Hüseyin Sözlü pek ihtiyacımız olan bir üslupla itidal tavsiye etmiş ve katiyen yaşının heyecanına itibar etmeyerek tam bir devlet adamı edası ile kendine oy veren mübarek insanları başının üzerine koymuştur. Bu kadar insanı bir noktada toplamak şüphesiz ki kolay bir iş değildir.
Bir yıldan beri bu konuda pek çok yazı yazdım. Sayın Durak gibi canını sıkıp üzdüğümüz insanlar da oldu. Sözlünün “Seçim kazanacağını” söylediğimiz zaman hayal gördüğümüzü, böyle bir şeyin aritmetik gibi pozitif bilimlere bile aykırı bulunduğunu ifade edenler oldu. Bu konuda ne yazık ki parti içinde bile bir bütünlük yoktu. Geçmiş 5 yılın hükümet baskıları ve vatandaşı hiçe sayan tutumları kafaları adeta işgal etmişti.
Ama zaman içinde Ceyhan’ın “Çarıklı Yörüğü” insanları ikna etmeyi başardı. Şahsen partili olmayan bir partizan olduğumu, doğru da yanlış da olsa kabul ederim. Zaman zaman aranmışımdır; Sözlü’nün kazanamayacağı hususunda çok eski dostluklarımız olan kişilerden bile ikaz almışımdır. Ama kesinlikle Adanalının o güzel lafı ile şüphesiz “Tanrının yanlış işi olmaz”.. İşte zafer işte hakikat ortada. Adana’da şu kadar şu, bu kadar bu varmış.. Bunların hikâye olduğu ispat edilmiştir. Adanalı tahrik edilmeğe çalışılan bütün ayrılıkları birleştiriciliğe dönüştürmüş, tarihinin her devrinde görüldüğü gibi “Adanalılık” bir öğretide birleşmiştir. Ne kadar güzel şeyler oluyor?
Sözlü yeni ve beyaz sayfalı bir dönem açıldığını söylemiştir. Bundan sonra seçimin gerçek galibi olan Adanalılar davalarına sahip çıkmaya devam edeceklerdir. Bu konuda şüphesiz ki MHP’liler rehber olacak ve halka kendilerini daha iyi anlatacaklardır. Böylece oluşacak müttehit cephe belki de ülkenin kurtuluş reçetesi olacaktır. Cumhuriyet tarihimiz Çukurova’nın böyle dik duruşları ile ilgili örneklerle doludur. Bir kere kesinlikle partizan tutumlara yaklaşmamak ve bütün insanları hangi partili olursa olsun kucaklamak lokomotif unsurların en önemli görevidir.
25 yıl önce Aytaç Durak, ”Belediye’ye partizanlığı sokmayacağım” demişti. Şimdi de geçerliğini koruyan bu düsturu rehber alıp biraz da açarak, ”Belediyeye sadece partizanlığı değil, rüşveti, mafyacılığı, kanunsuzluğu, adaletsizliği, kabadayılığı sokmayacağım” demek lâzımdır. Son yıllarda seçilmemişlerin sorumsuzluğu ile dışarıdan idare ettikleri ve her türlü pisliğin kol gezdiği koridorları artık temizleyip, dukalıklara son vermek meşru idarenin en önemli görevidir. MHP’liler devlet idaresini burada öğrenecek ve insanlara parmak ısırtacak icraata imza atacaklardır. Belediyenin yemlik olmadığını kesinlikle geçmiş Tarsus örneğinde olduğu gibi ispat etmek mecburiyeti vardır. Sözlü’nün Adana’ya taşınma sürecinde Ceyhan’da teşkilâtlar çok hata yaptıkları için seçimi kaybettiler. Belki MHP’nin Sözlü mirası ile seçimi aynı ekipten biri kazanmıştır, ama şık düşmemiştir. Çünkü Ceyhan bugünkü huzurunu “Yörükoğlu”na borçludur. Bunu görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Mersin’e de seçimi Tarsus kazandırmıştır. Geçmiş geleceğin aynasıdır düsturundan ayrılmadan yeni harikalar yaratmak artık yeni kadroların görevidir. Adana şüphesiz ki Adanalı olmasını bilen bu hamurda birlikte yoğrulanların görevidir. Allah hayır getirsin.