Hiç uzağa gitmeye gerek yoktur: Benim üç evlâdım var; ayıp söylemesi üçü de aklı başında ülkücüdür ve 20 yıldan beri yüklü bir makine parkı ve sermaye ile Altyapı İçme suyu ve Kanalizasyon işi yaparlar. Seçimlerde de canla başla MHP için çalıştılar. Bir ayrıcalık beklentileri yoktur. İş yaptıkları kamu kuruluşunda, seçim var diye programda bulunan bütün işler yandaşlara haraç mezat satıldı. Ne yazık ki, bu yağmacılar içinde MHP’li geçinen ve teşkilâttan destek gören becerisi ve sermayesi “adam satmak” olan insanlar da vardı. Bu avantacı takım şimdi işlerini yapıyor ve gayri meşru kazanç sağlamaya devam ediyorlar. Tabii olarak düzgün insanlar her zaman aç kalmaya mahkûmdur. 1999 seçimlerinde iktidar ortağı olan MHP, şimdi Belediyelerde yeni yeni başlayan ülkücülerin dışlanmasını o zaman hakkıyla yapmış ve bir daha ki seçimlerde parlamento dışında kalarak sanırım hatalarını görmüş ve gerekli dersleri çıkarmıştı.
Adana için konuşuyoruz: 2014 Mahalli Seçim çalışmalarında, Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli; ”Belediye Meclis Üyelikleri kesinlikle ülkücülerden oluşacak” gibi taahhütte bulunmuş, fakat maalesef aday listelerinde çoğunlukla ülkücülerin yer alması bir yana, harekete geçmişte düşmanlık edenler veya ömründe bir kere ülkücü olmamış şahıslar ön sıralardan aday gösterilmiş ve seçilmişlerdir. Seçim arifesinde bu tip meselelere karşı başta biz hep sükûnet tavsiyesinde bulunduk. Seçimden sonra ”Kurumlar” çalışmasında mutlaka ülkücü şahıslardan faydalanılacağını belirtmiştik. Şimdi seçimlerin üzerinden iki ay gibi uzun bir zaman geçmiştir. Evvela aile içinde birkaç stratejik yer için yar yaren tayini yapıldığını duyduk. ”Arkadaş Adana’yı Ceyhanlılar işgal ediyor” diyenlere karşı şiddetle tepki gösterdik ve bu tayinleri kesinlikle ”Herkes kendi kadrosu ile çalışır” gibi masum bir arzu ile izah ettik. Ama ardından öyle garip kadrolaşmalar geliyor ki, adam ülkücü imiş gibi bir sürü laf etmiş, iş çevirmiş, sonra AKP’ye gitmiş, orada bir ilçeye Belediye başkan adayı olmuş, bol bol eski arkadaşlarına küfretmiş, adama yaptığı bu işler için önemli bir makam peşkeş çekilmiş. Büyükşehir’de şişirme “Danışman” kadroları var. Bunlara “Bankamatikçi” deniliyor ve arkalarında önemli dostlar var. Bir türlü ilişkileri kesilemiyor. Sayılarının 60-150 civarında olduğu söyleniyor. 10 civarında olduğu bilinen gerçek danışman kadrolarının da, ehliyetli insanlardan oluştuğu söylenemez. Eski Doğruyolcu Ülkücü (!) abilerimizden birinin hanım kızı “Basın Müşaviri” olmuş. Allah hayırlı etsin elbette böyle vasıflı ve tecrübeli ülkücü yoktur, mecbur kalınmıştır, ne yapalım? Bunlar hep önümüzdeki seçimler için “A Takımı”.
Ülkücüler dışlanıyor mu? Bunu bilmiyoruz! Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün ülkücülüğüne hiç kimsenin bir şey diyeceği yok. Milliyetçiliği de köklü bir temele dayanıyor. Türk Dünyasını gönlüne sığdıran engin bir devlet adamlığı merdivenlerini süratle çıktığını ve hiçbir şekilde nefesinin kesilmediğini yakından biliyorum. Seçim bitti artık bizim gibi insanların telefonla falan kendilerine ulaşmaları mümkün değil ki, şu son kadrolaşmaları soralım. Görüşmek için de, en az bir gün kapıda iane dilencileri gibi beklemek kolay değildir.
Artık seçim ve atamalar bitmeli. Yatırımcı ünitelerde bir an evvel “devri sabık” yaratılarak masum insanların rızkını elinden alanlardan hesap sorulmalıdır. Geriye dönük, en az 6 ay öncesine ait ihaleleri kimlerin ve nasıl aldığı, keşiflerin nasıl ve kimler tarafından şişirildiği mutlaka mercek altına yatırılmalıdır. Büyükşehir’de büyücek bir makama oturan kişinin birilerine şirket kurdurarak, ASKİ’de “Doğrudan Temin İş” pazarladığı, hizmet ihalelerinin tamamında şaibeler olduğu şeklindeki iddiaların mutlaka soruşturularak neticelendirilmesi, sonucun kamuoyuna da menfi veya müspet diye ilanı şarttır. Bu işleri diline dolayan bir ülkücü şahıs, dün sabah ayaklarından vurulmuştur. Acaba bu rantçılarla ilgisi var mıdır?
Hiçbir ülkücü şahıs hak etmediği bir şeyi kimseden talep etmez. Bu bakımdan ayrıcalıklı bir beklenti içinde de olamaz. Lakin adam gibi adaletin sağlanması, yarışın eşit şartlarda yaptırılması, bu işler kendilerine emanet edilen şahısların görevidir. İnşallah yazdıklarımız yanlıştır. Ama en azından yolsuzluk yapanların elini kolunu sallayarak gezdiğini ve sıcak koltuklarında oturmaya devam ettiklerini biliyoruz. Bu kadar makama yakın akraba bulmak mümkün değildir, akrabalıktan daha ötede, ülkücülüğe müdrik başkanın böyle bir idrakin şuuru içinde ve süratle hareketini bekliyoruz.
Esen kalın.