Mustafa Kalaycı: “İstanbul’un ilk Cuma namazı Ayasofya’da kılınmış, ilk Cuma hutbesi Fatih tarafından burada okunmuştur. Ayasofya, Fatih tarafından satın alınıp kıyamete kadar camii olarak kullanılmak üzere vakfedilmiştir.”
“Esasen, Ayasofya Camii’nin vakfedilme gayesi dışında kullanılması vakıf hukukuna ve yasalara aykırıdır.” görüşünü açıklayan MHP Konya Milletvekili ve MHP Geup Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kalaycı İstanbul’ın fethinin 561. Yıldönümüne rastgelen bugün, Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın yazılı olarak cevaplandırması kaydıyla TBMM Başkanlığı’na bir Soru Önergesi dundu ve sordu: “Ayasofya Camii ibadete açılacağı günü hasretle beklemektedir. Bu duruma göre; İstanbul’un fethinin simgesi ve Fatih’in emaneti Ayasofya Camii’nin vakfedilme amacı doğrultusunda cami olarak yeniden ibadete açılmasına hangi gerekçeyle izin vermiyorsunuz? Cami olarak ibadete neden açmıyorsunuz?”.
Kalaycı’nın tarihe mal olacak Soru Önergesi şu şekilde:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 29 Mayıs 2014
Mustafa KALAYCI
Konya Milletvekili
İstanbul’un fethinin 561. yıldönümünü idrak ediyoruz. Fatih Sultan Mehmet ve şanlı ordusu İstanbul’u fethederek Peygamber Efendimizin övgüsüne mahzar olmuştur.
İstanbul’un ilk Cuma namazı Ayasofya’da kılınmış, ilk Cuma hutbesi Fatih tarafından burada okunmuştur. Ayasofya, Fatih tarafından satın alınıp kıyamete kadar camii olarak kullanılmak üzere vakfedilmiştir. Ancak, 481 yıl minarelerinde ezan sesleri yankılanan Ayasofya Camii 1935 yılında müzeye çevrilmiştir. Esasen, Ayasofya Camii’nin vakfedilme gayesi dışında kullanılması vakıf hukukuna ve yasalara aykırıdır.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, 29 Aralık 1965 tarihli Ayasofya Hitabesinde; “Ayasofya açılmalıdır. Türk’ün kapanık bahtıyla beraber açılmalıdır…Ayasofya’yı kapalı tutmak, manada bütün camileri ve cami mefhumunu kapalı tutmaktır.”demiş ve “Allah tarafından mühürlenmiş kalplerin kapısını mühürlediği Ayasofya, yine onların aynı şekilde mühürlemeye yeltenip de hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaşacağı günü dehşetle beklediği mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbine eş açılacak…” sözleriyle Ayasofya’nın mutlaka açılmasının önemini ve gereğini dile getirmiştir.
Ayasofya, 19 Şubat 1936 tarihli tapu senedine göre Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına “türbe, akaret, muvakkithane ve medrese-i müştemil Ayasofya-yı Cami-i Şerifi” şeklinde tapulu olup, Vakıflar Genel Müdürlüğü Kütük Defterinde de cami olarak kayıtlıdır.
MHP Grubunca 7/11/2013 tarihinde TBMM Başkanlığına verilen 2/1849 esas sayılı Kanun Teklifinde, Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılması öngörülmektedir.MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun hazırladığı Teklifin gerekçesinde; Ayasofya’yı müze haline getiren 24/11/1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, Resmi Gazete ve benzeri devletin hiçbir resmi yayınında yayımlanmadığı, bununla ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, ayrıca imza sahteciliği olduğu belirtilmiştir.
Ancak, bu Kanun Teklifi bugüne kadar gündeme alınmamıştır. Devletin kaynaklarıyla kiliseler onaran, bir müze ve ören yeri durumundaki Sümela manastırında ve Akdamar kilisesinde ibadete izin veren Hükümetin, Ayasofya Camii’nin cami olarak ibadete açılmasına izin vermemesi, Fatih’in Ayasofya Vakfiyesindeki bedduayı umursamaması acı bir gerçektir.
Ayasofya Camii ibadete açılacağı günü hasretle beklemektedir. Bu duruma göre;
1) İstanbul’un fethinin simgesi ve Fatih’in emaneti Ayasofya Camii’nin vakfedilme amacı doğrultusunda cami olarak yeniden ibadete açılmasına hangi gerekçeyle izin vermiyorsunuz? Cami olarak ibadete neden açmıyorsunuz?