BİRÇOK yazıma “Memleketin haline bakın” diye başladığımı anımsıyorum değerli okurlar…
Bu cümleyle başlamama neden olan da AKP iktidarı…
Geldi, memleketin altını üstüne getirdi…
Devleti ve kurumlarını, insanlarıyla birlikte güçsüz ve itibarsız kıldı.
Çıkardığı yasalar ve kararnamelerle toplumsal disiplini allak bullak etti. Sonunda, yarattığı “Pensilvanya merkezli paralel devlet” ile siyasal ve parasal çıkar açısından arası açılınca acımasızca kıyıma başladı…
Vicdansızlığını hâlâ sürdürüyor…
………………………..
Filmi geriye saralım…
Askerlere kıyıldı
Polislere kıyıldı…
Savcılara kıyıldı…
Yargıçlara kıyıldı…
“Bu da cemaatçi” diye işaret edilen ne kadar devlet görevlisi varsa hepsine kıyıldı…
………………………..
Telefonlar dinlendi…
Evlere ve ofislere böcekler ve gizli kameralar konuldu…
Kasetler hazırlandı; montaj sanayii tıkır tıkır çalıştırıldı…
Abdülhamit jurnalciliği aldı başını gitti; gammazlama görevi TİB’e verildi, MİT ise milletin sırtında Damokles‘in kılıcı haline getirildi…
Bitmedi…
İnsanlar fişlendi, sokaklarda çocuklar bile iktidar fanatiği saldırganlar tarafından şişlendi…
………………………..
Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ayyuka çıktı…
Çalmak olağan hale geldi; devleti, olmadı halkı soymak meziyet sayılmaya başlandı. Hırsızlar ve uğursuzlar muhterem zevat muamelesi görür oldu.
Nüfuz ticareti yayıldı, işini gördürmek isteyen, muhafazakâr demokrat (!) hanedana yılışıp durdu.
Nice sermayedar ve girişimci yağmur oldu, iktidarın havuzuna yağdı…
Özetle, parayı veren düdüğü çaldı…
Süregelen düdük sesleri mi?
Zâdegân, yakında iktidara bir şey olursa korkusu yüzünden altını tutamıyor, gaz kaçırıyor…
Duyduğunuz düdük sesine benzere zırıltılar o!
…………………………..
Evet, memleketin haline bakın…
Rüşvet veren de alan da baş tacı ediliyor, korunup kollanıyor ama almayan sürgün…
İstanbul’dan taa Antep’e…
Teoman Dudak adındaki yurttaş Gümrük Müdür Yardımcısı idi; yapılan rüşvet teklifini reddettiği ve istenen mevzuat dışı işe engel olduğu için görevinden alındı. Hem de Bakan Hayati Yazıcı tarafından…
Dikkatinizi çekerim; Yazıcı avukattır yani hak savunucusu.
Ama bu iş’te hakkı savunmamış, hakka kıymıştır.
Değerli okurlar, adı geçen zatın Sivas Madımak olayı sanıklarını savunan avukatlardan biri olduğunu da bilginize sunarım…
Neme lazım, dağarcığınızda bulunsun…
………………………….
“Memleketin haline bakın” derken haksız mıyım!?
Yıllardır söylüyorum, böyle giderse daha yıllarca söyleyeceğim…
Ekonominin berbatlığını, her alanda çöküntü yaşandığını, bunlar dahil onlarca sorunu çözmek yerine hepsini halının altına süpürdüklerini, teröristle kol kola girdiklerini, dış dünyada itibarımızı beş para etmez hale getirdiklerini ve benzeri kepazelikleri filan yok saysak bile, yukarıda sıraladığım sapkınlıklar dahi memleketin altının üstüne geldiğini göstermeye yetmektedir!
…………………………
Bütün bunların müellifini bir de Çankaya’ya mı taşıyacağız….
Geçiniz efendim…
Bu ülkenin insanı ahmak değildir ki aklın yolunu şaşırsın!