Cidden Alevî dostlarımız arasında da, kendilerinden olduğunu sanan, aslında onları yanlış yönlendirmekten başka işe yaramayan insanlar da var. Bunlardan biri de şu Soner Yalçın. İki yıl içeride kaldıktan sonra, şimdi son “Ergenekon” tahliyecilerinden olarak serbest kalmış ve desteksiz atışlara başlamıştır. Geçen gün sürgün yatağı “Sözcü Gazetesi”nde maşallah ne Selçuklu bırakmış ne de Osmanlı! Alevilerin katilleri! Tabii şimdi de çeşitli örnekler ile Tayyib Erdoğan!
Tarih bildiğini sanan ve bu iş için hiçbir tarih eğitimi almamış olan böyle şahısların, yıllardan beri tarih düşmanlığı ve katline cidden akıl erdirmek mümkün değildir! Şimdi de Türklüğün müdafii kesilmişler! Düne kadar “Irkçılık-Turancılık” olarak niteledikleri Türklüğü ifâde etmeyi günlük slogan haline getirmişlerdir. Bu işe evvela Soner Yalçın’ın eski ustası Doğu Perinçek “Ulusalcılık” adı altında başladı. Şimdilerde “kanlı-kinli” düşman olarak yolları ayrılmıştır ama gene de eski dost düşman olmaz! Henüz yaşı küçük olan Soner’in şimdi baş ustası Yalçın Küçük! Al birini vur ötekine!
Bu insanların varlık sebebi daha işin başında kendilerine verilen görevi hakkıyla ifa etmektir. Selçuklu bir Oğuz devleti olarak “Oğuzlar”ı katletmiştir. Bunun ardından Oğuzlar Osmanlı İmparatorluğunu kurmuşlar bu seferde Osmanlılar kafayı yemiş ne kadar Oğuz varsa hunharca öldürmüşlerdir. Cumhuriyet Türkiye’si de aynı şeyi yapmış ve şimdiler de Tayyib de bu katliama devam etmektedir. Varsa yoksa bir Şah İsmail varmış da “Hatayî” mahlası “Çağatay” lehçesi ile şiirler yazarmış. Tabii Çağatay Hükümdarı Muhammed Şeybani’yi sırf dinî taassupla İsmail’in öldürüp de kafatası ile şarap içtiğinden habersizdirler. Olsun, tarihte bir tane Türk Devleti vardır o da İsmail’in Safevileri. İsmail “Türkçe” söylemiştir bu doğru. Lâkin Safiyüddin ailesi, Farslara şirin görünmek için Türkmenliğini saklayabildiği ölçüde saklamış ve şeceresini kendisi Ehlibeyt’ten olan, yani Arap asıllı olan İmam Rıza’ya bağlamıştır. Bu nasıl Türklük ise bugüne kadar bir türlü İsmail’in Türklüğü ispat edilememiş ve hâlâ tartışmalıdır. Tabii ki bu husus onun Türk olmadığı anlamına gelmediği gibi, tarikat reislerinin kendilerini Ehlibeyt’e dayamanın da gelenek olduğunu biliyoruz. Ama kesinlikle tarihi veriler İsmail’i böyle değerlendirmiyor!
Türkiye’de iktidar eli ile Türklük düşmanlığı yapıldığı bir gerçek. Bu şartlar altında gerçekten Türklüğe bağlı olan insanların da, tarih düşmanlığı yapacağına şimdi böyle bir tehlikeye yönelmeleri gerekirken asırlardan beri devam eden teraneleri tekrarlamanın ve Alevî cemaatinin varlığını ve birliğini korumak gibi bir refleksinin önüne geçmek ne dereceye kadar doğrudur? Bugünkü siyasi konjonktürde ateisti-Marksist’i ile CHP şemsiyesi altında, fakat MHP ile birlikte bir cephede bulunmak varken insanları tahrik ve düşmanlığa sevk etmek ihanetten başka anlama gelmez. Evet Alevilerin asli mecrası “Oğuzluk-Türkmenlik” yani Türklüktür. Türk Milliyetçileri bu işin yeni farkına varmış değillerdir. Ve şu günkü ortamda tam bir birliktelik sergilenmektedir. Şimdi iki sene içeride yatıp da bu işlerin çok gerisinde kalan eski kışkırtıcıların yeniden piyasa çıkması, aslında çok anlamsız değildir.
Bunlar öyle değişik insanlardır ki karşıda Tayyib Bey’in çürümüş fikirleri olmasa adlarını bile anmaya gerek yoktur. Doğu Perinçek, Yalçın Küçük ve Soner Yalçın’dan bugünkü ortamda etkilenerek devletin karşısına geçerek ayrılıkçılarla aynı saflara düşüldüğünü anlamak için hiçbir şekilde müneccim olmaya gerek yoktur.
Soner Yalçın’ın hangi mahfillerden temin ettiği belli olan insanların milliyetlerine ait sicillerde de, pek maharetli adamdır. Güya kendisi halis-muhlis Türk’müş. Anası Tercanlı babası Horasanlı imiş. Sanki Tercan ve Horasan, Türklerin Tanrı tarafından yeryüzüne iletildiği yermiş.. Bir kişinin kendini Türkistan’ın arka bahçesi olarak Horasan’a bağlaması, en azından yüzde elli Türk olmadığına delalet eder.. Tercan’ı bilmiyorum. Gerçi bu kafada yarım eğitimli bir insan Türk olsa neolur, olmasa ne olur ?
Sağlıcakla kalın.