MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP’nin getirdiği sözde çözüm süreci paketini eleştirerek, “Recep Tayyip Erdoğan imzalı yasa tasarısı, terör örgütünün talebiyle gelmiştir. Bunun milli iradeyle alakası yoktur” dedi.
Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Van depreminde yıkılan Bayram Otel’de yaşamını yitirenlerle ilgili davayı anımsattı.
Vural, söz konusu yargı sürecinde, Van Valisi ve AFAD yetkilileri ile ilgili kusur tespit edildiğini ve Yargıtay Başsavcılığı’nın 7 ay önce İçişleri Bakanlığı’na soruşturma yapılmasına ilişkin müracaat ettiğini, ancak Bakanlığın yanıt vermediğini söyledi. Oktay Vural, “Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararına rağmen Efkan Ala cevap vermiyor. Çete denilen mantık işte budur” dedi.
Vural, terör örgütü IŞİD tarafından, Musul’da Başkonsolos ve 49 kişinin rehin alınmasına değindi. Rehin alma sürecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçim sürecine endeksli bir propaganda malzemesi olarak kullanılma ihtimalinin yüksek olduğunu iddia eden Vural, şöyle devam etti:
“Bu rehine olayını siyasi istismar aracı haline dönüştürmek isteyen zihniyetle karşı karşıyayız. Barzani, Maliki’ye diyor ki ‘3-4 ay önce IŞİD’in Musul ile ilgili neler yapacağı konusunda uyardım.’ IŞİD’in bu noktaya kadar geleceği belli. O zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti, IŞİD’in, Musul Başkonsolosluğu’nu basacağını, Başkonsolos dahil 49 çalışanı rehin alacağını, bayrağımızı indireceğini biliyordu. Bilmesine rağmen, onların rehin olarak ellerinde tutulmasını bir siyasi amaçla yaptığına ilişkin kanaat çok güçlüdür.
Sayın Başbakan, Başkonsolosumuzu rehin aldıktan sonra, Başkonsolos ile telefonla görüştüğünü söyledi. Eğer, IŞİD Başkonsolosumuzu rehin almış ise rehin aldıktan sonra telefonla görüşmüşse, o zaman akla şu sorular geliyor: IŞİD’in elinde, Başbakan’ın oğlu Bilal’in elindeki gibi kriptolu telefon mu vardı? IŞİD teröristleri aracılığıyla mı görüştü? Nasıl görüştü? IŞİD terör örgütü ile irtibat mı sağladınız? Bir Başbakan telefonla görüşüyorsa, o zaman bunların sinyalinden rehinelerin nerede olduğu biliniyordur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir terör örgütü aracılığıyla bir Başkonsolos ile görüşmüşse çok vahim bir noktadayız.
IŞİD’e laf söyleyince, kendi alınıyor. Terör örgütüne laf söylememizi eleştiren Başbakan, aslında bu terör örgütüne söylenen lafların kendisine de döneceğini biliyor demek ki.”
-“Çözüm süreci paketi”
Çözüm süreci paketini eleştiren Vural, “Bu metin, doğrudan doğruya, anayasa ve yasalara aykırı iş ve eylem yapanların, suç işleyenlerin, bu suçlarını itirafıdır” dedi.
Toplantıda, Abdullah Öcalan ile mahkumlar arasındaki konuşmanın kaydını dinlettiren Vural, Öcalan’ın, “Çözüm sürecinde yapılan işlerin hepsi kanunsuzdur. Ben başta söyledim. ‘Parlamento izni olmadan hepiniz vatana ihanet ile yargılanırsınız’ dedim. Bizim silahımız bu” dediğini belirtti.
Vural, “Recep Tayyip Erdoğan imzalı yasa tasarısı, terör örgütünün talebiyle gelmiştir. Bunun milli iradeyle alakası yoktur. Recep Tayyip Erdoğan, İmralı’dan icazet bekledi ama biz bu milletin evlatlarının milli mutabakatını arayarak cumhurbaşkanı adayımızı toplumun önüne sunduk; aramızdaki fark bu. Bizim mutabakat arayışımız milletle, onun mutabakat arayışı İmralı canisiyle, Kandil’le” diye konuştu.
-“İmzaları tamamladık”
Oktay Vural, MHP olarak, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren imzaları, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin imzası da dahil olmak üzere tamamladıklarını bildirdi. Toplanan imzaları gösteren Vural, partisinin milletvekillerinin neye imza attığını bildiğini, ancak AK Parti’de durumun böyle olmadığını savundu. AK Parti Grubu’nun, partinin milletvekillerinden topladığı imzaları da gösteren Vural, iktidar milletvekillerinin, neyi imzaladıklarını bilmeden imza attıklarını ileri sürdü.
Oktay Vural, İhsanoğlu’nun aday gösterdiklerine dair imzaları, Pazar günü, CHP Grubu’nun da imzaları ile birlikte, aynı zamanda ama ayrı ayrı TBMM Başkanlığı’na sunmayı planladıklarını bildirdi. Vural, diğer partilerle ilgili mutabakatın da oluştuğunu, Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti ve Büyük Birlik Partisi’nin desteği bulunduğunu, Saadet Partisi’nin de destek vereceğini umut ettiklerini söyledi.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığının “bugüne kadar kutuplaşmadan beslenen AKP ve Başbakanı” oldukça telaşlandırdığını, adeta kimyalarının bozduğunu iddia eden Vural, AK parti’ye oy verenlerin böyle bir adayın Türkiye’nin bir kazancı olduğunu düşündüğünü, ancak AK Parti’nin, “fitne, fesat ürettiğini” savundu. Vural, “Ekmeleddin Bey, büyük bir uzlaşının sonucu, büyük teveccühün temsilcisi olarak milletimizin önüne çıkmış; kutuplaşma, kaos, kavga, ötekileştirme, kin ve nefretten bıkan ve yorulan milletimizin umudu haline gelmiştir. Ekmeleddin Bey ile birlikte Türkiye, bölge devletlerinin gözünde kaybettiği güvenini tekrar kazanacaktır” diye konuştu.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bir yıl önce öven AK Parti’nin şimdi eleştirdiğini belirten Vural, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, bu konuda daha önce yaptığı konuşmanın görüntülerini izletti. Vural, bunun münafık siyaset olduğunu ileri sürdü.
-“Samimi değiller”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, soruşturma komisyonu konusunda AK Parti’nin samimi olmadığını önü sürdü. Bunun hesabının muhakkak sorulacağını belirten Vural, “Bunlarda zaman aşımı söz konusu olamaz. Nasıl Evren darbe yapmakla yargılandıysa, bunlar da Meclis’in görevini yapmasını engellemekten, Anayasaya aykırı davranmaktan dolayı yargılanacaktır” diye konuştu.
Vural, Meclis Soruşturma Komisyonu için AK Parti’nin bildirdiği isimlerin, daha önce bu konuda beyanları bulanan milletvekilleri olabileceğini belirterek, “Ama biz itiraz etmeyeceğiz. Biz zaten bu iradenin amacının soruşturma yapmak olmadığını biliyoruz. Hodri meydan. Yüreğinizin varsa hemen raporu hazırlayıp Yüce Divan’a gönderelim” diye konuştu.