Komşumuz ve akrabamız Suriye, biraz kendini toparlamasına karşılık, ”PYD-Rojava” cephesi Türkiye’ye karşı kudurmuşa benziyor. Suriye’de vaziyetin sâkin görünmesi Esad’ı rahatlatırken, üç askerinin PYD kurşunlara hedef olarak şehid edilmesi, Türk Milleti’ni oldukça rahatsız etmiştir. Hele Türk Hükümeti’nin, PYD’nin emir makamı PKK’nın tam istediği istikamette yasal düzenlemeler ortaya koyup “Çözüm Sürecini” rahatlatırken milletin bu derece rahatsız edilmesi, tabii olarak bu işten sonuç bekleyenlerin daha tedbirli davranmalarını gerektiriyor mu?
IŞİD’in birden-bire, taşeronu el-Nusra ile birlikte Suriye’den kilini-tarağını toplayarak kapağı Musul’a atıp orada “İslâm Devleti” adı ile bir devlet kurup üstüne üstlük “Halifelik” ilânının rehâveti devâm ediyor ki Suriye de, Rojavacılar rahat nefes aldıkları gibi PYD Türkiye’ye karşı eylem bile koyabiliyor.
İstihbarat kaynaklarına göre IŞID ile Esad arasında mutlak bir anlaşma vardır ki, Akdeniz’e kadar uzanan Nusra Ordusu bir anda Suriye’yi âdeta boşaltmıştır. Hatta Suriye’nin yegâne petrol üretim bölgesi olan Cezire Petrollerini savaşsız IŞID’e teslim edip, üstüne petrol çıkarmaları için teknik destek sağlaması ve hatta onlardan petrol ithâl etmesi çok dikkat çekicidir. Bu sebeple Kamışlı ve Deyrezor bölgelerinin Nusra tarafından boşaltılması da PYD’nin önünü açmış ve onları Türkiye’ye karşı eylem koyacak derecede rahatlatması arkalarında Esad’ın olduğunu göstermez mi?
Türkiye’nin, bir taraftan artık realize olmuş Kürt Devleti’nin ilânı ile belki de onu ilk tanıyacak ülke olarak beklemeye ve ülkemizdeki açık yayınlarından anlaşıldığına göre, yine açıkça IŞID’e destek vermesi, sanıyoruz ki “Akislâmcılar”ın ülkenin başını pisliğe sokma gibi bir durumla sonuçlanacaktır. Gerçi Sayın Babakanımız ve müstakbel Cumhurbaşkanımız yine muhalefeti ihânetle suçlayarak büyük devlet adamlığı görüntüsünü vermeyi ihmâl etmiyor ama 13 yıldan beri ülkenin başı hep böyle belâya girdi ve dış politikada tek çakmaklı iptidai tüfeğe döndü.
Suriye toparlanıyor; ülke harabeye dönmüş vaziyette ve en az %20 nüfus kaybı var; hâlâ günde 8000 kişi komşu ülkelere göçüyor. Kuruyan kaynaklarla sanırız başka problemler çıkmazsa Suriye en azından 50 yılda onarılabilir. Baba Esad kendi zamanında hiç olmasa şımarık İsrail’e ara sıra kafa tutuyor ve hattâ dişini de gösteriyordu. İran da bundan cesaret alarak Hizbullah ile birlikte birkaç füze fırlatabiliyorlardı. Şimdi Gazze yanıyor,cinayet sayısı 1000’e yaklaştı ama zavallı Filistinliler’den başka karşı koyan yok. Bizim “Gazzetörler” üç ayda gerçekten Suriye’yi bitirdi; ama İsrail’e karşı, çünkü Esad dimdik ayakta duruyor ve yeni seçimleri de kazandı. Gerçi bizde de artık seçimler şeytan oyuncağı ile idâre edildiği için hep muhalefet partileri kaybediyor.
İşin şakası bir yana Suriye’nin rahatlamasına belki Esad’ın ömrüne üç ay zaman biçenler memnun değil ama aklı başında her Müslümanın şu mübarek günlerde Suriye’de de Müslüman kanının akmamasına bayram etmesi lâzım değil mi? Yani Gazze’de ölenler Müslüman ve şehid de, dördüncü yılında bulunan Suriye cehenneminde ölen o zavallı çocuklar Müslüman ve şehid değil mi? Değilse, demek Müslümanlık da Müslümanlar elinde hapı yutmuş, mevta olmuştur.
Sağlıcakla kalın.