HAYDİ bakalım, herkes sandık başına!
Oy kullanmak bir yurttaşlık görevidir; bu görevi yapmak da hepimizin boynunun borcudur.
İstediğiniz adaya oy verebilirsiniz.
Boş oy kullanabilirsiniz…
Yalnız şunu herkes bilsin ki bir oy dahi ülkenin kaderini etkiler. Boş zarfı sandığa atmak, seçme görevini yerine getirmek anlamına gelmez.
İyi kötü, adaylardan birine oy vermek gerekir…
Bu seçim Türkiye’de bir ilktir. Eskiden Cumhurbaşkanı’nı parlamento seçerdi, bundan sonra halk seçecek. Farklı bir usul, bunu da diğer birçok konuda olduğu gibi yüzümüze gözümüze bulaştırmayız inşallah!
………………………
Adaylar eşit koşullarda yola çıkmadılar…
Yarışa epey geriden başlayan da var, herkesten yüzlerce metre önde başlayan da…
O nedenle dünyanın gözü üzerimizde; yaşanacakları ve sonucu, demokrasimizin gradosu sayacakları şüphesiz. Yabancıların propaganda süreci başladığından itibaren dikkatli biçimde bizi izlemeleri bunu gösteriyor.
Türk halkı sağduyu sahibidir, bu sınavı da başarıyla vereceğimizi düşünüyorum.
“Sandık başı olaylar” yaşanabilir, düzensizlikler ortaya çıkabilir, kötü niyetliler sonuçları değiştirme girişimlerinde bulunabilir ama önünde sonunda sağduyu, akıl, ahlâk ve yasalara bağlılık egemen olur.
Adaylara başarılar diliyor, sonucun ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.
* * *
MİLLETVEKİLİ seçiminden önce yaşanan kaset olaylarını hatırlayacaksınız. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın bir kadınla saptanmış (!) görüntülerini içeren kasetle başladılar, teşhir densizliğini MHP’nin çok değerli mensuplarına kadar sarkıttılar…
Önemli isimler parlamento dışında kaldı. Çünkü adı geçenler, partilerinden derhal istifa etti ve siyasal hayattan çekildi.
Önceki gün Erdoğan bu konuda konuştu ve “Baykal, malzemesi kaset olan teşhir ve şantaj konusunda benden açıklama yapmamı bekliyor” dedi. Anlaşılan, eski CHP Lideri bu konuda haylı musır!
Peki Erdoğan ne yanıt vermiş bir de ona bakalım.
Demiş ki:
-Bunu tam manasıyla bilmiş olsam, önce beni dinleyenleri yargıya teslim ederim. Ama seni dinleyenlerin ve gözetleyenlerin de bunlar olduğunu hâlâ anlamıyorsan senin siyasi geçmişine de yazıklar olsun. Bu kadar açık ortada. Seni gözetleyenler de bunlar, MHP’nin milletvekillerini, genel başkan yardımcılarını gözetleyen, dinleyenler de bunlar.
O tarihteki taşeron ortağı…
Savunmaya bakın:
-Bunu tam manasıyla bilseydim…
Bir Başbakan, çoluk çocuğun bildiği konuyu “Tam manasıyla bilmiyorum” diyerek taça atmaya kalkarsa biliniz ki o lafın ardında, taşeron esaslı ortağı korumayı hedefleyen birMajino Hattı çoktan
kurulmuş demektir…
Unutulmasın ki, o Majino Hattı bile Alman saldırılarına dayanamadı…
…………………………..
Yeni dönemde Cumhurbaşkanı’nın görevleri öyle anlaşılıyor ki çok sık tartışılacak…
Erdoğan onlarca görevi Cumhurbaşkanı’nın üstlenebileceğini ve Anayasa’nın 104. maddesinin buna olanak tanıdığını söylüyor.
O madde Cumhurbaşkanı’na bir aktivite sağlıyor ama onu Başbakan’ın görevleriyle donatmıyor…
Bu durumda “Ben kendimi donatırım” diyerek her yemeğe maydanoz olmaya kalkan anlayış olursa biliniz ki onun temel hedefi, anayasadan ve demokrasiden koparak diktaya sapmaktır…
Siyaset bilimcilerin çizdiği, diktaya giden yollardan birinin tarifi de budur!
………………………….
“AKP konjonktürel bir parti değil, çok köklü bir siyasi harekettir” diyorlar…
Külâhıma anlatsınlar…
–AKP hiçbir zaman tek adam partisi olmamış, istişarelerin partisi olmuş ve tüm işleri istişareye dayalı antalyaescort olarak yürütmüştür…
Bu laf da Erdoğan’ın…
Gülmemek için zor adanaescort tutuyorum kendimi…
Son cümlesi de hikmet dolu:
-Bundan sonra da partinin yetkili organları, siyasal kültürümüze bursaescort uygun şekilde geleceği biçimlendirmeye devam edecektir.
Haydi bakalım göreceğiz!