Turgut Özal’a ister istemez alışmıştık; hatta rahmetli olduktan sonra çoğumuz medhiyeler bile dizdik. Fakat o Tayyib Bey’den farklı olarak kabinelerinde ülkücü kişilere yer vermiş, bunlar da işin sonunda Türkeş bile sırt çevirerek, ”Baba Ülkücü” olamadıkları için “Ana-Ülkücü” olmayı seçmişlerdi. Bu arkadaşların çoğu hayatta iken Türkeş Bey’e fazla yüz çevirmediler ama Turgut Özal onu her gördüğünde sırtını döndü. Ve bir devir “Ana-Ülkücüler”i zengin ettiyse de tarihe de gömdü, ”Baba-Ülkücülük” aç ve susuz da olsa dimdik ayakta duruyor. Gerçi bu “Ana-Ülkücüler”den daha sonra MHP saflarında milletvekili olanlar ve âlim olarak ahkam kesenler de çıktı ama esameleri okunmaz oldu ve zamanla sönüp-solup gittiler.
Şimdi Tayyip Bey de durmadan ülkücülerden “söğüşleme” yaptı; son seçiminde bu rakamın 10 puan kadar olduğunu analistler durmadan söylüyor. ”Baba Ülkücüler” kendi saçlarını yolmaya devam etsin, süratle eksilerek HDP gibi 36 etnik unsurdan birsi olarak millete yutturulan bir ”Türk Etnistesi” olmaya doğru gidiyorlar. Üstelik, ”Ana-Ülkücü-Ulusalcı Ülkücü-Atatürkçü Ülkücü” gibİ yeni partilerinde kendilerini saklamayıp “Bozkurd” işareti bile yaparlarken, ”Ak-Ülkücüler”, ”Dört avratlı” hayatı benimseyerek orada iyice demirlediler.
Tayyip Bey, seçim arifesinde ülkücüler üzerine son kozunu da oynayarak “Türküm” dedi ama meşhur balkon konuşmasında böyle bir eğilim yok. Varsa da yoksa da hayatının felsefesi haline getirdiği “Çözüm Süreci”.. Çaremiz yok artık “süreçler”e de kendilerine de alışacağız; tıpkı Özal’a alıştığımız gibi. Tabii olarak eğer MHP, HDP’ye yaklaştığı için “1/36’ıncı etniste” olarak sanırım Türkler de bir çözüm süreci isteyeceklerdir. İşte yeni bir seçim geliyor, şunun şurasında ne kaldı? 14 Haziran 2015; 325 gün sonra seçim; yılbaşında seçim sathı mailine giriliyor. Hesaplar yine “Ülkücüler” üzerine yapılacak. Ve biz seçimlere yine teşkilâtlarda hakim olan “Ak-Ülkücü” veya “Cemaat Ülkücüleri” ile gideceğiz. Adamlar çalışmadığı gibi kendileri bile rey vermiyorlar; dolayısiyle AKP, MHP’den %10 transfer edebiliyor. CHP’de “MHP’lilerin aleyhinde konuşmayın” diye tamim yapmış ya şimdi bir kısmımız da sanırım bu tarafa kayacağız. Hem de bu sefer iş pek daha ciddi; çünkü çoğumuz CHP’li âilelerden geliyoruz ve DP’li geleneğinin de durumu ortada, iyisi mi aslımıza dönelim diyenler çıkacaktır. Maocu “Ulusalcılar”ın yaptığı deneme bu değil miydi? Maocu olacağımıza “Atatürkçü” oluruz daha iyi değil mi?
Bizim gibilerin Tayyip Bey’e alışmayacağı şimdiden belli; ehh… Bu iş zorlama ile de olmuyor. Ama artık MHP’nin durumunu sineye çekmek de mümkün değildir. Teşkilâtlarda, verilen kararlarda, yarının programında, diretilen adaylarda, seçilen delegelerde, genel kurul delegelerinde, il-ilçe başkanlıklarında ülkücü kendini görmek istiyor, seçilmiş Belediye Başkanlıklarında da ayrıcalıklı değil her vatandaş gibi eşit muamele arzu ediyor ve reylerinin alavere-daleverede kullanılmamasını istiyor. 2015 Haziranı’na kadar “Ya devlet başa yahud da kuzgun leşe”.
Hoşçakalın.