Ali Bademci
2015 seçimleri yaklaşıyor ya, ülkeyi kökünden satın almak isteyen güçler, büyük bütçelerle sahneye çıkmış bulunuyorlar. CHP’yi dişlerine göre gördükleri için hedef MHP’dir ve bütün oyunlar onun üzerine oynanmağa başladı bile. Malum, ülkenin toprakları ile oynanıyor ve bunun için de en büyük engel MHP’nin aksiyoner milliyetçiliğinin adı olan “Ülkücülük”tür. İleri sürülen mazeret de belli: ”MHP güçlü bir yönetim tarafından temsil edilmiyor”. Geçmişte şöyle veya böyle içi boş, milliyetçilikten ve ülkücülükten bîhaber, fakat isim yapmış kişilere parti kurdurmak veya kurulu bir partiye bunları vitrin yapmak.
Geçen seçimlerde AKP Ramiz Ongun’u, aynı Türkeş’in küçük oğlu gibi vekil yapmak istemişti. Nedense düşünme safhasında taraflardan birinden gelen olumsuz kanaatle iş sürüncemeye kaldı. O zaman AKP Adana İl Başkanı olan zat, (Sanırım Ongun’un ortaokuldan sınıf arkadaşı) “Ramiz’in de adını karartınız” dememize karşılık “Tayyib Bey Onu başka şekilde düşünüyor” diye cevaplamışlardı.
Dostumuz ve vekillik de yapmış olan zat hayattadır ve şimdi AKP’ye küstür. İşte “Takke düşmüş kel görünmüştür”; aynı güçler bizler hazırız mesajını vermişlerdir. İşte “Erzurum Başykuşları” böyle ortaya sürülmüştür. İnşallah arkalarında “Milli Merkez” yok ve böyle bir hata yapılıp da kara çukura kürek sallanmaz. Kurultay’da Devlet Bey’den sonra en çok oy toplamayı başaran Ramiz Ongun çok şükür ki bu “Baykuşlar”ın arasında değil ve “Münzevî Ülkücülük” gibi işin doğrusunu yapıyor. İşte bunlar, tıpkı “Mamak”ta olduğu gibi her zaman Anadolu’yu sülük gibi emen Ankara’dan “Muhayyel MHP” manzaraları.
Diyorlarmış ki, “Biz MHP’yiz MHP bizden değil. O artık bu yönetimle mevta olmuştur.” Nasıl bir misyonu temsil ettikleri belli olmayan bu insanların, MHP’ye zerre kadar fikri katkı yaptıkları söylenemez; çünkü tefekkür gibi bir dünyaları zaten mevcut değil. Bunlardan birisi Adana’da Aytaç Durak’ın himmeti ile ANAP ve AKP’de bayağı tırmanmıştı da sonunda, ömründe bir kere karakol görmemişken “Babalığa”soyunduğu için burnu sürtüldü. ”Erzurum Baykuşları” biraz bu “Babalık” işlerine meraklıdırlar.
Şimdi Adana’da konuşulan ve gazetelere kadar intikal eden yeni bir tevatür var: Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün MHP Genel Başkanlığı. Yarın seçime girse MHP’ye rağmen 5000 rey bile alması mümkün olmayan bu zat, görünüşe bakılırsa bu havayı vermiyor değil. Ülkücülüğü sıfırladığı için eski görevini MHP asıllı bir AKP’liye kaptıran bu zat, kasabadan gelerek, 415.000 oy ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu için büyük bir havaya girmiştir. Hiç gereği yok ve ideolojik, hatta bölücü kişiliği yurt dışına bile yayılmış Yılmaz Güney’in her şeyden evvel canına kıydığı Sefa Mutlu gibi bir hâkimin katili olduğunu düşünmeden diriltmeye çalışmaktadır. Bektaşi derneklerinde yapılan konuşmalarına bakılırsa kırık dökük cahilâne bilgilerle kendini “Alevi” göstermeye çalışıyor! Ülkücüleri ve ülkücülüğü çoktan bir kenara atmış korkunç bir servet yapmaya çalışıyor. Belediye’nin köşe başlarını kardeşleri akrabaları ile doldurmuş; aleyhine çalışan ”İl Teşkilâtı” ve ”Recai-Tankut Gurubu” ile el ele kol kola! Ülkücüler isyanları oynuyor; acından ölenler arkadan hançerleniyor. İnşallah böyle bir şey yok ve söylenenler yalandır; çünkü biz ülkücüler helâl oylarımızı ona verdik. Hele bir ortaya çıksın da görsün; hangi defterlerin açılacağı bir yana yanında kimseyi bulamayacaktır.
Beyler, MHP’yi biz ortaya çıkardıysak ve hakikatten bir mevta görüntüsü veriyorsa herhalde cenazeyi de bizim kaldırmamız gerekiyor. Öyle başkalarının yardımı ve düşmanların takviyeleri ile bu işler yürümez; çünkü bunların Türkiye’de kendilerinden başka taraftarı yoktur. Rahmetli Peyami Safa’nın komünistler için söylediği”Başkalarının yardımları ile başarılan ihtilaller daima onlara borçlu kalır” sözlerini unutmayın.
Muhabbetle.