MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “PKK’ya karşı sınır operasyonu yapma yetkisi alınmışken şimdi PKK’nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayı ile karşı karşıyayız.Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terör örgütü olarak nitelendirdiği bir örgüte silah yardımını engelleyemiyorsa bu nasıl bir devlet yönetimidir” diye sordu. Vural, “ABD, PKK ve PYD’yi Türkiye’ye tercih etmiştir” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “PKK’ya karşı sınır operasyonu yapma yetkisi alınmışken şimdi PKK’nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayı ile karşı karşıyayız” dedi.
Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, iktidarın Türkiye’yi geleceğe taşıma kapasitesinin kalmadığını ileri sürdü.
Ülkede bir çok önemli gelişme olmasına rağmen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “kayıp olduğunu” belirten Vural, “Terörist başına sekretarya oluşturulacağı yazılıyor çiziliyor ama Başbakan sırra kadem bastı. Hayalet Casper. Kayıp ilanı mı versek?” dedi.
Türkiye ile ilgili açıklamaları ABD’de, Barzani ya da Kandil-HDP-İmralı üçlüsünün yapar hale geldiğini iddia eden Vural, hükümetin ise “şaşkın” olduğunu savundu. Hükümetin dış politikasının da belirsiz olduğunu belirten Vural, bu noktaya gelinmesinin nedeninin, söylenen yalanlar olduğunu, milletine yalan söyleyen bir iktidarın ülkeyi yönetemeyeceğini ifade etti.
İmralı’dan PKK’nın yönetilebilmesi için uluslararası arenada bir kapı aralandığını belirten Vural, AKP iktidarının PKK’yı meşrulaştırmaya çalıştığını iddia etti. Hükümetin seçim ve oy derdinde olduğunu belirten Vural, “Batsın sizin seçiminiz, batsın sizin oyunuz. Hükümet, terörle mücadele için siyasi iradesini kaybetmiştir” diye konuştu.
“PKK VE PYD’Yİ KORUMA, KOLLAMA GÖREVİ Mİ ÜSTLENİLDİ?”
Kobani meselesinde Türkiye’nin elinin ayağının bağlanmasının, çözüm sürecinin sonucu olduğunu belirten Vural, şöyle devam etti: “Erdoğan’ın ‘PKK neyse PYD de odur, terör örgütüdür. ABD’nin PYD’ye silah yardımını doğru bulmadık’sözlerinin ne anlamı olabilir? Yaşanan bu rezil manzaranın arkasında AKP’nin yanlış politikası ve PKK’yı muhatap alması vardır.
‘PKK’yı muhatap alarak görüşen bir hükümetin, ‘PKK terör örgütüdür’demesinin ne anlamı var? Terör örgütüne karşı sen ne yapıyorsun? ‘Kobani’ye yardım için ben önerdim, peşmergenin gitmesini ben önerdim’diyor sonra 360 derece dönüyor. ‘ABD bize rağmen PYD’ye, Kobani’ye yardım etti’diyor.
Türkiye Barzan’yi silah veriyor, Barzani PYD’ye silah veriyor.
Barzani’nin PYD’ye silah vermesi ne demek? ABD ve Barzani PKK’yı besliyor, sen ne yapıyorsun. PYD’nin terör örgütü olduğunu söylüyorsun, sonra peşmergenin ağır silahlarla PYD’ye yardıma gitmesini Obama’ya kendisinin önerdiğini söylüyor.
Böyle çelişki olur mu? PKK ve PYD’yi koruma, kollama görevi mi üstlenildi? Bu ülkeden silahlı bir takım adamlar geçecek, buna engel olmayacaksınız, sızlanacaksınız. Hani Ortadoğu’da bizim müsaademiz olmadan bir kuş uçmayacaktı, hani dünya lideriydik? Bırakın Ortadoğu’da söz sahibi olmayı, ülkemizin sınırlarını korumaktan aciz, beceriksiz, ezik bir iktidarla karşı karşıyayız.
Türkiye Cumuriyeti Devleti, terör örgütü olarak nitelendirdiği bir örgüte silah yardımını engelleyemiyorsa bu nasıl bir devlet yönetimidir? Buna icazet verilmiştir. Milleti aldatıp, kandırıyorsunuz. Yani ABD, PKK ve PYD’yi Türkiye’ye tercih etmiştir. Peşmergenin PKK’ya yardım götürmesine izin verirsen, Barzani’nin kucağındaki PKK’ya nasıl operasyon yapacaksın? PKK’ya karşı sınır operasyonu yapma yetkisi alınmışken, şimdi PKK’nın bizim üzerimizden sınır ötesi operasyon yapması olayı ile karşı karşıyayız. Peşmerge geçişinin ne siyasi ne de hukuki meşruiyeti vardır. Bunun tezkere ile ilişkilendirilmesi kesinlikle mümkün değildir. Peşmerge bir ülkenin silahlı kuvveti değildir.”
Aşama aşama dört parçalı Kürdistan’ın gerçekleştirildiğini belirten Vural, “Türkiye’nin Irak merkezi hükümetinden ayrı olarak Barzani ile petrol geçişi anlaşmaları yapması, Irak’ın merkezi iradesinin ordusu yerine peşmergeyi Türkiye üzerinden meşrulaştırarak muhatap alması, bağımsız bir Kürt devletini fiilen tanımaya hazır olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun siyasi sonuçları vardır. Türkiye, PKK’ya silah yardımına engel olamayacak kadar acz içinde bırakılmıştır” görüşünü savundu.
“ŞU ZİHNİYETE BAK”
Vural, gazetelerde, “terörist başına sekretarya kurulacağına” yönelik haberlerin yayımlandığını, AKP Hükümetinin, teröristbaşının yalnızlığına son vermenin derdine düştüğünü belirtti. Vural, “Hükümet sözcüsü Öcalan’ın 17 yıldır yalnızlığından müteessir olmuş. Şu zihniyete bak. Kundaktaki Kürt bebekleri öldüren, askerlerimizi polislerimizi, mühendislerimizi öldüren, kahpe ve kalleşce pusular kuran bu adam değilmiş gibi. Demek ki Arınç’a, Öcalan’ın taleplerini makul bulma görevi verilmiş. Şimdi diğer mahkumlar, ‘bizim Öcalan’dan ne eksiğimiz var?’deseler, haksızlar mı? Sıraya girecekler, ‘biz de isteriz, bizimle de görüşün’diyecekler” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu’nun ‘Adam bir yerden imar geçeceğini öğreniyor gidip oradan arsa alıyor, zenginleşiyor. Bu haram kazançtır’dediğini belirten Vural, “Sizce bu sözler kime gidiyor, adresi ne, muhatabı kim?” dedi. Vural, yolsuzluk batağına batanların şimdi etik araştırma merkezi kurup, kaybolan etiklerini bulacaklarını savundu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, 2011 yılı seçimlerinde MHP’ye yönelik kasetle siyaset yapıldığını belirtti. Hükümetin söz konusu kaset olayının peşine düşmediğini belirten Vural, “Hükümet, bunları siyasete malzeme olarak kullandı. Bundan kim faydalanmak istediyse, bunun faili de odur. Bu süreçlerin sorumlusu hükümettir” dedi.