Ergun KAFTANCI
DEVLETİ yalanla dolanla yönettikleri gibi belediyeleri de aynı anlayışla yürütmeye çalışıyorlar…
Ankara’nın su işi, rezaletin dik alâsı…
Halk suyun kokmasından, bulanık olmasından ve kullanılamayacak kadar çok koli basili taşımasından şikâyetçi olurken Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek musluktan akan suyu alıyor, lıkır lıkır içiyor…
Şov!
Bu arada, suyun kirli olduğunu söyleyen yurttaşlar hakkında hiç de iyi laflar etmiyor. Genelde böyledir, AKP’liler foyaları ortaya çıktığında hemen tepki gösterirler, salyaları aka aka hücuma geçerler…
Yetinmezler, uydurdukları yalanlarla olaydan sıyrılmaya kalkarlar…
Ankara’nın su işi, rezaletin dik alâsı…
Halk suyun kokmasından, bulanık olmasından ve kullanılamayacak kadar çok koli basili taşımasından şikâyetçi olurken Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek musluktan akan suyu alıyor, lıkır lıkır içiyor…
Şov!
Bu arada, suyun kirli olduğunu söyleyen yurttaşlar hakkında hiç de iyi laflar etmiyor. Genelde böyledir, AKP’liler foyaları ortaya çıktığında hemen tepki gösterirler, salyaları aka aka hücuma geçerler…
Yetinmezler, uydurdukları yalanlarla olaydan sıyrılmaya kalkarlar…
……………………….
Gökçek’in elinde suyun temiz olduğuna dair bir kağıt parçası var; yıllardır onu gösterip ahaliyi kandırmaya çalışıyor.
Oysa Sağlık Bakanlığı uzmanları kente basılan sudan aldığı numuneleri analiz etti ve Gökçek’in elindeki kağıtta yazılı hususları yalanladı. Ankara’ya basılan suyun içerisinde arsenik gibi kuvvetli zehirler olduğu ve daha onlarca kanserojen kimyasalın bulunduğu saptandı.
Gökçek’in elinde suyun temiz olduğuna dair bir kağıt parçası var; yıllardır onu gösterip ahaliyi kandırmaya çalışıyor.
Oysa Sağlık Bakanlığı uzmanları kente basılan sudan aldığı numuneleri analiz etti ve Gökçek’in elindeki kağıtta yazılı hususları yalanladı. Ankara’ya basılan suyun içerisinde arsenik gibi kuvvetli zehirler olduğu ve daha onlarca kanserojen kimyasalın bulunduğu saptandı.
Şu an Gökçek’e bir bardak musluk suyunu uzatsalar hazret lıkır lıkır içer mi acaba…
………………………… ….
Ankara’ya susuz kalmaması için yıllardan beri Kızılırmak’ın suyu pompalanır. Bu su, sanayi atıklarıyla çoktaaan bozulmuş durumda. İçerisinde enva-ı çeşit kimyasal cirit atıyor. Gökçek de aldığı bu suyu, sözüm ona distile ediyor ve temizleyip kente basıyor…
Öyleyse neden Ankara halkı sudan şikâyetçi…
Sadece sudan değil halk asıl Gökçek’ten şikâyetçi. Yalancılığından ve Ankara’yı şovla yönetmeye çalışmasından herkese bıkkınlık geldi
* * *
AKP önce Yargıtay’da, sonra da Danıştay’da HSYK için yapılan seçimleri kaybetti. AKP yandaşı olanlar adaylıktan uzaklaştı…
Sırada HSYK seçimi var. Dikkatler o seçime çevrilmiş durumda. Adalet Bakanı tarafından titizlikle (!) hazırlanan 60 küsur kişiden oluşan aday listesi 12 Ekim’de bakalım nasıl bir sıralamayla önümüze gelecek…
* * *
HSYK neden yeniden yapılanma sürecine itildi; amaç ne?
Amaç yargının siyasal iradenin eline geçmesini sağlamak. İktidarın iddiasına göre yargı AKP’nin eski ortağı “Paralel devlet” olmakla suçlanan cemaatin elinde. Adaletin teessüs etmesi için yargının cemaatin kontrolünden uzaklaştırılması lazım. Bu da yeni adaylar ve yeni seçimle mümkündür deniliyor…
Siyasal iktidarın kıçında tangırdayıp duran yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve benzeri suçlar olmasaydı HSYK’ya dokunmazlardı. Ama kıçlarındaki o kadar karadan kurtulmanın tek yolu HSYK’yı ele geçirmek diye düşündüler ki süreci başlattılar…
* * *
* * *
ESKİ AKP Milletvekili İşbaşaran nerede söylediyse bir cümlesiyle ortalığı allak bullak etti.
Ona göre Bakanlar Kurulunda bir gay bakan bulunuyor. Gay İngilizce bir sözcük. Anlamı da eşcinel, homoseksüel, keyfine düşkün ya da negatif erkek anlamında; bizim argo yüklü sokak literatüründe ise karşılığı ibne.
İnsanlar böyle olabiliyor demek…
Derine girmeyeceğim ama bir düşünün, ibnelik hastalık olabilir mi? Yoksa keyfe düşkünlüğün sonucu mudur veya basit bir cinsel tercihin işareti de olabilir mi!?
İngiltere’de ve İskandinav ülkelerinde gay bakan yadırganmaz ama bizde yadırganır ve reddedilir. Onlarda değil bakan, başbakan bile gay olsa yadırganmaz…