Ali BADEMCİ
Otuz yıldan beri Türk Ordusu’na karşı pusu kuran gerillâ bozuntuları, şimdi de yandaşlarını Kobani’de aynı ordunun kurtarmasını istiyorlar. Olmayası “Çözüm Süreci”nin şimdi de yolu buradan geçiyormuş!
Başbakan yardımcısı, millet olarak alkışladığımız ”Kandil’de yan gelip yatacağınıza” diye savaşın yolunu gösterdi. Cumhurbaşkanı da, evvelki gün“Bizim için IŞİD ne ise PKK da odur” gibi tarihi bir beyanda bulunmuştur. ABD yine ortalığı karıştırıyor ve karıştırdığı kadar da Türk Devlet görüntüsünü çelişkili hareket etmekle suçluyor.
Cidden bölücü cephede çok ilginç şeyler cereyan etmektedir. Diyarbakır Belediye Başkanı, hangi devletin maaşını aldığını unutarak milletin maşeri vicdanı Üsteğmene “Sizin devletiniz” dedi ya,daha bu devletten ne bekliyorsunuz? Şu devletimiz lâfını bir kere ağzınıza alsanız belki böyle bir hakkınız olabilir! Ağzınızı açtığınız gibi “TC” diye başlayıp “Özerklik”diye bitiriyorsunuz! Bu kafa ile mi serbestlik bekliyorsunuz! Bin bir delikten girerek askere kurşun sıkıyorsunuz da, Kobani uzak mı geliyor;Mehmetçiği mi feda edelim? Önce bir devlet karşısında secde edin de görelim! Analar mübarek bayramda şehit ettiğiniz evlatlarını acılar içinde anıyor! Önce özür dileyin! Şimdi bunları bırakalım da Mehmetçiği, PKK’nın ortağı PYD ile aynı cepheye mi sürelim!
Kılıçdaroğlu MHP’nin iç işlerine karışmakla hata ediyor; bu camiada biraz sempati toplamış iken arayı açıyor. MHP ve CHP iki ayrı partidir, Her harekette Kılıçdaroğlu’nu takip etmek gibi bir yandaşlık elbette düşünülemez! MHP gurubu, milletin menfaatleri karşısında böyle hareket etme kararı almıştır; saygı duyulması gerekirken, CHP’nin “Gençlik Kolları” gibi fırça atmaya yeltenmek Kılıçdaroğlu kibarlığı ile ne derece bağdaşabiliyor?
Eğer arka planda yeni bir “Süreç” yoksa hükümet ve devletin güneydoğu politikası doğrudur. Bu politikalara yanlıştır demek devlete yanlış hedefleri göstermekten başka işe yaramaz! Muhalefet mutlaka iktidarın her icraatına karşı çıkmak değildir. Cumhurbaşkanı’nın, ABD Başkan Yardımcısına beyanlarını geri aldırması da harika bir çıkıştır; devletimizin böyle dik durmasını istiyoruz.
Elbette neler olacağını ileriki günlerde yaşayarak göreceğiz! Fakat şurası unutulmamalıdır ki devletimiz küsurat güçlerin emrinde değildir. Canı isteyen “gerilla” bir yolunu bulur cehennem olur Kobani’ye gider ortaklarını savunur. Türk Devleti kendine ayar yapmıştır: IŞİD’de de ültimatomu vermiştir: “Yarım saatte Şüleyman Şah karakolundayız” demiştir. Ordumuzu bu milli hedef ve hedeflerin dışında hiçbir güç Suriye’ye çekemez.
Sağlıcakla kalın.