Ergun KAFTANCI
DİNSEL terapi sonucu Atatürk karşıtı oldular…
Dilleri bir türlü Atatürk demeye varmadı. Onun kurduğu cumhuriyetin yerine sultanlığın ya da padişahlığın kurulmasını hayal etmeye başladılar.
Dilleri bir türlü Atatürk demeye varmadı. Onun kurduğu cumhuriyetin yerine sultanlığın ya da padişahlığın kurulmasını hayal etmeye başladılar.
Başımıza saltanatçı kesildiler…
Atatürk’ün milletimize miras bıraktığı devrimleri karaladılar. O’nu diktatör, dinsiz, ayyaş ilan ettiler. Soyuna sopuna dil uzattılar…
Kurduğu kurumları ele geçirmek için hızlı hareket ettiler ve bu kurumların kadrolarını AKP yandaşı fanatik tiplerle ya da iktidarın görünmez ortağı haline getirdikleri cemaatçilerle doldurdular.
Atatürk’ün milletimize miras bıraktığı devrimleri karaladılar. O’nu diktatör, dinsiz, ayyaş ilan ettiler. Soyuna sopuna dil uzattılar…
Kurduğu kurumları ele geçirmek için hızlı hareket ettiler ve bu kurumların kadrolarını AKP yandaşı fanatik tiplerle ya da iktidarın görünmez ortağı haline getirdikleri cemaatçilerle doldurdular.
“Atatürk’ün Ordusu” diye de anılan silahlı kuvvetlerin yapısını bozdular, üst düzey komutanları, hatta Genelkurmay Başkanı’nı dayanağı olmayan çeşitli iddialarla suçladılar ve yargıladılar…
Emniyet teşkilatını cemaatçilerle doldurdular, polise yeni yetkiler verdiler. Yargı erkini allak bullak ettiler, adalet dağıtan mekanizmaları hep kendi adamlarına teslim ettiler, akrabayı ve eşi dostu su başlarına getirdiler.
Sağlıkta, eğitimde, belediyelerde her türlü düzensizliğe çanak tuttular.
Yolsuzluk, hırsızlık, uğursuzluk, rüşvet, talan, nüfuz ticareti ayyuka çıktı. İmar- inşaat konularında yeni hükümler çıkarıp yandaşa avanta sağlayacak ortamı hazırladılar. Bu sektörde spekülatif bir politika uyguladılar ve müteahhitleri havuzcu yaptılar.
Basını sıktılar, yazarlara ve gazetecilere illaallah dedirttiler. Demeyenleri patronları aracılığıyla çalıştıkları kurumlardan kovdurdular. TRT, AA, RETÜK gibi kurumları arka bahçeleri haline getirdiler…
İsrafı önleyeceklerine israfa yöneldiler. Ata’mızın adını taşıyan muazzam çiftlik arazisini gasp ettiler; SİT alanı olmasına aldırmadan oraya Ak Saray adını verdikleri kaçak kaşaneyi kondurdular. Osmanlı’nın debdebeli ve beytülmalı boşaltan saray tutkusunu hortlattılar, onlardan kalan binalara hazinemizi boşaltacak kadar çok harcama yaparak hayat vermeye kalktılar…
Demokrasinin dibine darı ektiler.
Özgürlükleri boğdular…
Bireyin temel haklarına pranga vurdular, özel hayatlara ve insanların yaşama biçimlerine ambargo koydular.
Teröristle ortak oldular; sıfır noktasından aldıkları terörü, ülkeyi bölünmenin ağzına getirecek kadar güçlendirdiler. Pazarlık masalarına oturdular; görüşmüyoruz diye sürekli yalan söylediler. Terörle mücadele edeceklerine müzakereyi seçtiler.
Halkı ayrıştırdılar. “Bizden-Bizden değil” bir tür skala haline getirildi. Her alanda, her kurumda, her iş’te AKP’ye katılmayan anlayışları ötekileştirdiler.
Dış dünyada dost bırakmadılar; komşularımıza düşmanlık besleyen politikalar ürettiler, en basit ilişkiyi sorun haline getirdiler.
………………………… …
Türkiye, artık bugünkü siyasal iradeyi taşıyamaz…
Türkiye, yanlış, çarpık, dayaksız politikaları taşıyamaz…
Türkiye, üretim politikalarını geri plana atan ve tüketim politikaları izleyen bu iktidarı taşıyamaz…
Türkiye, asker düşmanlığını taşıyamaz…
Türkiye, polis devletini taşıyamaz…
Türkiye, dinsel terapiyle afyonlanan karanlık niyetli örümcek kafalıları taşıyamaz…
Türkiye, yolsuzluk, hırsızlık, uğursuzluk, talan yapanları taşıyamaz…
Türkiye, rüşvet alıp vereni taşıyamaz…
Türkiye, ülkeyi soyan kimi dörtlü, kimi daha kalabalık çeteleri taşıyamaz…
Türkiye, Ak Saray gibi pahalı binalar üreterek oralarda gösterişli hayat yaşama meraklısı olan kimseleri taşıyamaz…
Türkiye, hukukun üstünlüğüne düşmanlığı taşıyamaz…
Türkiye, yasa yapma adına, kaşla göz arasında çıkardığı torba yasalarla yasama ve yürütme erklerine ilkellik sağlayan zihniyeti taşıyamaz…
Türkiye, aziz Atatürk’e karşıtlığı taşıyamaz…
Türkiye, cumhuriyet düşmanlığını taşıyamaz…
Türkiye, laikliği dinsizlik diye ilan ederek prim yapmaya kalkan yobazları taşıyamaz…
Türkiye, ülkeyi babasının çiftliği gibi gören siyasetçileri taşıyamaz…
Türkiye, kendisini devlet adamı sanan ciğeri beş para etmez siyasal tipleri de taşıyamaz…
………………………… ….
Peki Türkiye neyi taşır?
Tarihe bakan, bugün yerinde yeller esen neleri taşıdığımızı ve hepsini nasıl tarihin çöplüğüne gömdüğümüzü görür!!!