Ali Bademci
Heybeden atmak, iş olsun diye muhalefet etmek, her şeyi tenkit etmek, bağırmak çağırmak, hatta ülkücüye hiç yakışmayacak tarzda küfür etmek elbette çok kolay bir şeydir. Zaten oldum olası milliyetçiler, birbirlerini kötülemekten başka ortaya doğru dürüst bir şey koyamamışlardır. Çoğu zaman milliyetçilerin projelerinin olmadığını söyleyenlere öfkeleniyor, bir sürü hamaset ile lâf üreterek cevap vermeye çalışıyoruz. Mustafa Kemâl’i son on yılda öğrenmeye başladık; Alevileri hiç tanımıyorduk; bölücü olmayan Marksist solu da tetkik edememiştik; ”İslâmcılık” mı diyorsunuz hâlâ farkında değiliz!
Oturup konuştuğumuz zaman mangalda kül bırakmıyoruz; şöyle yetişmiş adamamız var, ülkenin bütün meselelerini biliyoruz ve projelerimiz hazır vs. Sizce doğru mu bunlar? Ramazanda ağzında sigara ile islâm anlatan âlim bozuntularından, hayatında matematik okumamış romancıların sanayi ve doktrin fetvalarından, tarihi dış siyaset sanan yarım ekonomistlerden, milliyetçiliği kahramanlık ve kabadayılık olarak bilen insanların misyon yüklenmesi mümkün mü?
Mevcut MHP yönetiminin düşüncesi ”Küçük olsun bizim olsun” imiş! Bundan daha geri zekâlı bir düşünce olabilir mi? Peki büyütecek fikirler ve projeler nerede? Kabul etmiyorlar? Nasıl kabul etmeleri lâzım; ortaya koydunuz mu? Yok! Biz olursak yaparız! Ne bilelim yapacağınızı, nerden tahmin edelim! Daha önce aynı makamlarda bulunmadınız mı? O zaman neye yapmadınız! Bu sorunun cevabı da kolay: Türkeş yaptırmadı! İşte böyle diyorsanız maksadınızı ortaya koymuş oluyorsunuz?
Eğer MHP iktidar için yeterli oyu alamıyorsa, bu işin bütün kabahatini tam bir kurgu-bilim veya komplo zihniyetiyle yönetimi suçlamak ne kadar doğrudur? Elbette yönetimin eksiklikleri ve yanlışları vardır ve bu bugün için bunun telâfi edilecek yollarına da gidilmiyor olabilir! Böyle bir kördüğüm protesto-iç muhalefet-küfürle mi çözülecek? Aynı sertlikte cevap alırsanız ne olacak? Bellidir ki, âleme gülme malzemesi vermekten, provokasyonlara âlet olmaktan başka sonuç alınabilir mi?
Peki, o zaman ne yapmak lâzım! Küçük kalmayı büyük olmaya çevirecek fikir ve düşünceleri adam gibi ortaya koymak lâzımdır! ”Söylüyoruz, söylüyoruz” dinlemiyorlar lâfları, beylik lâflardır; oturur bunu güzelce yazar, ilgili yerlere gönderir; faydasını göremezsen yayınlarsın! Bunun yanlış hiçbir tarafı yoktur. Sürekli ikaz amacıyla yazıyoruz, kimse bizi “hâin” ilan etmediği gibi teşekkür ediyor ve “Aynada kendimizi görme imkânımız oldu” diyebiliyor! Demek ki her şeyi söylemek ve anlatmak mümkün!
Lâf üretenler bekliyorlar ki çağrılsınlar, fikirleri sorulsun, en iyi şeyi daima kendileri bildiği için doğru da olsa, yanlış da olsa dedikleri yapılsın, yaklaşan seçimlerde liste başlarına otursunlar! Bu mu büyük MHP yaratmanın yolu? Milliyetçilik böyle bir şey midir? Veya ülkücüler koyun mu ki güdeceksiniz? Ananızdan vekil olarak mı doğdunuz? İşte bizdeki iç mücadelenin resmi budur ve başka şekilde düşünmek de mümkün değildir!
Biri MİT’çi, diğeri maksatlı, bir diğeri bilgisiz ve yetersiz! Böyle bir şey olur mu? Başımızı öne eğip de şöyle bir öz eleştiri yapsak ne olur? Yıllarca hareketin eliti olmuşsunuz, hiçbir şey olmamış da bütün kötülükler yeni mi başlamış! Türkeş Bey zamanında böyle idi; gazete beğenmezler, kitap-defter beğenmezler, kendilerinin dışında yapılanları tasvip etmezler, aynı dairenin içinde dön dur, bakalım ne olacak!
AKP de, mevcut CHP ve MHP yönetimini yetersiz buluyor; yani onlara ne? Üstelik iktidar için muhalefetin yetersiz olması bir avantaj değil mi? Şimdi iç muhalefet ile iktidar kışkırtıcılarının ne farkı kalıyor?
Muhabbetle.