KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının kalıcı, yaşayabilir, var olan gerçeklere dayalı bir antlaşma istediğini belirterek, sırf birileri memnun olması için Rumların her isteğine “evet” demeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs sorununa ilişkin halkı bilgilendirme toplantıları çerçevesinde yaptığı açıklamada, Rumlarla yıllardır müzakere ettiklerini, görüşmelerde masada BM yetkililerinin de yer aldığını hatırlatarak, Kıbrıs’taki yabancı temsilciliklerle de haftada birkaç kez görüşmeler yaptığını kaydetti.
Halk adına görev yaptığının bilincinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, gerek milletvekili, gerek başbakan, gerekse de cumhurbaşkanı olarak halk adına görev yaptığın, cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça şahsına yönelik eleştirilerin artacağının bilincinde olduğuna işaret etti.
Rum lider Nikos Anastasiadis’in kısa süre önce New York’ta kalp ameliyatı geçirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “İnşallah en kısa sürede sağlığına kavuşarak masaya gelir ve çözüm için adımları atarız” ifadesini kullandı.
Eroğlu, müzakere masasında Kıbrıslı Türklere geçmişi aratmayacak ama bugünkü durumu da yok saymayacak ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi içerisinde, Kıbrıs Türk halkını daha güzel günlere götürecek bir anlaşma arayışı içinde olduklarını bildirdi.
– Masadan kalkan taraf Rum tarafıdır –
Müzakere sürecinde masadan kalkan tarafın Rumlar olduğuna dikkati çeken Eroğlu, Anastasiadis’in gerekçe olarak da Akdeniz’de sismik araştırma yapan Barbaros Hayrettin Paşa gemisini gösterdiğini hatırlattı. Eroğlu, müzakerelerin sürdüğü bir ortamda Piri Reis isimli geminin, Barbaros Hayrettin sismik araştırma gemisinden önce bölgede Kıbrıslı Türkler adına araştırma yaptığını vurguladı.
“BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, bu süreçte Kıbrıs’a geldi ve biz üçüncü safhaya geçmiştik” ifadelerine yer veren Eroğlu, şunları kaydetti:
“Böyle bir dönemde Anastasiadis, gemileri bahane ederek masadan kalkmıştır. Sonrasında Atina’ya gitti. Adaya gelir gelmez BM Genel Sekreteri’ne mektup yazarak bu durumda görüşmelere devam edemeyeceğini bildirmiştir. Barbaros gemisi, Akdeniz’de bizim adımıza araştırma yapıyor. Hristofyas ile görüşmeleri sürdürürken, kendisi Noble Enerji Şirketi ile anlaşma yaparak platform getirme girişimi yapmıştı. Ben de kendisine, ‘Bekleyin bir anlaşma olduktan sonra herkes payını alsın’ önerisinde bulunmuştum. Kabul etmeyince, ‘Bizim de atacağımız adımlar olacaktır’ demiştik. Neydi bu adımlar? Ankara ile görüşmeler yaparak ekiplerimiz konuyu planlamaya başladı. İlk olarak kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması hazırladık ve New York’ta Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile bunu karşılıklı imzaladık. Hükümetimiz de ertesi gün bunu Meclis’te onaylayarak bizim adımıza TPAO’ya Doğu Akdeniz’de araştırma hakkı verdi.”
– “Rumlar, doğalgazla ilgili önerilerimizi reddettiler” –
Rum yönetiminin son olarak masaya dönmek için araştırma gemilerinin geri çekilmesini ve bir daha gelmemesini istediğine dikkati çeken Eroğlu, “Böyle bir taahhüt istediler. Bunu bize BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide aracılığıyla ilettiler. Bunun kabul edilemeyeceğini kendilerine bildirdik” ifadelerini kullandı.
“Rumların aşırı isteklerinin bir anlaşma iradelerinin de olmadığını” gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:
“1974’ten önce neleri varsa alamayacaklarını bilmeleri gerekir. 1974’ten bugüne 40 yıl geçti. Takdir edersiniz ki takvim durmadı. Bize kalan tarım arazileri üzerinde gelişmeler oldu, evler yapıldı, üniversiteler yapıldı. 1963 olaylarında devletten dışlandık. 4 Mart 1964’te BM toplanarak Barış Gücü gönderip kanın duracağını sanarak, Rumları devletin varisi yaptı. Bu karar geçici bir karar olarak alınmıştı ama o tarihten bugüne kadar BM üyesi oldukları gibi AB üyesi de oldular. Bunlar olduktan sonra Rumlar neden benimle anlaşma istesin?”
Kıbrıs Türk tarafının kalıcı, yaşayabilir, var olan gerçeklere dayalı bir antlaşma istediğini ifade eden Eroğlu, sırf birileri memnun olacak diye Rumların her isteğine ‘evet’ demeyeceğini sözlerine ekledi.