Ali Bademci
MHP, İl Kongrelerini sanıyorum tamamlamak üzere; sıra “Büyük Kurultay”da. Tarih açıklanmamasına rağmen 2015 Genel Seçimlerinden önce yapılacağı daha evvel açıklanmıştı. MHP’li bir fert olarak, hayırlı olması ve hayır getirmesi Tanrı’dan en büyük temennimizdir. Her daim rahmet, minnet ve şükranla andığımız, büyük ve ölümsüz dava adamı Alparslan Türkeş’in, 4 Nisan 1997’de ebedi âleme göçünün üzerinden tam 17 yıl 9 ay 16 gün geçmiş. Az bir zaman değil; 1997 6 Temmuz’dan beri de, Sayın Devlet Bahçeli Genel Başkanlık koltuğunda oturmaktadır.
“Akmak” denildiği zaman hep aklımıza su gelir ama zaman daha hızlı akıyor. Ne yazık ki bir “sel felâketi”misâli suyun sür’atinin ortaya koyduğu sonuçlar hiçbir şekilde unutulmazken zaman içinde akan insan hayatı çabuk unutuluyor. Türkeş Bey devrinde gaileli bir MHP, %10’ların altında fakat istikrar içinde seyretmişti; 1965’te %2.2 ile başlayan misyon, 1973’e kadar tek milletvekili ile temsil edildi. Fakat 1973’te %3.4’ü yakalayarak 3 milletvekili ve 1977’de ise %6.4 ile 16 milletvekili oldu. Tabiî o zaman bugünkü gibi %10 barajı bulunmuyordu.1980 Cuntası, Türkiye siyasetinde sadece MHP’nin evini yıktı, uzun tutukluluk ve siyasi yasaklı dönemden sonra,1995 seçimlerinde %8,8 ile parti barajı aşamadı. Böylece Başbuğ, kendi hayatında MHP’nin %10 barajını aştığını göremeden hayata vedâ etti. Fakat her şeye rağmen Türkeş Bey’in, daima yüksek liderlik profili, partiyi ileriye taşımaya yetti. Siyasi yasakların kalkması ve MÇP parti adının MHP olmasında Türkeş Bey, liderliğinin yaralanmasına, aldığı sonuçla engel oldu ve gücünü yeniden ispatladı.
Devlet Bahçeli, Ülkücü Ocakları’ndan gelme bir ülkücüydü; Temmuz 1997 Kurultayı’nda MHP, Türkeş Bey’in kaybını kolay aşarak, “Ülkücü” olarak yetişmiş ilk kuşak mensubu olarak onu Genel Başkan seçti. Devlet Bey, zamanında evvelki kırgınları çözüm getirdi ise de, kendi döneminin bunalımı maalesef az da olsa şekil değiştirip mecraından ayrılarak devam ediyor. Bu sene şu kafeterya bağırtıları öyle çıktı. Hâlbuki Devlet Bey’in Genel Başkan olarak girdiği ilk Genel Seçimde MHP, %17,98 nispet ve 129 milletvekili ile tavan yapmıştı. Fakat maalesef bu rakam etrafında şu veya bu sebeplerle parti siyasetinin kilitlenmesi başarılamadı. Böyle olunca“Şunlara barajı aştırmayalım” diyen çarpık ve hain görüş kazanı kaynattı ve iktidarda yapılan hatalar da işe karışınca, 2002 seçimlerinde alınan %8,35 sonuçla yeniden Türkeş Bey’in son rakamının altına bile inildi. İşin ilginç tarafı barajı aştırmamaya çalışanlar, Hükümet’e iştirak eden hizip güçleriydi. Maalesef o zaman yapılması gereken bu tespit, net olarak geçen yıl yazın cereyan eden “Cafe” olayında daha rahat okundu. 2007 seçimlerinin %14,27 nispeti ile 71 vekil çok kötü değildi; çünkü kazan kaynamaya devam ettiği için 2011’de tekrar %13,01’e düşen oy yüzdesi, ancak 53 vekillik sağlayabildi. 2014 Mahalli Seçimleri, İl Genel Meclisi MHP oyları 17,82’dir. Dolayısıyla geçen yıl genel seçim yapılsaydı, 1999’da ilk Bahçeli seçimi ile alınan 17,98 e eşit olan %17,82, sanırız o günkü kadar yani 129 vekil çıkarabilecekti. Mahalli seçimlerde 3 Büyükşehir Belediye Başkanlığı elde edilmesi ise çağdaş MHP’nin yüz akıydı. Ne yazık ki bu sonuçlar karşısında bile ömür boyu Türkeş Bey’i %10’un altında saydırarak daima başarısızlığına sebep olanlar, hâlâ alınan sonuçların üstünü örtmeye devam ediyor. Onlar Türkeş Bey’in özel hayatına bile dil uzatmışlardı. Bunları iyi tespit edin.
Şimdi, 2015 seçimlerine şunun şurasında 4-5 ay bile kalmamış. Yine ortada “Cehennem Tellâları” dolaşıyor; ”Baraj Aştırmama” duaları artık duyulmuyor. ”Parti rayından çıkmış-bu genel başkanla sonuç alınmaz-hareket yozlaşmış-yetersiz milliyetçilik-yetersiz temsil-merkeze yaklaşma-abi saltanatının yıkılması v.s” gibi teraneler. Ne olmalıydı? Parti iktidara gelmeliydi! Kim engel oldu; bindiği dalı kesmişler, bunu aptallar bile yapmaz ve yapamaz, başaramaz! Aslında söylenmek istenen az çok belli: ”Biz olmazsak MHP olmaz”! Ne âlâ fikir değil mi? Aksini mi savunuyorsunuz, hemen çamuru yapıştır: ”Bir beklentiniz var”!Hadi oradan budala, asıl sizin beklentiniz var, bizler makam-mansıp hırsı taşımadık ki özlem duyalım! Daima asker olduk ve öyle devam edeceğiz, size ne? Şahsen, yıllarca bunlarla beraber olmak bizim hayatımızın kayıp yıllarıdır. Bizim ömrümüzün düsturu, yaşça küçük olanlara uymaktı, ama yine rahat durmayıp hep büyüklerin arkasında gittik! Şimdi herkes artık hatasını görmeli; MHP daima kalacaktır. Burası hem ocağımız, hem de bucağımızdır; ne adam ithal edecek, ne de ülkücülük dersi dinleyecek değiliz! Yarın nasıl oy alınacağını göreceksiniz! Kimse bulunduğu yuvanın başarısızlığını istemez! Komplo teorilerine de, dinlemeye de karnımız doymuştur. Safları sık bir MHP, daha sağlam kaleler.
Muhabbetle.