Ergun KAFTANCI
HAKAN Fidan “Sır küpü” olarak göreve getirildiğine göre belleğinde Tayyip Bey’e ilişkin yığınla sır gizlidir. Siyaset, nankörlük içeren bir meslek oldu; gün gelir araları açılırsa Fidan, muhtereme ilişkin sırları belki de ortaya döküverir.
Evet, neden olmasın!
* * *
MERKEZ Bankası Başkanı Erdem Başçı‘nın selefi Durmuş Yılmaz, faiz indirimi konusuna müdahil olunca Tayyip Bey’in öfkesine maruz kaldı. Erdoğan Yılmaz’a, “Sen işine bak” diye çıkıştı.
Yılmaz işine baktığı için faiz indirimiyle zorlanan Merkez Bankası’nın sık boğaz edilmesine karşı çıktı ama anlayan kim!?
Eski başkanın bu çıkışı kamuoyunda takdir toplayınca, muhalefet harekete geçti ve en yetkili ağızlar Yılmaz’a,“Gel seni vekil yapalım” teklifinde bulundu…
Durmuş Bey’in cevabı, “Böyle gergin ve kavgalı dönemde siyasete girmeyi düşünmüyorum” oldu.
Cesareti mi yok, “Dertsiz başım, bir lokma aşım” düşüncesinde mi anlaşılmıyor!
Şayet ülkenin içinde bulunduğu siyasal koşullar sizi vekillik görevine çağırıyorsa, “Armutun sapı, üzümün çöpü var” diyerek kaytarmak olmaz; milli irade saflarındaki yerinize koşarak gideceksiniz!
Yurttaşlık görevlerinden biri de bu!
Durmuş Bey inşâllah bu düşüncemi paylaşır!
* * *
BENZİNE de zam geldi, motorine de…
İstikrarsız bir ülke olduk; siyaset dalgalandı mı ekonomi de dalgalanıyor, dev dalgalarla boğuşmak zorunda kalıyoruz…
Ağız ishaline yakalanmış siyasetçiler bir sussa istikrar gelecek ama susan yok; rahmetli anamın dediği gibi, alışmamış kıçta don durmuyor…
Merkez Bankası “Faizi indir” diye zorlanınca doların ateşi yükseldi.
Bugün dolar 2.50 liradan, avro da 2.82 liradan işlem gördü. Yarından umudum yok, tırmanma sürecek gibi…
Faizin indirilmesini zorlamak, cumhurbaşkanının görev kapsamında değil. Bugüne kadar 11 cumhurbaşkanı geldi geçti, biri dahi faizle uğraşmadı. O gibi işler ilgili bakanlar tarafından uzmanlara bırakıldı.
Tayyip Bey uzman mı?
Değil ama her konuya karışıyor, her konuda dediğim dedik ısrarında…
Tek adam olma sevdası, bir topluma nelere mal oluyor görün!
* * *
MUGABE, 90 yaşında…
Zimbabwe‘nin 35 yıldır başındaki diktatör…
Ülke sözde, demokratik bir cumhuriyet; oysa değil, cumhuriyet görünümünde tipik bir diktatörlük.
Robert Gabriel Mugabe, birçok ülke tarafından “Persona non grata” yani istenmeyen adam ilan edilmiş. O nedenle bir iki Afrika ülkesi dışında başka ülkelere gidemiyor; uluslararası toplantılara katılamıyor…
Herifin vukuatı çok; seçime hile karıştırmak onda, insan haklarını ihlal edecek yasalar koymak onda, özgürlükleri yasaklamak onda, basına baskı ve gazetecileri tutuklatmak onda, yolsuzluk yapmak onda, muhaliflerini toplatıp işkenceye maruz bırakmak onda, yargıyı yönlendirmek onda, her yemeğe maydanoz olmak onda, lüks ve israf düşkünlüğü onda…
Böyleleri ağız ishalinden mustariptir, konuşmadan edemezler…
Mugabe de haftalık konuşmasını yaptıktan ve diktatörlüğüne şapka çıkaranları selamlayıp karşıtlarına tehditler savurduktan sonra kürsüden inerken, paldır küldür yuvarlandı ve yüzüstü kapaklandı…
Koştular, kaldırdılar…
Diktatör ya; kızdı köpürdü, sövdü saydı, otuzdan fazla yakın korumasını “Neden düşmemi engellemediniz”diyerek kovdu, bazılarını hapse attırdı…
……………………….
Hatırlamayanlar için yazıyorum; Recep Tayyip Erdoğan bir tarihte Habeşistan’a – Etiyopya- gittiğinde bu ülkede bulunan Robert Gabriel Mugabe ile de görüşmüş ve onu Türkiye’ye davet etmişti…
Şaşırdınız değil mi…
Evet, dünyanın istenmeyen adam ilan ettiği diktatör, konuğumuz olacak ama ne zaman, o belli değil!
Sizce bu ne iş…
* * *
YUSUF Halaçoğlu halen MHP milletvekili; daha önce, Türk Tarih Kurumu Başkanı idi. Bu iktidar, kendisinden olmayan herkese yaptığını Halaçoğlu’na da yaptı ve görevden aldı…
Halaçoğlu profesör ve çok değerli bir tarihçidir. Ermenilerin soykırımı iddiasını belgelerle çürütmüş bir bilim adamıdır.
Uyarıyor; “Cumhurbaşkanlığı forsunda dört Türk Devleti unutulmuş, yıldız sayısı yirmi olmalıdır” diyor…
Unutmaktan mı, cehaletten mi bu arada o da saptanmalı…
1959 yılında, yeni forsun yapılmasını sağlayan kimse demek ki Safeviler’in, Memlûklar’ın, Karakoyunlular’ın ve Akkoyunlular’ın Türk olduklarını bilmiyordu.
Cehalet mi, kasıt mı Allah bilir…
Aziz Atatürk döneminde cumhurbaşkanlığı forsunda yirmi yıldız olduğunu açıklayan da Halaçoğlu‘dur. Tarihimize ışık tuttuğu için teşekkürler…