Ali BADEMCİ
22 Şubat 2015 Pazar günü bir telâşla uyandık; doğrusu bir mehter marşı eksikti; bizim Neo-Osmanlıcı Başbakan bir kahraman edâsı ile konuşuyor; Anadolu dışında tek Osmanlı toprağı “Süleyman Şah Türbesi”ni IŞID’den korkumuzdan boşaltmışız ve bu da yetmiyormuş gibi kullanılmaz hâle getirerek yerle bir yetmişiz! Ehh yâni, boştılılır boşaltılar da, “Kimseden izin almak ve yardım görmedik” gibisinden sözlerin mânâsı neydi? Türbeye gitmek için “Kobani Kantonu” ndan geçmeniz gerekiyor, yani terörist örgüt olarak ilân ettiğiniz fakat stratejik ortağa kabul ettiremediğiniz PYD’den izin almadan emirivâki ile mi geçtiniz? Bu örgütün lideri İmralı’da tutuklunuz, hiç olmazsa ona bir talimât da verdirmeniz mi? Ne kadar isterdik bir yerlerden yardım görmeden iş başarmanızı!
Elbette Genelkurmay’a inanıyoruz; Süleyman Şah Türbesi’ne, IŞİD adlı vahşet örgütünün bir saldırı yapacağı, bu örgüte Türkiye’nin yardım ettiğini iddiaları ayyuka çıkmışken; hakikatten buradaki haysiyetimizin yerle bir edileceğine inandırılmıştık. Doğrusu iktidarın bunlardan bir torpil yaparak bize ilişmemelerini sağlayacağını sanıyorduk; PYD’ye el açacağınızı ve her zamanki gibi bunu inkâr edeceğinizi tahmin etmiyorduk. Aynı saat 15.39’da YPG’nin Fırat Haber Ajansı kanalı ile yapılan açıklamada (http://www.firatnews.com/) “Güçlerimiz Süleyman Şah operasyonuna aktif katıldı.” cümlelerine yer verilmiştir. Demek Başbakan’ın söyledikleri doğru değildir. Aynı haber PKK’nin ANF Ajansı ve diğer organlarında da manşetten verilmiştir. Türkiye’de PKK yanlısı BDP sözcülerinden çıt yok!
Neler dönüyor anlayabilmiş değiliz! Sınırlarımızdan 32 km. kadar içeride Karakozaklı’da bulunan Süleyman Şah Türbesi, 180 mt. mesafedeki Suriye Eşmesi’ne getirilmiş; bu sefer de dört tarafı PKK ile çevrili; daha mı güvenli bir bölge! Bari zaman geçirmeden stratejik müttefikin terör örgütü kabul etmediği PYD’yi en kısa zamanda listeden çıkarın; hattâ bunların aslı olan PKK ile de ittifak yapmış olduğunuzu açıkça ilân edin de şu “Çözüm Süreci”nin mânâsını anlayalım!
Türkiye’nin savaşa girme savunmaları bir hikâyedir; korkmayın birçok militanı ve hatta komutanı Türk vatandaşı olan, Türkiye tarafından yardım gördüğü iddiaları ayyuka çıkan bir örgüt hiç kendi kaynaklarını kurutur mu? Bu geri çekilme mantığını doğru bir siyaset olarak kabul ediyorsanız bâri savaş tehlikesi var diye Dıyarbakır’ı Erzurum’a, Hakkari’yi Gazianteb’e çekmelisiniz! Gerçi Hükümetimizde böyle bir savaş cesareti yok ama bugünkü güneydoğunun her bakımdan ülkeden koparıldığı açıkça ifâde ediliyor, zaten fiili bir işgâl var; daha ne duruyorsunuz; savaştan bu kadar korkmanın ne anlamı vardır? Gerçek savaş IŞİD ile değil, PKK ve PYD’nin kucakladığı silâhlı siyasi Kürt hareketidir.
Türkiye Süleymanşah Türbesi’ni tam bir örgüt zihniyeti ile taşımıştır. Bütün dünya Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunurken siz aranız iyi değil diye bunlara haber bile vermiyorsunuz! Süleymenşah Türbesi Lozan gibi uluslararası bir anlaşma ile Türk toprağı ilân edilmişken, 1973’de Suriye ile yeni anlaşma yapıp Karakozak’a taşımışız; o zaman Suriye ile münasebetlerimiz çok mu iyiydi? Aklı başında siyaset adamlarımız Hükümet’in ballandıra ballandıra anlattığı “Ev taşıması”nın ciddi bir devlete yakışmadığını söylüyor; haksız mı? Siz varolan bir devleti münâsebetlerimiz bozuk diye görmemezlikten gelerek tam bir örgüt kafası ile ve “Terörist” örgüt listenizde bulunan bir silâhlı eşkıya ile işbirliği yaparak onları meşrulaştırmıyor musunuz? İşte esas mesele budur!
Gözünü sevdiğim “Osmanlıcılık” daha nelere kadirmişsin? Nasıl bir oldu- bitti yaptın? Aman savaşa girmeyelim, nasıl da girmişsin de girmediğini millete yutturmaya ve zafer kazandık diye böbürlenmeye devam ediyorsun? Nasıl olsa Suriye politikan iflâs etti de Emevi Camii’nda namaz kılma yalanın ortaya çıktı! Bu anlamsız politikalarla Konya’da kimlerin namaz kılacağını neden düşünmüyorsunuz? İki ileri bir geri; birgün PKK-PYD’lisin, bir gün sonra IŞİD!
Muhabbetle.