Ali Bademci
Gözümüzde çok büyütüyoruz şu AKP’yi; küresel güç karşısında Suriye politikaları gibi görüşler iflâs edince kendiliğinden bitecektir, ama belki de Türkiye elden gidecektir. Dıştan olmasa da içten karışacak ve oluk gibi kan akacaktır, işte gerçek büyük tehlike buradadır. Buna karşılık CHP-MHP bu hareket karşısında tam bir blok oluşturamamış fakat millet seviyesinde böyle bir eğilimin realizasyonu belki de yegâne ümit olarak ortaya çıkmıştır. Tabanda böyle bir sed oluşması muhayyel bir iç savaşın cephelerini belirler. Eğer küresel güçler Türkiye’yi gözden çıkarmışsa bu kaçınılmaz sona tıpkı yeniden “Milli Mücadele” gibi hazır olmalıyız! Fakat böyle bir ihtimâle küresel güçlerin ehemmiyet vereceğini sanmıyorum; ABD Türkiye’yi Mısır-Suriye-Libya yapmaz; çünkü bu kendi menfaatlerinin aleyhine sonuçlanır ve ortada denenip de çok kötü sonuçlar alınmış “Sevr” düşünceleri uluslararası boyutlarda başarısızlık ve Türkler’in haklılığı ile sonuçlan olarak durmaktadır. Elbette tarih tekerrürdür.
Rakamlarla konuşalım: AKP’nin iktidara geldiğinden beri, yıllara göre 2002-2007-2011 seçimlerinde aldığı oy %34,28-%46,08-%49,83’dür; buna karşılık CHP+MHP bu kadar yakınlaşma sözkonusu değilken aynı dönem seçimlerinde aldığı oylar ise %37,53(DYP de var)-%35,14-%39,09’dur. Demek ki üç seçimde şimdiki yakınlaşma ortamı yokken 2002’de sonradan adına “Çatı” denen blok %3,28 puan ileridedir. AKP 2007’de %10,94, 2011’de ise %10.80 ileridedir. 2014 mahalli seçimlerinde ise AKP %38,39, MHP+CHP=%39,05’dir; böylece blok %0.66 ileridedir. 2014 mahalli seçimlerinde tam bir işbirliği olmasa da AKP karşısında millet uyanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Bey %13,35 öndedir; bunun sebebi de CHP ve MHP bu işi ciddi tutmamış her ikisinde de radikallerin isyanı ile karşılaşılmıştır ve bu durum katiyen AKP için bir ölçü olamaz. Kaldığımız yer 2014 mahalli seçimleridir ve iki blok arasında fark bulunmamaktadır.
Şimdi durum daha da değişmiş ve ne olacağı belli olmayan, ne tavizler verildiği kamu oyundan gizlenen, IŞİD ile tekzib görmeyen gizli ilişkiler, “paralel yapı” seçmenin AKP’de açacağı yara ümidsiz olmayı gerektirmiyor; aksine daha sağlam seçim beyannamesi, seçim sloganları ve kampanyaları Türkiye siyaset tablosunu bir anda değiştirebilir. AKP siyaset mühendislerinin daha ilmi çalıştıkları, liste tanziminde daha realist oldukları bir gerçektir. Bu konuda en zayıf MHP görülüyor; icâzetli hatır adayları, tabanı hesaba katmama, bilgili ve donanımlı insanlar çıkaramama gibi bir handikap inşallah aşılacaktır. CHP de bu konuda realizme çok önem veriyor; çünkü seçim bir aritmetik olaydır ve olduğu tabanı sosyal temel üzerine bina edilmiştir.
Kim ne derse desin AKP’nin al-aşağı edilmesi, sakat ve kişiliksiz politikaya son verilmesinin anahtarı MHP’dir. Hiçbir CHP’li AKP’ye rey vermez; fakat milyonlarca MHP’li AKP saflarındadır. Bunları buradan sökmenin yegana yolu onlar gibi provokasyon üreterek veya bu desiselere âlet olunarak, yahut da yeni ve muhayyel iddialara girmek değildir. Geçen gün yazmıştım iş o kadar kolay çözülüyor ki ilk adımdan sonra çorap söküğü gibi geliyor. Türkeş Bey 9 Nisan 1985’de cezaevinden çıktı ve çok yakınlarına politika dedi; fakat şimdiki âlimler bunu kabul etmedi ve “İçeriden arkadaşlarımız çıksın ondan sonra” diye güya idealistlik yaptılar. Hâlbuki içeridekiler bu görüşte değildi. 6 Eylül 1987’de siyasi yasakların kalkmasından sonra da tutumlarını değiştirmediler. Ne oldu MHP’nin gövdesi ANAP’a kaydı ve dünya kadar şaibeli işler de bunların üzerine atıldı. DYP dönemi de aynıdır ve katiyen ANAP’tan farklı değildir. Eğer bu oyuna gelinmeseydi MHP 1995 seçimlerinde en azından 1999 seçim sonuçlarını alacak %17,99 ile 129 milletvekili beş yıl önce çıkarmış olacaktı. Türkeş Bey’in liderlik ve karizmatik kişiliği de hesaba alınırsa onun hayatında MHP 200 vekili görecekti; lâkin provokasyonlar, gözünün açık gitmesi ile sonuçlandı. Bu yıllar henüz etüd edilmiş değildir; hâlâ âlim baskıları bir hizip olarak ortadadır. Bu hususu ülkücülerin kavraması, mahalle-köy-kent seçmenine sahip olması gerekiyor. MHP on puan fazla alırsa CHP değil AKP 15 puan düşecektir. İşte AKP’yi yok etmenin ve başarı sağlamanın yolu budur!
Peki bugünkü MHP’nin karar mekanizması bu basit gerçeğin farkında mıdır? İşte; MHP’ye vekillik için müracaat eden en az 5000 kişi arasından seçilecek 550 kişinin durumu, seçilme kabiliyeti, donanımı, ileri görüşlülüğü, eğitimi sonucu ortaya koyacaktır. Elbette emekli paşalar ve emekli öğretim üyeleri gibi vitrin listeleri katiyen problemi çözmez; onlar yıllarca süren devlet hayatında birikimlerini harcamışlardır. Teşkilâttan gelen genç, dinamik, fevkâlade eğitimli ve mutlaka ülkücü şahıslar ancak vaziyeti değiştirebilir; böyle değerler de MHP bünyesinde vardır.
Muhabbetle efendim.