Ergun KAFTANCI
PARLAMENTER sistemi de berbat ettiler…
Meslektaşımız İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, yasamayı ele geçirmiş olan AKP çoğunluğunun, sistemi ne hale getirdiğini anlattı.
Söylediklerini aşağıda nakledeceğim…
Tek parti iktidarının ülkenin yararına olmadığını, yasama erkini zafiyete soktuğunu ayrıntılarıyla anlattı ve haziran seçimine, sistemdeki yozlaşma nedeniyle katılmayacağını açıkladı.
Ekşi’nin yasama sürecinde yaşanan çarpıklıklara değinen sözleri herhalde Meclis tarihine geçecektir. Bugüne kadar AKP’li parlamenterler cesaret gösterip hüküm süren yasa ve içtüzük ihlallerine “Bir daha vekil olamam” korkusuyla değinememişti. Değinme yürekliliğini gazeteci kökenli vekil Oktay Ekşi gösterdi. Aktif siyasetten vazgeçmesi önemli bir kayıptır.
Ekşi’nin yasama sürecinde yaşanan çarpıklıklara değinen sözleri herhalde Meclis tarihine geçecektir. Bugüne kadar AKP’li parlamenterler cesaret gösterip hüküm süren yasa ve içtüzük ihlallerine “Bir daha vekil olamam” korkusuyla değinememişti. Değinme yürekliliğini gazeteci kökenli vekil Oktay Ekşi gösterdi. Aktif siyasetten vazgeçmesi önemli bir kayıptır.
Şimdi onu dinleyelim, diyor ki:
-Saldırgan dilli bol kavgalı bir yasama döneminin ortağı oldum.Meclis’in görevini hiçe sayan bir iç tüzük buldum. Sanıyorum ki burada görüşülecek konular en az bir hafta öncesinden vekillere bildirilir. Oysa vekillerin üçte ikisi o gün ne konuşulacağını bilmeden Meclis’e geliyor. Bütçe görüşmeleri ortaokul müsameresi düzeyine indirgeniyor. Yasa teklifi veriyoruz, gündeme aldıramıyoruz, soru önergesi veriyoruz, yanıtını alamıyoruz…
Ekşi, yürekli bir parlamenter olduğunu partisi CHP’nin tavrını da eleştirerek gösterdi:
–Konuşmak istiyoruz, grup başkanvekillerinin icazetine takılıyoruz. Bizlere de yapacak iş kalmıyor…
Haziran ayına bir şey kalmadı; sandık önümüze gelecek. Ekşi’nin açıkladığı hususları dikkatlerimizden kaçırmayalım ve yasama erkini onu yozlaştıranlardan kurtaralım. Yasamanın ve yürütmenin tek partinin elinde olması görüyorsunuz iyi sonuçlar vermiyor, parlamenter sistem her daim karambole getiriliyor.
Haziran ayına bir şey kalmadı; sandık önümüze gelecek. Ekşi’nin açıkladığı hususları dikkatlerimizden kaçırmayalım ve yasama erkini onu yozlaştıranlardan kurtaralım. Yasamanın ve yürütmenin tek partinin elinde olması görüyorsunuz iyi sonuçlar vermiyor, parlamenter sistem her daim karambole getiriliyor.
Buna bir de başkanlık sistemi monte edilirse vay geldi başımıza.
………………………… .
Tayyip Bey Balıkesir’de ekonomi ödüllerinin dağıtıldığı törendeydi. Farklı cumhurbaşkanı olduğunu göstermek için bu tür törenleri ihmal etmiyor. Başbakan olduğu günlerde yaptığını yineliyor ve toplu açılışlar adı altına düzenlenen gösterilerde yer almayı sürdürüyor…
Balıkesir konuşmasında akıllara takılan cümleler kullandı…
En önemlisi de şu:
-Bir iş adamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim, bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.
Değerli okurlar; cumhurun başı, gönlünü başkanlık sistemine o kadar kaptırmış ki ülkenin herhangi bir anonim şirket gibi yönetilemeyeceğini dahi görmezden gelmeye başlamış. Balıkesir’de bunu açıkça ifade etmiş oldu.
Ülkeyle anonim şirket arasında ne tür benzerlikler bulduğunu bilemiyoruz. Yalnız şunu hatırlatırız, anonim şirketler batabilir, yerine yenileri kurulabilir ama ülke ve devlet batarsa yerine yenileri kurulamaz.
* * *
GÖREV süresi dolan rektörlerin yerine yenilerinin atanması için üniversite senatolarında seçim yapılır ve adaylar aldıkları oy sırasıyla YÖK’e bildirilir. YÖK de adayları listeleyip cumhurbaşkanlığı sekreterliğine yollar.
GÖREV süresi dolan rektörlerin yerine yenilerinin atanması için üniversite senatolarında seçim yapılır ve adaylar aldıkları oy sırasıyla YÖK’e bildirilir. YÖK de adayları listeleyip cumhurbaşkanlığı sekreterliğine yollar.
Atama görevi ise Tayyip Bey‘e aittir…
………………………… …..
İstanbul Üniversitesi’nde seçim yapıldı; en çok oy’u alan rektör adayı muhalefet yanlısı çıktı. İkinci olan aday ise iktidar yanlısı…
Üçüncü adayı merak etmiyor musunuz; o da cemaat yanlısı, yani paralelçi, dolayısıyla Fethullah Gülen‘in müridi…
Seçime katılanların tamamı profesör, kürsü sahibi hoca…
Ama bilimin adamı olacaklarına maalesef iktidarın, muhalefetin ve cemaatin adamı olmayı yeğlemişler…
İstanbul Üniversitesi’nde seçim yapıldı; en çok oy’u alan rektör adayı muhalefet yanlısı çıktı. İkinci olan aday ise iktidar yanlısı…
Üçüncü adayı merak etmiyor musunuz; o da cemaat yanlısı, yani paralelçi, dolayısıyla Fethullah Gülen‘in müridi…
Seçime katılanların tamamı profesör, kürsü sahibi hoca…
Ama bilimin adamı olacaklarına maalesef iktidarın, muhalefetin ve cemaatin adamı olmayı yeğlemişler…
Şimdiii…
Adları YÖK’e bildirilecek, o da Tayyip Bey‘in kolayca atama yapması için listeyi, alınan oylara göre değil kafasına göre sıralayıp makama arzedecek…
Sistem bu; demokraside yeri olmamak gerekir ama var işte, bu çarpıklığı dahi sistemin parçalarından biri haline getirmişiz…
Adları YÖK’e bildirilecek, o da Tayyip Bey‘in kolayca atama yapması için listeyi, alınan oylara göre değil kafasına göre sıralayıp makama arzedecek…
Sistem bu; demokraside yeri olmamak gerekir ama var işte, bu çarpıklığı dahi sistemin parçalarından biri haline getirmişiz…
Bu atamaya madem ki Tayyip Bey karar verecek bilim adamlarını maratoncu gibi yarıştırmanın âlemi var mı; elbet de yok… Makam nasıl olsa ince eler sık dokur, iktidara merbut birini mutlaka rektörlük koltuğuna oturtur.
………………………… ..
Bilimle, demokrasiyle, hak ve hukukla dalga mı geçiyoruz kuzum…
* * *
TERBİYESİZLİĞİN âlemi yok; kimse cumhurbaşkanına hakaret edemez…
Cumhurbaşkanı’na hakaret eden yargılanır ve içeri atılır…
TERBİYESİZLİĞİN âlemi yok; kimse cumhurbaşkanına hakaret edemez…
Cumhurbaşkanı’na hakaret eden yargılanır ve içeri atılır…
Başkasına hakaret etmek, edepli insanlara da yakışmaz…
Siyasal yolla bir makama gelmiş olan ve halka hakaret eden, insanları casuslukla suçlayan, vatan hainliğiyle karalayan, yurttaşı tokatlayan siyasetçiler olabilir; demokrasimiz yerleşene kadar öylelerine ister istemez tanık olacağız. “Bugün bunlara ne yapılır” diye soracak olursanız söyleyim, bir şey yapılamaz!
Taa ki dokunulmazlığı bitene kadar; sonrası Allah kerim…