Ali Bademci
Politikaya ilk adamı tabiî olarak memleketimden attım; Pazar günü evvelâ doğup-büyüdüğüm belde sonra da Türkiye’deki Bayır Bucak, yani Yayladağı’ndan başladım ve bir akşam sohbeti yaptık. Karşı taraftan silâh sesleri geliyor; gümbür gümbür; fakat Ermeni yerleşim bölgesi Kaseb’in ışıkları kuvvetleri yanıyor. Yayladağı Çadır Kent’te 4000 Türkmen sığınmacı var; zar zor, geçen ve evvelki sene ziyaret etmiştim; sanıyorum bu kadar da akrabaları yanında kalanlar var. Ekonomiyi de bir hayli etkilemişler; çaresiz oldukları için 20 Lira yevmiye ile çalışanlar var; fakat şikâyet eden yok! Evvelce de yazdığım gibi Bucak tarafı Esad güçlerinin elinde; kuzeyde dağlık bölge Bayır, Türkmenler’de! Yayladağı’nın içinden geçen Kureyş Deresi sadece fiziki olsrak değil, demografik olarak da ikiye bölüyor. Söylenenlerden doğru bir netice çıkarmak değil!
Çarşamba günü Altınözü’nde olacağım; oranın pazarı imiş; hem adaylık açıklaması yapacak hem de Yayladağı kadar sayıda olan soydaşlarımızla görüşme imkânı olacak, mutlaka sizlere de bol haberler getireceğim. Buranın Suriye tarafı her bakımdan değişik etnolojik ve kültürel özelliklere sahip; 2006’da Suriye tarafını tamamen gezmiş görmüştüm; Hamalılar da bu kamplarda! Benim beldem bunların ortasında eskiden ezan sesleri gelirdi; şimdi top tüfek seslerinden yatılmıyor!
Türkiye’de Hükümet kontrolünde bir “Suriye Türkmen Cephesi” var; bunlar iyi ağırlanıyorlar ve ara-sıra da vitrine de çıkarılıyorlar; ne yapsınlar mecburiyetten Hükümet’in dediklerini yapıyorlar. Altınözü kampındakiler daha sahipsiz; Arapça konuşsalar da hepsi Türkmen; hemen de Türkçe öğrenmişler; aralarında Arap olanlar da Aleviler’den korkusundan Antakya’ya gelemiyorlar! Suriye’de Türkmenler’e komşu Aleviler Türkmenler için Antakya kadar tepkili değil; gerçi Hatay’da da mülteci Türkmen’e tepki yok; daha ziyade düşmanlık Arap olan Selefiler ile!
Konuşmadan çok anlatılanları dinledim; Allah başa vermesin ülke bir anda çıkan yangınla nasıl da cehenneme çevrilmiş! Aklı başında bütün aydın Aleviler de hayret ediyor! ABD politika değiştirdi, bizimkiler dönecek bahane arıyor ama ara sıra da Esad’a sopa göstermekten geri kalmıyorlar! Ne olacak bu Suriye işi derseniz, daha çok devam eder Allah yardım etsin, özellikle bizim fukara Türkmenler’e!
Siyasetin ilk günü de böyle kültürel sohbetle devam etti; benim başka sermayem yok, 6 Nisan’a kadar ulaşabildiğim kadar ilçelerde seminerlere devam edeceğim. Sağlam bir internetim olmadığı için de böyle yazılarım aksayabilir; yoksa iki yıldır bir gün bile boşluk olmadı.
Ülkenin ve milletin durumu çok kötü; kafalar bir hayli karışık; teşkilâtlarımız çok dağınık; kısa zamanda toparlanmaları gerekiyor; çünkü bu seçimde mutlaka başarılı olmak zorundayız! Hatay’da her yerde olan problem yok; geriye dönük beş yıl Ocak başkanlığı yapanlar İl Başkanı ve İlçe Başkanı makamında oturuyorlar. Sanıyorum daha pek alışamamışlar ve ufak tefek tecrübesizlikler var; önceki ağabey kadroların bu boşluğu doldurması şart! 50 civarında aday adayı var; en renkli kişimiz İskenderun İmparatoru Mete Aslan; lakin adam yine yukarıdan aşağı paylamakta; belki kızacak ama “akıllı delimiz” diyebilir miyiz bilmiyorum lâkin politikada pişmiş bir adam! Anlaşılan en zayıfı da kulunuz Bademci !
Hoşça kalın.