
DEMEK Kİ muhalefete tahammülü yok…
“Demokrasinin beşiği olan ülkelerde böyle bir basına tanık olamazsınız” diyor. Evrensel demokrasiyi bir türlü beninsemeyen ve ondan uzak durmaya özen gösteren birinin ağzına, demokrasiyi, hak ve hukuku, cumhuriyeti, laikliği, bölünmez bütünlüğümüzü savunan basını eleştiren bu cümle yakışıyor mu…
………………………
Hangi basından şikâyetçi ve şikâyeti neden kaynaklanıyor?
Sıraladım; yandaş, yalaka ve yalama olmayan basından yaka silkiyor…
Muhalefet yapanlardan…
Geri kalan yani yandaş, yalaka ve yalama basına tek lâfı yok, alkışı var…
Muhalefet yapan gazeteler ve gazeteciler her gece rüyasına giriyor olmalı ki sabah ilk işi, hepsini terörden ve teröristten yana ilan etmek oluyor.
……………………….
Yandaş, yalaka ve yalama basının bir başka adı daha var, havuz basını. İhale ve kredilerle beslenen, çoğunluğu müteahhit olanların para akıttığı havuzdan nemalanan gazete ve gazetecilere bu ad veriliyor.
Havuzdan beslenen grubun bir elinin yağda, bir elinin balda olduğunu düşünmeyin; köftehorlar yağa da bala da bedenleriyle dalıyorlar. Cumhur cemaat götürdükleri paralar halkın parası!
Bunlara sesi çıkmıyor; aksine hepsini havuzdan beslenmeye özendiriyor. Bu densizliğe ortak olmayan gazete ve gazeteciler o yüzden her Allah’ın günü dilinde, hepsini yerden yere vurmaya çalışıyor…
…………………………
Demokrasinin beşiği olan ülkelerde yandaş, yalaka ve yalama basın hiç görülmemiş değil. İktidarı tutan gazete ve gazeteciler oluyor ama onlar da alkışladıkları yürütme erkinin en ufak falsosunu teşhirden geri kalmıyor.
Objektif olmak meziyet; demokratik ülkelerde bunu edinmek de temel kural…
Bizde ise yandaş, yalaka ve yalama basının tek meziyeti iktidarı pohpohlamak; bu amaçla yalan dolan ne varsa hepsini sahipleniyor, yazıyor, çiziyorlar. Objektif olamıyor, falsoları göremiyorlar…
Para için yemeyecekleri halt yok!
…………………………
“Havuz basını”na iktidardan nemalanan, dolayısıyla ona yaltaklanan tipler para akıtıyor. Bunların havuza akıttıkları parayla yandaş ve yalaka gazetecilik yaşatılıyor.
Örnek basın diye demokrasinin beşiği ülkeleri gösterene bakan da ister istemez, “Konuşana bak” demekten kendisini alamıyor.
* * *
ADAY listeleri partiler tarafından açıklandı…
Yüksek Seçim Kurulu kesin listeleri açıklayana kadar da hepsinde bazı tiplerin rahatsızlığı sürecek gibi. Liste dışı kalanlar, özellikle liderlere veryansın etmekten kendilerini alamıyorlar. Listelere tepki koyan aday adaylarının yoğun olduğu iki parti var, AKP ve CHP…
İsimlerin üzerinde duracak değilim. Kim seçilirse seçilsin, nasıl olsa yasama görevi başladığında kimin ne olduğunu, parlamentoya ne amaçla geldiğini, millete hizmetkâr olup olmadığını göreceğiz.
Değerlendirmeyi o zaman yaparız…
Önemli olan seçmenin parlamentoya, ülkeyi selâmete çıkaracak, bugün içinde bulunduğumuz kaostan kurtaracak, ekonomiden sosyal hayata her alanda halkımızı rahatlatacak, teröristle bir çuvala girmeyecek, konu komşuyla hır çıkarmayacak, laik cumhuriyeti, demokrasiyi, parlamenter sistemi, çağdaşlığı işaret eden ilkeleri, evrensel hukuku, özgürlükleri, eşitliği, refahın yayılması ilkesini ve bölünmez bütünlüğümüzü savunacak insanları yollaması…
Verdiğimiz oyları anamızın ak sütü gibi helâl edeceğimiz siyasetçilere ihtiyacımız var. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve partizanlık peşinde koşan baskıcı, işkenceci, müsrif, jakoben tiplerden yasama hayatımızı mutlaka sakınmaya mecburuz. Başkanlık hevesine kesinlikle karşı durmalıyız. Ülkenin, “Tek adam”ın ellerinde felâkete sürükleneceğini görmezden gelmemeliyiz…
Oylarımızı bütün bu hususları dikkate alarak kullanmalıyız…
Bir zadegân sınıfın oluşmasına, sırtımıza binmesine, ensemizde boza pişirmesine ve ocağımıza incir ağacı dikmesine olanak
Bu seçim, demokrasimiz için hayat memat meselesidir, onu da hiç unutmamalıyız!
* * *
HERİFİ gözüm hiç tutmamıştı…
Gençliği’nde milliyetçi ayağındaydı, nemalanmak için cemaatçi oldu…
Fazla yüz ve para bulamayınca sosyal demokrat kesildi…
Orada didiklediler, rahatı kaçınca muhafazakâr demokratlığını ilan etti…
Derhal şutlandı…
Sonunda AKP’den aday oldu…
…………………………
Başı göğe erdi mi dersiniz?
Kazık kadar ya, ermiştir…
Hatırlatırız…
Bundan böyle pala bıyık yerine badem bıyık bırakmak zorundadır…
………………………..
Siyasette şenlik var dostlar…
Çalsın sazlar oynasın “Dombra”lar…