Fiilî siyaset hayatımız da aday adaylığı için müracaatın son günü olan 18 Mart ve adaylık listelerinin kesinleştiği 7 Nisan arasında, 19 gün ile tamamlandı. Şahsen hiç üzülmediğimi ve kimseye gönül koymadığımı peşinen belirtmeliyim. Ne yapalım faal siyaset buraya kadarmış; nasıl olsa okumak ve yazmak gibi gerçek bir mesleğim var; aynı sür’atle hiç bırakmadığımız yerden devam edeceğiz. Böyle daha faydalı olduğuma inanıyordum; demek ki takdir makamı da böyle uygun görmüş, itaat etmekten başka çaremiz de yoktur. Partiye kin güdenler belki bizim sıraya da girmediğimizi söyleyeceklerdir, ama bana söylendi ve “dört dahil üst sıraları istemem” dedim. “ Sıralamalar nasıldır” diye sorup cevaplamamıza da gerek görmüyoruz; çünkü bu durumu 8 Haziran’da göreceğiz. İnşaallah isabetli sıralamalar yapılmıştır ve hareketimiz için hayırlı olur ve iyi netice alınır. Fakat şunu da belirtmeliyiz ki ülke çapında ilk intibalar iyi değildir; bu sefer hizip işi iç muhalefetten değil maalesef ahbab çavuş ilişkisinden kurtulamayan karar makamından gelmiş ve yanlışlıklar AKP’nin ekmeğine yağ sürmüştür.
Şahsen spekülasyonu ve iç çekişmesi bol, fakat teşkilâtı diri olan bir yerden, yani memleketimden aday olduğuma pişman değilim. Her zaman da o pırıl pırıl insanlarla beraberim ve tercih edilen arkadaşların da mutlaka emrindeyim. Seçim sürecinde ne görev verilirse yapmaya hazırım. Fakat görev verileceğini de sanmıyorum. Buna karşılık varsın aday olduğum için beni tenkid edenler aynı işe devam etsin. İlçe gezilerinde ve halkla temaslarda Hatay’da gördüm ki 4 milletvekili çıkarma potansiyeli vardır; inşaallah sıraya giren arkadaşlar bu canlılığı sandığa taşıyabilirler. Her bakımdan Türkiye genelinde de MHP’in yükselişte olduğu bizzat toplum mühendisleri tarafından ifâde ediliyordu; hatta yakın zamanda Halk TV’de bir gazeteci MHP’nin ülkede %40 olduğunu söylemişti. Şimdi bu listenin başarısını ancak MHP oylarının artması ile anlayabileceğiz. Eğer artma olmazsa demek ki liste tanzimini yapanlar bu işi doğru yapmamışlardır sonucu çıkacaktır.
Asıl şimdi MHP’li olmak zamanıdır; ülkenin içinde bulunduğu şartlar bunu şiddetle ve israrla zorlamaktadır. Listelerin şöyle veya böyle olması elbette önemli bir meseledir ve söylenecek şeyler netice olarak bir görüştür; yeni görüşlerin de sağlıklı olacağı daima tartışılabilir. Şüphesiz ki listeler rastgele tanzim edilmemiş ve mutlaka bazı doneler kullanılmıştır ki, belki bizler bunu anlamakta zorlanmaktayız. Netice, ancak hangi görüşün tam doğru olacağını gösterecektir.
Eğer parti bir düşüş yaşarsa başta Genel Başkan olmak üzere liste tanzimine müdahil olanlar tartılışacak ve siyasi hayatları riske olacaktır. Görüldüğü kadarı ile listeleri tanzim edenler öncelikle kendilerini ilk sıraya yazdırarak seçilmelerini garanti altına almışlardır. Reylerin düşüşü halinde mutlaka bu durum seçmenlere abartılı intikal edecek ve büyük tartışma başlayacaktır. Özellikle bu seçimler öncesinde parti bünyesi ve ülkücüler arasında tam itaat hakim olmuştu. İç muhalefet tamamen teslim olmuş ve partinin büyümesi için haksızlık bile haklı görülmüştür. Seçim sürecinde de inşallah bu bütünlük bozulmaz ve MHP en az %20 rey alarak kötümserliği mutlak iyimserliğe dönüştürür. Dâvâ adamının hareket tarzı bilhassa böyle olmalıdır. MHP listelerine taş da konsa kesinlikle reyimizi vereceğiz ve ondan sonra konuşmaya başlayacağız. Rey vermedikten sonra elbette konuşma hakkımız olmayacaktır. Hele hele inad olsun diye başka partilere rey vermek veya hiç kullanmamak ihanetten de ötede bir hareket tarzıdır.
Şahsen, seçim ortamında kendilerine görev tevdii edilenler tenkidin nasıl yapılacağını mutlaka göreceklerdir. Görevini yapmayan ve savsaklayanların mutlaka karşısında olacağız. Medya tartışmaları şimdilik MHP’de bir yenilik görmüyor ve sohbetlere konu bile etmiyor; CHP de üç aşağı beş yukarı aynı durumdadır. Aydınların ve medyanın gözünde tek çağdaş parti “HDP”dir. Maharetleri saymakla bitiremiyorlar; varsa da yoksa da bölücülerin partisi HDP! MHP listelerinde eskiye göre çok değişiklik yok; demek ki mevcuda rıza göstermek gibi bir eğilim var. Tek sevindirci haber Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı. Eskiden çağdaş olmanın ölçüsü “Solcu” olmaktı; şimdi medyaya bakılırsa bölücülüğü onaylamak böyle görülüyor. Maalesef bunlara karşı milletin tek sesi MHP’dir; eğer oylarımız BDP ile denklenirse vay ülke siyasetinin haline! Bizim hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmemizden başka yol görülmüyor; küsmenin zamanı değildir
Muhabbetle