Ali BADEMCİ
MHP için en önemli mesele ülkücülerin vatandaş karşısında ne konuşacaklardır? Seçim çalışmalarını tek başına adaylara bırakmamak lâzımdır; çünkü bunlar çoğu zaman başka tellerden çalıyor ve düşüncelerimizi ifâde edemiyorlar. MHP’nin 45 yıllık geçmişinde dâvâsını savunacak çok donanımlı ve hatip insanlar vardır. Bizler gençlerle beraber bu uygulamaları 1980 öncesinde yaptık ve şimdi de faydalarını görüyoruz. Bakıyorum da gençler siyasete çok yardımcı olmamaktadır; hâlbuki genç ülkücüler MHP’nin yeni açılmış taze gülleri ve mis kokan bahar çiçekleridir. Donanımı ve heyecanı millete mal etmek çok önemli bir meseledir.
İster kabul edin ister etmeyin Türk Halkı AKP hükümetleri zamanında tam anlamı ile Siyasi İslâm söylemlerinin içine çekilmiş hatta göbeğine oturtulmuştur. Evvela bu meseleyi halledip AKP’nin çirkin yüzü ortaya konmalıdır; yolsuzlukların, kanunsuzlukların ve diktatörlüğün İslâmiyette yeri olmadığı vurgulanarak gerçek İslâmcılar’ın MHP’liler olduğu misallerle anlatılmalıdır. Hükümetin Suriye, Irak ve IŞİD karsısında takındığı ikiyüzlü politika mutlaka çürütülmeli ve halkın yanlış yönlere çekildiği anlatılmalıdır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın milliyetçilik aleyhtarı beyanları ortaya konmalı ve millet gerçeğinin olmadığı yerde inanç olamayacağı usul usul gözler önüne serilmelidir.
Cumhuriyet ve Atatürk vurgusu da çok önemlidir; bu işin ayarına göre ortaya konması ve AKP’nin sözkonusu müktesebatla dalga geçerek hesaplaşma içinde olduğu örneklerle halkın önüne konmalıdır. Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’in bizzat iktidar taraftarları eliyle tartışılır hâle getirildiği azınlık taleplerinin bu yüzden arttığı ve cazip gösterilir hâle geldiği Güneydoğu misalleriyle diğer vatandaşları da kırmayacak şekilde anlatılmalıdır. Bölücülüğün marksist temelli olduğu, dinle ilişkilerinin bulunmadığı, tamamen yabancıların desteği ile ayakta durdukları etraflıca aydınlatılarak halkla bütünleşilmelidir.
Gerçekten Kürtçülük meselesi pek önemlidir, MHP iktidarında şimdiki gibi ayrım yapılmayacağı, teröre dönüşmeyen her türlü kültür meselelerine ortak olunacağı ve paylaşılacağı, demokraside kimsenin kimseden korkmasının söz konusu olmadığı belirtilmelidir. Alevilik de ince bir meseledir ve bu kardeşlerimize gerçek ayrımcılığın bu dönemde başladığı ve tarih boyunca halklar arasında bir husumet vukuu bulmadığı söylenmelidir. Esas olan şeyin günlük politikalar değil asırlarca süren kardeşlik olduğu tarihi örneklere dayandırılmalıdır. Kürtler hiçbir şekilde milliyetçilerin ve Atatürkçüler’in düşmanı olamaz; istenmeyen şey; fikir ve kültür tezahürlerinin teröre dönüşmesidir. Elbette herkes mensubiyetini ve cibilliyetini ifâde edecektir; fakat bunu asabiyetle ortaya koyamaz; yani ırkçılık gibi çağdışı görüşlere dayandıramaz. Alevilik de öyle; günümüzde mezhepçilik bitmiştir ve İslâm’a mezhepler de sonradan girmiştir; hepimiz Müslümanız! Herkesin mutlaka bir dini olacaktır ve Allah insanları Kul olarak yargılayacaktır; Tanrı karşısında kolektif duruş olmadığı için devletin de resmi dini olamaz; çünkü devlet bütün inançlara eşit yaklaşmak zorundadır.
Siyasette yumuşaklık, nezaket ve kibarlık çok önemlidir; bu sebeble milletin karşısına çıkan konuşmacılar bu kurallara uymak zorundadır; kirli sakal, düzgün kesilmemiş bıyık ve topluma uygun gelmeyen giyimden, uzak durulmalıdır. En iyisi konuşmacı arkadaşların beyaz gömlek, kravat ve takım elbise giymesi, mutlaka traşlı olmasıdır. Eşkıya görüntüsünde ülkücü ve milliyetçi olunamaz. Üslup da çok önemlidir, mutlaka düzgün Türkçe ile tane tane kelimeler dökülmeli, modernlik adına uydurma kelimeler kullanılmamalı, kesinlikle slogan uydurma yoluna gidilmemelidir. Genel Merkez’in verdiği toplum karşısında kabul gören sloganlar ancak tekrarlanmalıdır. Bu ve benzer kaidelere uyarsak iyi netice almamamız mümkün değildir. Sağlıcakla kalın efendim.