Ali BADEMCİ
Cemaatin sesi iyice kesildi; demek ki hiç de görüldüğü gibi kadrolara sahip değilmiş. AKP biraz sallayınca sonbahar yaprakları gibi döküldüler; demek bizim gibi üzerlerinden bir ihtilâl geçse adları bile silinecek! Hâlbuki 17 Aralık’dan evvel yanlarına kimse yanaşamazdı; karşı dağları Ekrem yaratmış, dünyayı da Mümtazer’den başka ne bilen ne tanıyan var! Yıllarca Mahcupyan’ı besleyip büyüttükten sonra, Başbakan’a yapıştırdılar ama o da Cemaat’e sırtını dönüp birden Ermenilik damarları kabardı! Sağolsun Hükümet KGB şefleri gibi herkesi takip ediyor özellikle medyada kuş uçurtmuyor! Sen misin görüşlerine katılmayan hemen buduyorlar; yerine de bir şey koymuyorlar. TRT AVAZ sefilleri oynuyor, herhalde program başarabilecek AKP’li bulamıyorlar. Özel TV’lerin hepsi aynı ve Hükümet avantası ile bağımlı, programlar kuru! Dikkat ediyor musunuz o yandaş olmadığını söyleyen medyada artık Padişah’ı tenkidler yer almıyor. Sedat Laçiner’i Rektör yapmadıkları gibi yazılarına ve fikirlerine de ambargo koymuşlar. Adam “Büyüklerimiz böyle istedi” demekle yetiniyor.
Dikkatle bakın artık Zaman Gazetesi sayfaları ve STV ekranları da eskisi gibi değil; bayağı alçaktan uçmağa başlamışlar. Gurup yayınlarında artık eski tüfekler yer almıyor; ya kendiliğinden yahud da işaretle köşelerine çekilmişler. Ekrem geçen ay 5, bu ay 3 yazı yazmış, gayet mülâyim; birçoğunda en zayıf olduğu “Din dersi” anlatıyor, artık ne kadar tutarlı bunları da kendi veya eski ortaklarının uzmanları bilir!
Cemaatin dershaneleri kapatıldı; tedricen okullara dönüşecekmiş; demek en büyük para musluğu kapandı. Geçmişte olduğu gibi devlet imkânlarına da konamıyor, üstelik kanunlara uygun da olsa önceden götürdükleri malın hesabını veriyorlar. O göklere çıkan Türk Okulları güme gitti! Eskisi gibi “Hocaefendi” sabah nasihatları etmiyor, hıçkırmıyor ve ağlamıyor; kırmızı bülten sıkıştırıyor ki, herhalde kabul edecek mekân aramaktadır. Tabiî olarak insanın acımaması mümkün değil; halbuki bunlar bize hiç sahip çıkmamışlardı! Fakat biz göz dolduran hizmetlerin engellenmesine üzülüyoruz!
Cumhurbaşkanı’nın işareti yanlış değil; Genel Başkan’ların bilgileri dışında 17 Aralık’dan sonra Cemaat Aydınlar-CHP-MHP’ye nüfuz etmeye çalıştılar, ama herhalde hiç tutmadı! Solcu ile solcu, sağcı ile sağcı oldular ama kimseyi de yanlarına alamadılar. Hani şu “Dinlerarası Diyalog” çağrılarına da Papa’nın Ermeniler’i destekleyen beyanları ile karşılık geldi; yani biz millet olarak anladık ki, Hıristiyan Hıristiyan, Müslüman da Müslümanmış, diyalog falan da hikâye imiş! Haçlı zihniyeti mahşere kadar sürecek! Şu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, daha evvel şu kadar oyu var bu kadar reyi var denilen Cemaat’ın da böyle bir gücü olmadığını öğrendik.
Şimdi Cemaat ne yapar, sorusunu bile soran ve onlara talip olan bile yok; her telden çalıyorlar ama hiçbir kulağa bu ses güzel gelmiyor! Esasında millet inançların siyasette kullanılmasını istemiyor; din adamının dinle siyasetçinin siyaset uğraşmasını arzu ediyor. Türk milleti tarihin her devrinde Laik bir millettir; Abbasi Halifeleri ile bunun için çıngar çıkmış, İran’da Şeriatmedari, Humeyni’nin Velâyet-i Fakih düşüncesini bunun için reddetmiştir. Fakat bizim din adamlarımız dindar olan milletimizin bu zaafını bildikleri için tarih boyunca belâ çıkarmışlardır; bir türlü de bu belâlardan sıyrılıp kendimize gelemedik. Kullanılma, yönetilme, güdülme hep bunların icâdıdır; işte 31 Mart- Menemen’in Kubilay’ı- Mütareke basını! Ve işte iktidar! Hangisinin içini açıp da konuşalım! Aslına bakılırsa bu meseleler adam gibi izah edilemediği için millet hâlâ tehlikenin farkında değildir.
Ülkede bu din kalpazanlarının hiçbir ekonomik katkıları olmaz, devamlı milletin sırtından geçinirler, alın teri ile kazanan ve saadetle harcayanı da göremezsiniz! Üstelik biri gider diğeri gelir; çünkü tarikatların kötü tarafı daima doğurgan olmasıdır. Hâlbuki din adamlığı bu işini yapsa hiçbir şey olmayacak. Münafıklar da bunlar arasından çıkıyor; zavallı millet onlara acıyor ve bir çuval buğdayını bile veriyor. Dağlar taşlar sakallı öğrencilerle dolu! Vallahi bu işlere karnımız tok; iyi dindar ve din sahibi olmak Millet olmaktan geçer. Cemaat bir sefer de bunu denemeli!
Sağlıcakla kalın.