
Ali BADEMCİ
Koskoca Başbakan çıkmış milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Şu malum MİT tırları ile Bayır Bucak Türkmenleri’ne silâh gidiyormuş da “Paralel Yapı” Hakim ve Savcıları engellemiş. Kılıçdaroğlu meydanlarda soruyor, “Gösterin bakalım tırlar kime silâh götürüyormuş”! Adamı böyle yakalarlar da millete teşhir ederler! Demek bunların söylediklerinin tamamı yalan!
Şahsen gezdim gördüm; iç savaş dolayısiyle hudutlarımız açık, rahatlıkla gidilip gelinebiliyor! Yayladağı ilçemizde Çadırkent’te ve akrabalarının yanında 10.000’e yakın Bayır Bucak Türkmeni var; merak eden gider sorar! Antakya Yayladağı arası 60 km yol boyunca köyler var; bir Allah’ın kulu böyle bir geçişi ne duymuş ne de görmüştür. Yayladağı çadır kentte 20 gün önce bir soydaşımıza sordum “Size silah geliyor mu” diye gülerek “Leh valla böyle bir şey yok” dedi. Hükümetten gelen oluyor mu şeklindeki bir soruma da yardım falan yok nasihat ediyorlar ve “Sakın ırkıyat yapmayın diyorlar.” şeklinde cevap verdi. İşte bu da bir “Takiyye”! Altınözü’nde de büyük bir Çadırkent var aynı şeyi onlar da doğruluyor!
Türkmenler’e yardım ediliyor; lâkin bu yardımları Hükümet değil halk ve hayırsever kuruluşlar yapıyor. Geçen sene Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz Hatay’a kadar gelerek nakdi ve ayni yardımlarda bulundular. Antakya Alevileri Suriye mültecilerini sevmiyor; lakin Türkmen mültecilere hem iş veriyor hem de yardım ediyorlar! Sevmedikleri Şafiî mezhebinden olan ve kendi kendilerine “Selefiyim” diyen Arap mülteciler! Aleviler bunlara düşmanlık bile yapıyorlar! Durum bu; bizim Hükümet yalandan bina yapıyor!
Dün Sözcü Gazetesi Yazarı ve Halk TV programcılarından emektar gazeteci Ağabeyimiz Rahmi Turan ve Gazeteci Fatih Ertürk telefonla arayarak programlarına katılmamı istediler. Bu görüşlerimi daha detaylı biçimde ve rakamlarla ifâde ettim. Bunun üzerine birçok dost aradı, keyifli sohbetler yaptık! Elbette MİT tırlarını görmedim ve tutuklamaları da seyretmiyorum! Fakat Suriye topraklarına gömülü bir tarihimiz ve kültürümüz var. Geçen sene “Suriye’de Türkmenler ve Bayır Bucak” adı ile Ötüken tarafından yayımlanan eserimde bu bilgileri çok detaylı olarak görebilir, saha çalışmalarını değerlendirebilirsiniz! Suriye meselesi bizim için her türlü siyasi mülâhazanın üzerindedir. Güncel rakam ve değerlendirmeler Suriye’de 10 milyon Türkmen yaşadığını gösteriyor. Yayladağı’nın devamı olan Bayır-Bucak’ın dışında Altınözü’nden başlayıp Golan tepelerine kadar uzanan ve Osmanlı Kadı Sicillerinde nüfuslarla ilgili kıymetli bilgiler bulunan Asi Deltası Türkmen’leri Arapça konuşsa da, mezheplerinin Sünni-Hanefi olmasından biz onların Türkmen olduklarını anlıyoruz. Bunlar Cisrişuğur-Hama-Hums’dan Golan’a kadar uzanırlar! Bunların evvelce Bektaşi olanlarına Şambayadı deniliyordu. Ne yazık ki bugün Suriye’de Türkmenlik Lazkiye-Musul enine çizgide aranırken Dikey Türkmen Hattı, yani Asi Deltası ihmal edilmiştir. Halbuki hat Şii Fatimiler devrinde Lübnan’ı da aşarak Fustat-Kahire’ye kadar uzanıyordu. Bu oluşumu kabullenmezsek Lübnan Dürzi varlığını da izah edemeyiz. İlk Kahire olan Fustat’ı Fatımiler yıkmış olsa da kurucusu Ferganalı Karluk Türkleri’dir. Hafızamızı mutlaka geniş tutmak zorundayız.
Bugün Arabistler Kuzey Doğu Suriye Dağları’nda kaybolan “Selkın” diye bir Arap aşiretini aramaktadırlar. Halbuki bunlar Arap değil Emeviler devrinde Arapça konuştuğu halde sonradan Selçuklular devrinde Türkleşen ve bugün adı Türk olan insanlardır. Bunlar Türkmenlere kız alıp vererek Türkmenleşmişlerdir. İhtimaldir ki bunlar Kıpçak asıllıdır ve Kıpçaklara çok benzemektedirler.
MİT Tırlarından başladık nerelere kadar geldik. Bu bilgilere sahip olmayıp de Suriye olaylarını mezhep çatışması olarak gören bir zihniyetin elbette Türkmenler’e yardım etmesi düşünülemez! Silâhların nereye gideceği ise ayrı bir husustur! Bugün Suriye’de IŞİD Cephesi’nde Türkmen asıllı Suriyeli gösteremezsiniz. Belki Suriye hareketi olması dolayısiyle NUSRA ile temasları olabilir ama IŞİD ile asla!
Muahebbetle efendim.